| Konu: | İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, (2/1461) esas numaralı 12.04.1991 Tarih ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/99) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 06.06.2017 |
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'miz üzerine söz almış bulunmaktayım.
Bu teklifimizin esası, terör örgütlerine karşı verilen mücadelede terörist silahlarıyla yaralanmış ancak yönetmeliklerden dolayı resmiyette gazi sayılmayan, görmezden gelinen vatan evlatlarımızla ilgilidir. Öncelikle, kanun teklifimizde asıl emek sahibi olan Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Akif Hamzaçebi'ye bu konudaki duyarlılığı için gazi sayılmayan vatan evlatlarımız adına teşekkür etmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu askerlerimiz bizler daha güvende olalım diye rahat bir yatak yüzü görmeden, sırtında onlarca kilo ağırlıkla, sevdiğinin sesini aylarca duymadan, "Acaba, teröristin kurşunu ne yönden gelecek?" korkusunu bir an olsun bile içinden atamadan dağlarda geziyor, vatanı koruyor, nöbet tutuyor, vatan sevgisi için göğsünü kurşunlara siper ediyor; kimisinin parmakları eksik, kimisi vücudundaki şarapnel parçalarıyla, kalbindeki kurşunla hayat mücadelesi veriyor. Bu insanların kalbindeki kurşun 1 santimetre daha ileriye gitse hepimiz, hepiniz oturduğunuz koltuklarınızdan şehit taziye mesajları yayınlayıp, Türk Bayrağı'na sarılı tabutunu sırtlayıp askerî araca bindirecektiniz.
Bugün bu kürsüde bütün konuşmacılar şehitlerimizi andı, Allah hepsinden razı olsun, gani gani rahmet eylesin. Son dönem şehitlerimiz olmak üzere, hepsi dâhil, eğer şehit olmasalardı, eğer yaralanmış olsalardı ama bu yönetmeliğe takılmış olsalardı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sağlık yönetmeliğine takılmış olsalardı ne olacaklardı arkadaşlar, biliyor musunuz? Hiçbir şey olamayacaklardı, gazi bile olamayacaklardı. Bu vatan evlatlarına şimdi, hepimiz, hepiniz bir cevap vereceksiniz, ya "Terör örgütleriyle mücadele eden vatandaşlarımız yaralandıklarında yaralanma yüzdelerine bakmadan gazilik onurlarını vereceğiz." diyeceksiniz ya da "Yıllardır böyle gelir, böyle gider bu kervan/Kader böyle ey insan, ister ağla ister yan!" diyeceksiniz.
Bu konuda daha önce araştırma önergesi vermiştik ancak AKP'nin oylarıyla birlikte ne yazık ki reddedilmişti ancak ardından, AKP Grup Başkan Vekili İlknur İnceöz bu kürsüye gelerek şunu söylemişti, "Bu konuda çalışmalarımız sürmektedir." demişti, ardından Başbakan "7 bakanlığa talimat verdim, bu konu üzerine çalışıyoruz." demişti. Altı ay öncesinden bahsediyorum. "Çalışmalar ne durumda?" diye Maliye Bakanına defalarca sordum ama Bakanın konu hakkında ufacık bir bilgisi dahi ne yazık ki yoktu, topu Aile Bakanına attı, "Aile Bakanlığı bu konu üzerinde çalışıyor." dedi, Aile Bakanına sorduk, Aile Bakanı da "Benim bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok." dedi, ardından 684 sayılı KHK yayımlandı ve "Bu KHK'yla ilgili gaziler arasındaki farklar ortadan kaldırılmıştır, 19 bin kişi bu haklardan yararlanacaktır." demişti ama hiçbir vatan evladı ne yazık ki bu KHK'dan da yararlandırılamadı. Peki, soruyorum buradan: 19 bin kişi için çıkarılan bu KHK'dan hiç kimse yararlanmadıysa kimdir bu 19 bin gazi, biz ne zaman 19 bin gazi verdik? Bu KHK sadece 15 Temmuz gazilerini kapsadı ne yazık ki. O da yetmedi, Savunma Bakanına sordum, Savunma Bakanı akıllara zarar bir cevap verdi, dedi ki: "15 Temmuzda sokağa çıkanlar hiçbir hesabı olmayan, vatan sevgisine sahip insanlar, yaralanalım da gazilik imkânlarından yararlanalım diye sokağa çıkmadılar." Peki, PKK'yla mücadelede yaralananlar gazilik haklarından yararlanmak için o kurşunları bilerek mi yedi ya da o mayınlara bilerek mi bastı? Bundan önce Başbakan grup toplantısında demişti ki: "Gazilerimiz için TSK'da bir yönetmelik varmış, bu yakışmaz Türkiye'ye kaldırdım hepsini. 15 Temmuzda yaralananlar tırnağı bile çizilse gazi sayarım." dedi ve bir KHK yayımlandı ve o KHK'yla 15 Temmuzda yaralanan herkes gazi sayıldı. Tırnağı çizilen gazi sayıldı ama ne yazık ki PKK'yla mücadele edip yaralanan, parmağı kopan, bir sürü şarapnel parçasıyla bugün hayatını devam ettirmeye çalışan insanlar hâlâ o yönetmeliğe takılıyor ve gazi sayılmıyor. Şu anda bizi izliyor, birçok vatan evladı bizi izliyor ve hepimize soruyor: "Bizlere gazi olamazsınız diyen devlet yetkilileri kendi çocuklarının bir parmağına kaç lira değer biçebilirler? Askere gitmeden önce bu mermilerle yaşıyor olsaydık bizleri askere alır mıydınız?" diye soruyorlar. İki vatandaşımız mesaj gönderdi, bir tanesi diyor ki: "Bize terör mağduru diyorlar, ben bir kahraman Türk askeriyim. Terörist benim düşmanım, ben terörün mağduru değilim devlet mağduruyum." diyor vatandaşlarımızdan bir tanesi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan, bir dakika rica edeceğim.
BAŞKAN - Toparlayın lütfen, tamamlayın.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Bir diğeri diyor ki: "Keskin nişancı mermisiyle Nusaybin'de vuruldum, mermi 1 milimetre soldan gitse felç olacaktım, bir santimetre yukarıdan gitse kahraman şehit olacaktım ama şu anda ben hiçbir şeyim." diyor değerli arkadaşlar. Gazilik unvanı için yıllardır mücadele ediyorlar. Kalp yarası kurşun yarasından emin olun daha ağırdır. Gelin, bu vatan evlatlarımızı, bizler için, ülkemiz için, üzerinde yaşadığımız bu toprakların geleceği için mücadele eden vatan evlatlarımızı daha fazla yaralamayalım. Yarın, terörle mücadeleden bahsederken gazi ve şehitlerimizin fedakârca mücadelelerini alnınızın akıyla anlatmak istiyorsanız bugün bu yasa teklifimize "evet" demelisiniz diyorum, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)