| Konu: | Ege Denizi'nde meydana gelen depremi yaşayan tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna ve depremle mücadelede can kaybını azaltmak, ekonomik kaybı minimuma indirmek için stratejiler geliştirilmesi gerektiğine, Cemil Meriç'in vefatının 30'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 13.06.2017 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün Ege Denizi'nde Karaburun ile Midilli arasında 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Deprem İstanbul, İzmir, Manisa, Bursa, Edirne, Afyon başta olmak üzere çok sayıda ilimizde hissedilmiştir. Depremin ardından 3 ve üzeri büyüklüğünde 45 artçı sarsıntı daha gerçekleşmiştir. Dünden beri deprem uzmanlarının kamuoyuna yansıyan açıklamalarını dikkatle takip ediyoruz. Depremin enerjisinin henüz boşalmadığı, 6,2'lik sarsıntının bir uyarıcı deprem olduğu, benzer büyüklüklerde yeni depremlere hazırlıklı olunması gerektiği ifade edilmektedir.
Ülkemizde deprem sonrasına ilişkin önemli bir tecrübe ve birikim var. Afet kontrolü, arama kurtarma çalışmaları, yaralılara ve felaketzedelere yardım konularında gerek kamu kurumlarında gerekse sivil toplum kuruluşlarında yeterli tecrübe ve birikimimiz olduğunu düşünüyorum. Ancak daha evvel de çeşitli vesilelerle ifade ettiğimiz gibi depremle mücadelenin iki yönü vardır. Bunlardan birisi deprem sonrası, diğeri ve belki daha önemlisi depreme hazırlıklı olmaktır.
Deprem ülkemizin yadsınamaz bir gerçeğidir. Ülkemiz üç önemli fay hattının üzerindedir; Ege graben bölgesi, Kuzey Anadolu fayı ve Doğu Anadolu fayı. Bu nedenle depremle mücadelede can kaybını azaltmak, ekonomik kaybı minimuma indirmek için stratejiler geliştirilmelidir; binalarımızı geliştirme ve vatandaşlarımızı bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Bu vesileyle depremi yaşayan bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Akçay.
Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün, ülkemizin filozofu, büyük Türk aydını ve fikir adamı Cemil Meriç'in vefatının 30'uncu yıl dönümüdür. Yetmiş bir yıllık ömrüne büyük bir irfan ve medeniyet telakkisi sığdıran Cemil Meriç çöldeki bir vaha gibidir. O, hiçbir zaman, iki gün sonra unutulacak, yapay, medyatik bir şöhret olmamıştır. Eserleriyle düşünce atlasının genişliğini belgeleyen Cemil Meriç, zamana dayanıklı bir mütefekkirdir. Bu Ülke, Mağaradakiler, Kırk Ambar, Umrandan Uygarlığa, Işık Doğudan Gelir, "Jurnal"ler gibi kıymetli eserlerini kaleme aldığından beri on yıllar geçti ancak bugün bile her dönüp okuyuşumuzda ufkumuzu genişletiyoruz.
Eserlerinde olguları, olayları, kişileri ve durumları millet vicdanı, irfanı ve insanlık terazisiyle tartmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Cemil Meriç bizim için, kendi tabiriyle söylemek gerekirse, muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayan bir köprüdür.
Bu vesileyle Cemil Meriç'i rahmet ve şükranla anıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akçay.