GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:101
Tarih:06.06.2017

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

AK PARTİ grup önerisiyle önümüzdeki hafta sizi yoğun bir maraton bekliyor, hep birlikte. Ne hırsına biliyor musunuz, ne hırsına? Bulimia hastalığı hırsına. Bu içinizden çıkan Hükûmetin tutulduğu ya da Hükûmetin yakın çevresinin tutulduğu bulimia hastalığı uğrunaTürkiye Büyük Millet Meclisi bu mübarek dönemde çalışacak. Çalışsın, çalışmaktan kaçan yok ama hakikaten merak ediyorum, 3, 5 kişiyi zengin etmek için 2003'ün 7'nci ayında Sayın Abdullah Gül tarafından ilk teklif gelmiş bu Meclise. Hoş, ondan önceki hükûmet tarafından da gelmiş. Meclis on beş senedir zeytinle yatıp zeytinle kalkıyor.

Ramazan Can, Sayın Milletvekilim, biraz önce dediniz ki: "Muhalefetin itirazları var." Sayın Can, şu AK PARTİ Grubunun yüzde 80'inin içine bu kanun siniyorsa ben siyaseti bırakırım. Bizi bırak, sizin milletvekillerinizin itirazı var. (CHP sıralarından alkışlar) Ege ve Trakya'daki, Marmara'daki AK PARTİ'nin sayın milletvekillerinin bu işten ne kadar müşteki olduğunu ben biliyorum. Ayıp ya, vallahi ayıp billahi ayıp ya! (CHP sıralarından alkışlar)

Bir şey demiyorum, çoğunluğunuz var, yapabilirsiniz, yapabilirsiniz ama Türkiye'nin özellikle zeytin sahasındaki illerinden size hiç telefon gelmiyor mu kardeşim? (AK PARTİ sıralarından "Gelmiyor." sesleri) Nedir bu hırs, nedir bu hırs?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sanayici bu kanunu bekliyor.

ENGİN ALTAY (Devamla) - İyi, keyfiniz varsa, eğer bu kanun buradan bir ayda çıkarsa ben bir şey bilmiyorum.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Memleketin yarısı kan ağlıyor.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Biz de elbetteTürkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün bize verdiği bütün imkânları kullanırız. Buradan teklifimizi yapıyoruz. Bu kanunun içinde müspet konular da var. Bu kanunun -yanlış baktıysam bizim arkadaşlar beni düzeltsin- 2'nci maddesini çekin, 2'nci maddesini kaldırın, bu kanunu burada -90 madde- bugün bitirelim, var mısınız?

Peki, bizim zorumuz ne "90 maddelik kanunun 1 maddesini çekin, bütün desteğimizi vereceğiz." diyorsak? Ya, bir düşünün, bunların da bir derdi var belli ki, bir sıkıntısı var, bu kadar itiraz ettiklerine göre. Daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde 6 defa komisyonlara gelip, teklif/ tasarı olarak gelip geri çekildiğine göre -toplumsal muhalefetten de kaynaklı olarak- ya bir vicdanla, şu mübarek ayda bir vicdanla, bir samimiyetle, bir hüsnükalple bu meseleye baksanız ne olur? Yani benim 1 tane zeytin ağacım yok, ben Karadenizliyim. Ama bakın değerli milletvekilleri, 167 milyon ağaç var Türkiye'de, dünya zeytin üretiminin yüzde 10'unu karşılıyor bu ülke, kötü mü oluyor ya? 86 milyon dolarlık zeytin ve zeytin ürünü ihraç ediyoruz. Siz diyorsunuz ki: "Bizi çok seven, bize bağlı birileri var. Bunlar tesis yapmak istiyor ama tesis de denizi görsün istiyor. Bunun da tek çaresi zeytin sahaları, kesiverelim gitsin."

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Madenci dostları var, madenci arkadaşları.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Madenci, turizmci, şu bu.

Yani bu millet size oy veriyor diye bu milletin iyi niyetini bu kadar suistimal etmeyin, bu milletin hakkını bu kadar gasbetmeyin değerli milletvekilleri, sizden rica ediyorum. Hükûmet de burada. Sayın Bakan, ne olur o 2'nci madde çekilse? Yani bir sorun var, bir toplumsal refleksle karşı karşıyasınız. Şimdi haber geldi, Balıkesir'den 30-40 otobüs Ankara'ya sizi ikna etmek üzere geliyor. Sayın Bakan, 30-40 otobüs yakıt yakacak, o insanlar yolda telef olacak yani eza cefa çekecek, sıkıntı çekecek, günah değil mi?

ATİLA SERTEL (İzmir) - Bakan burada.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Nerede?

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Engin Bey, bakın burada.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Bakan, sizi seviyoruz. Bu kanunu çekin. Yazık günah, bu millete yazık. Bakın, 5 Haziran Dünya Çevre Günü yani çevre diye bir faktör var. Bu Türkiye'ye, bize Cenab-ı Allah her şeyi iki eliyle vermiş. Üç tarafımız deniz, orman varlığımız, zeytinlik varlığımız, yer altı, yer üstü zenginlik kaynaklarımız... Yani üç kişiyi zengin edeceğiz diye bu cenneti cehenneme çevirmeye ne hakkınız var, ben anlamıyorum ya. (CHP sıralarından alkışlar) Hakikaten yanlış yapıyorsunuz. Siyaset yapıyorsam namerdim, şerefsizim. Bizim partimizde çevre duyarlılığı çok yüksek, benden çok yüksek arkadaşlar var. Ama bu toprakları bize yurt edenler bu toprakları gelecek kuşaklara devretmek üzere bize verdiler, lekesiz, tertemiz, pırıl pırıl verdiler. Şimdi, yandaşlarımızı zengin edeceğiz diye bu zeytinliklerin talana, yağmaya, ranta, imara açılmasına sizlerin gerçekten kalpten el kaldıracağınıza inanıyorsam şerefsizim, namerdim. Ama bir parti aidiyeti içinde, bir parti hiyerarşisi içinde el kaldırabilirsiniz ama bunun da sorumluluğunu, tarihî sorumluluğunu... Vicdanınızla, toplumla, Allah'la sizi baş başa bırakmaktan başka bir şans bana kalmıyor.

