| Konu: | Kocaeli ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 13.06.2017 |
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kocaeli'nin sorunları hakkında söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
İzmit Körfezi çevresi elverişli ulaştırma olanakları, doğu yönünde uzanan geniş ve verimli arazileri, zengin su potansiyeliyle tarihin her döneminde yerleşim için çekici olmuştur. Şehir bir yandan sanayileşirken öte yandan hızlı biçimde göç almıştır. Gelen yeni nüfusun konut ihtiyacı hızla artmaya başlamıştır. Ancak şehrimiz 17 Ağustos 1999 depreminde acı bir felaket yaşamış, 17 bin insanımız yaşamını kaybetmiş, yüz binlerce insanımız yaralanmış ve evsiz kalmıştır.
O günden bugüne tam on sekiz yıl geçti ama deprem noktasında 1999 yılından pek de ileride değiliz ne yazık ki. Depremden bu yana hâlâ daha orta hasarlı binalarda yaşamaya mahkûm pek çok vatandaşımız bulunmaktadır. İnsanlarımız resmen beton tabutlar içerisinde yaşamaya devam ediyorlar. Bir diğer sorun, deprem sonrasında kentsel dönüşümün birçok bölgede rantsal dönüşüm hâline gelmesidir.
Depremle mücadelenin çok yavaş yürütüldüğü Kocaeli'de ilk olarak İzmit ilçesi Erenler Cedit bölgesinde 2006 yılında "kentsel dönüşüm" denilerek tam 1.485 konut yıkıldı, yerine buram buram rant kokan 972 konut yapıldı. İnsanlarımızın elinden evleri yok pahasına alındı. Üstelik Kent Konutun yasalara ve yönetmeliklere uygun olmayan bir biçimde yaptığı indirimler nedeniyle 11 milyon da zarar tespit edildi Sayıştay raporlarına göre. Sayıştay raporlarında, Kent Konut aracılığıyla yapılan onlarca usulsüzlük ve haksız kazançlar tespit edildi, hatta Ramazan ayı olmadığı hâlde "iftar yemeği" adı altında kesilen bir sürü fatura tespit edildi. Bu konuda bir sürü önerge verdik ama hâlâ ne yazık ki cevaplanmadı.
Yıl 2017, şimdi ise rant kokuları Kocaeli'nin batısından yani Gebze ve Çayırova ilçelerimizden geliyor. Çayırova ilçemizin Emek ve İnönü mahallelerinde 2009 yılında kentsel dönüşüm projesi başlatılmak istenmiş, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Çayırova Belediyesi meclisleriyle alınan karar doğrultusunda bu iki mahalle kentsel dönüşüm kapsamına alınmıştı. Ancak belediye, mahalle sakinlerine nasıl bir proje yapılacak, kimlere, nasıl bir daire verilecek veya projedeki ticari alanda hak sahiplerine bir yer verilecek mi gibi konularda hiçbir bilgi paylaşmadı. Gerek Çayırova İlçe Başkanlığımız gerekse mahalle sakinlerinin bir araya gelerek oluşturduğu oluşumlar neticesinde Belediye Başkanı kentsel dönüşümden vazgeçtiğini söyledi ama hâlâ gerekli işlemleri yapmadı. Belediye Başkanı sözünü tutmadığı gibi "Söz konusu arazileri Çevre Bakanlığı imara açacak." dedi yani vatandaşı Bakanlıkla korkutmaya kalktı.
Gebze Hürriyet ve Yavuz Selim mahallelerinde ise 2/B nedeniyle yıllardır imar planları ve tapu, ruhsat verme işlemleri yapılmamıştır. Belediye Başkanı 2014 yerel seçimlerinden önce vatandaşa tapu sözü verdi. Bu söz hâlen yerine getirilmedi ve ne yazık ki yılan hikâyesine döndü. Sonrasında ise bu mahalleler yasa gereğince proje alanı olarak ilan edildi yani bu alanlar Afet Yasası'na sokulmak isteniyor. Böylece vatandaşın tapu tahsis hakkı ortadan kalkacak, insanlara enkaz bedeli üzerinden para verilip oradaki insanlar göçe zorlanacak ve ileride "Arkadaşlar, kusura bakmayın, kanun böyle söylüyor. Bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Ya metrekaresini 500 liradan alırsınız ya da -enkaz bedelini alıp- Allah yolunuzu açık etsin." diyecekler.
Bu mahallelerde yaşayan insanlar oranın gerçek sahibidir. Bölgede uygulanan bu politika "Sen buradan git." demenin kibar yoludur. İnsanlarımız 2/B hak sahibi olduğu hâlde bu alanlarda artık sorunlarının her seçim döneminde malzeme edilmesini istemiyor. Bu proje alanlarının nasıl rant kapısına dönüştüğünü İzmit'te gördük. Şimdi aynı rant kokularını Çayırova ve Gebze bölgemizde görüyoruz. İzmit'te yerinden yurdundan edilen insanlar kervanına şimdi de Çayırova ve Gebzeli yurttaşlarımızı katmak istiyorlar.
Son olarak: İzmit merkezde bir türlü bitirilemeyen, artık o da yılan hikâyesine dönen, her fırsatta "Şu gün açacağız, bugün açacağız." dedikleri tramvay projesi ne yazık ki İzmit'te zaten var olan trafik keşmekeşini daha da çileden çıkarmış durumda, daha da kötü hâle getirmiş durumda ve proje bitmediği için çevresinde bulunan esnaflar sürekli kepenk kapatmak zorunda kalıyor, dükkânlarını kapatmak zorunda kalıyor. Birçok insanımız bu projeler nedeniyle, yanlış yapılan, yanlış başlanan ve bir türlü bitirilemeyen bu projeler nedeniyle sürekli mağdur oluyor, sürekli dükkânlarını kapatmak zorunda kalıyor. Bu konuda kent yöneticilerinin daha duyarlı, daha bilgi sahibi, kenti tanıyan şirketlerle iş yapmasının, daha kenti bilen, kentin dokusunu bilen birimlerle iş yapmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaplan Hürriyet.