Bu kanunu görüşen tali komisyon Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu -benim eski Komisyonumdur- bir rapor yazmış değerli arkadaşlar. Bu raporu yazan Komisyonun da çoğunluğu AK PARTİ'li. Yazmış, yazmış, "Komisyonumuzun üç konuda esas komisyona görüş bildirmesini kararlaştırmıştır." demiş ve görüş bildirdiği 3'üncü konu zeytincilikle ilgili maddelerin tasarı metninden çıkarılması. Hangi AK PARTİ'ye inanacağız Sayın Bakan? Sanayi Komisyonu mu doğru yapıyor, Millî Eğitim, Kültür Komisyonu mu doğru yapıyor? Hangi AK PARTİ var, bu kanunun arkasında hangi AK PARTİ var, merak ediyorum ben. (AK PARTİ sıralarından "Niye bağırıyorsun?" sesi)

Kardeşim, rahatsız oluyorsan bak kulis var, git orada çay iç. Burası bağırma kürsüsü. Bu kürsü bağırmak içindir. Anladın mı? Sen gelip kullanmıyorsun diye kullananlara laf etme. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Bakan, hangi Komisyon? Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor mu, Sanayi ve Ticaret mi? Hangisi? Sayın milletvekilleri, hangi Komisyon Başkanı daha vatansever? Hangi Komisyon Başkanı daha çevre duyarlılığına sahip? Hangi Komisyon Başkanı gelecek kuşaklara bu ülkeyi tertemiz bırakmak konusunda daha samimi? Hadi bir oylama yapın bunun için bakayım. Kültür Komisyonu mu, Sanayi Komisyonu mu?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FARUK ÖZLÜ (Düzce) - İkisi de.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Olmaz, yanlış efendim. Adam yazmış, yazmış Sayın Bakan; "Yanlış." diyor, "Bu doğru değil." diyor.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FARUK ÖZLÜ (Düzce) - İkisi de vatansever.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Dolayısıyla tekrar vicdanlarınıza sesleniyorum.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hepimiz vatanseveriz Engin Bey, lütfen.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu vesileyle -hakikaten bağırmasam iyiymiş- şunu söylemem lazım: Türk basınına, Türkiye basınına bir sitemim var, basına bir sitemim var. Genel Kuruldan bunu belirtmek zorundayım.

Geçtiğimiz ay içinde... ITUC, ETUC yani bunlar değişik ülkelerdeki sendika konfederasyonları ve daha önemlisi, TÜRK-İŞ, DİSK, KESK ama HAK-İŞ de var bu sefer... Bu hükûmetlerin uyguladığı iş ve işlemler, politikalar HAK-İŞ'i bile isyan noktasına getirmiş. Hükûmeti tebrik ediyorum. Ama benim sitemim basına: Oradan çekip çekip duruyorsunuz. Basın emekçilerine saygım var, sitemim medya patronlarına. Türkiye'nin 4 büyük sendikası bir ortak deklarasyon yayımlamış. Şimdi, deklarasyonu uzun uzun okumaya vaktim yok. OHAL uygulamaları kaynaklı temel hak ve özgürlüklere yönelik hak gasplarıyla ilgili, uygulamalarla ilgili, düşünceyi ifade hürriyetiyle ilgili Türkiye'nin içinde bulunduğu hâlin iyi bir hâl olmadığını, Türkiye'ye yakışmadığını, bundan şikâyetçi olduklarını açık açık yazmışlar. DİSK dese tek başına "Bunlar zaten Gezici, komünist, şu, bu, solcu." dersiniz -solculuk da güzel bir şeydir onu da söyleyeyim- TÜRK-İŞ dese "Denge korumak için." dersiniz, KESK yapsa "Aa, bunlar DHKP-C, şu bu." çamur atmayı seviyorsunuz, atarsınız.

ALİM TUNÇ (Uşak) - Niye? Öyle zaten.

ENGİN ALTAY (Devamla) - E bu HAK-İŞ ne oldu şimdi, HAK-İŞ?

DİSK, KESK, TÜRK-İŞ sizden ne kadar şikâyetçiyse HAK-İŞ de sizden o kadar şikâyetçi. (CHP sıralarından alkışlar)

Ey basın, ey basın, Türkiye'nin medyası; şöyle Türkiye'nin en büyük...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (Devamla) - ...dört konfederasyonunun ortaya koyduğu bu belgeyi "Haber değeri yok." diye düşünen basına da söyleyecek bir söz bulamıyorum. Muhtemelen benim bu söylediklerimi de vermezler; önemli değil, önemli değil.

Başkanım, bir teşekkür etmek için...

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen bir dakikada.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Efendim, Sayın Can'ın meydandan çıkmasını talep ediyorum efendim!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Ben buradan Hükûmete -biri karşımda, biri arkamda, hangi Hükûmet bilemedim şimdi- teşekkür ediyorum. Bu 2'nci maddeyi geri çekeceğinize yürekten inanıyorum. Gelin, Türkiye'ye bir kötülük yapmayın, Türkiye'ye bir fenalık yapmayın, Türkiye'nin doğasını, çevresini, doğal dengelerini, Allah'ın kurduğu dengeyi üç kuruş için bozmaya kalkmayın diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.