GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:98
Tarih:30.05.2017

ATİLA SERTEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sevgili milletvekili arkadaşlarımızı da saygıyla selamlıyorum.

Ben, Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği önerge konusunda lehte konuşacağım CHP Grubu adına. Ancak benden önce konuşan AK PARTİ'li arkadaşıma ve AK PARTİ Grubuna bir soru sormak istiyorum: İtfaiyecilik bir meslek midir? Bunun yanıtını bekliyorum. İtfaiyecilik bir meslek midir arkadaşlar? Cevap? Cevap yok. İtfaiyecilik bir meslek sayılmalı arkadaşlar. Siz, yardımcı hizmetler sınıfından almışsınız "İtfaiyecileri genel hizmetler sınıfına geçirdik." diye övünüyorsunuz.

Hakikaten, adınızda "adalet" var ama çok adaletsiz bir partisiniz. Dünyanın en saygın mesleklerinden biri olan itfaiyeciliğin bir meslek olarak kabul edilmesi için kanun teklifi veren bir arkadaşınızın bu teklifini bir buçuk yıldır bekletiyorsunuz. 2012 yılında da benim Grup Başkan Vekilim Ankara Milletvekili Sayın Levent Gök'ün yine itfaiyecilerle ilgili verdiği kanun teklifini de göz ardı etmişsiniz. Siz, hakikaten adaletsiz bir partisiniz, kimseye adalet sağlamadığınız gibi bu meslek grubuna da sağlamıyorsunuz. Bilin ki az sonra ellerinizi kaldıracaksınız ve itfaiyecilerin sorunlarının tartışılmasına ilişkin MHP'nin verdiği grup önerisini de reddedeceksiniz, itfaiyecileri de yok sayacaksınız. Burada arkadaş konuşuyor; yangın söndürüyor, sel felaketinde var, her türlü felakette var, depremde var. Bir kedi yavrusu mazgal deliğine düşse siz itfaiyeciden medet umuyorsunuz ve itfaiyecinin onu kurtarmasını bekliyorsunuz ama bir meslek grubu olarak dünyada en saygın meslek gruplarından biri olan itfaiyecileri meslek grubu olarak almıyorsunuz ve bizim kanun teklifini de görmezden geliyorsunuz.

Bakın, ben 20 Nisan 2016 yılında bir kanun teklifi verdim, hâlâ komisyonlarınızda bekliyor. Dedim ki arkadaşlar, yüksekokulunu açtınız itfaiyeciliğin, lisesini açtınız. Yani lisesi ve yüksekokulu olan bir meslek grubunu meslek olarak saymamak gerçekten doğru mudur, onu bir düşünün yani bunun bile tartışılması için araştırma önergesine sizin "Evet" oyu vermeniz lazım. Dedim ki arkadaşlar, yüksekokuldan, meslek yüksekokullarından mezun olan itfaiyeci arkadaşlarımız 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında genel idare hizmetlerinde istihdam edilmektedir.

Toplumun genelince tehlikeleri ve zorlukları bilinmekte iken -ki AK PARTİ adına konuşan arkadaşımız da burada mesleğin zorluklarını bir güzel sıraladı- mesleğin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesi içinde sayılan "genel idare hizmetleri sınıfı"nı kapsamadığı ve ona sığmadığı açıktır.

Gelin, bunu, itfaiyeciliği bir meslek grubu olarak sayalım dedik çünkü arkadaşlar, Türkiye'de de üç yüz yılı aşkın bir geçmişi var itfaiyeciliğin; tulumbacıları bilirsiniz Osmanlı Dönemi'nde. Bu arkadaşlarımızın ne yıpranma hakkı var ne özlük haklarını tam olarak alabiliyorlar ne ücret eşitliği var. 5 ayrı kategoride çalıştırılıyor itfaiyeciler Türkiye'de. Bırakın onu, AK PARTİ'li belediyelerde taşeron olarak çalışan itfaiye erleri var ve maktu ücretleri çok düşük, izinleri öyle; bir yirmi dört saat görev yapıyorlar, yirmi dört saat dinleniyorlar, insanüstü, olağanüstü çalışmak zorunda kalıyorlar. Bazı belediyelerimizde yirmi dört saat çalıştırılan itfaiyecilere 3 öğün yemek dahi verilmiyor, o arkadaşlarımız evlerinden yemeklerini getiriyorlar ve bu şartlar altında siz bu insanların olağanüstü görev yapmasını bekliyorsunuz ve ne yazık ki yaptırıyorsunuz.

Kaskolu olmayan itfaiye araçlarıyla donatılı belediyelerin olduğunu biliyorsunuz. Büyükşehir belediyelerinde itfaiye personelinin yetersizliği doruk noktada, kadro vermiyorsunuz büyükşehir belediyelerine, oralara yeterli sayıda insan alınmıyor. İtfaiyecilik yüksekokulunu açmışsınız, oradan mezun olan arkadaşlarımıza iş yok, güç yok.

Ve bizim arkadaşlarımız, sizin belediyelerinizde -örneğin Kırklareli Belediyesi- çalışan itfaiye erlerini de savunacak bir yazı yazıyor Devlet Personel Başkanlığına, soruyor, diyor ki: "Arkadaşlar, itfaiye erbaşı ve itfaiye şoförü konusunda istihdam edilenlerin kadro derecelerinin 3'üncü dereceye yükseltilip yükseltilmeyeceği yahut mezkür kadrolardaki 30 yaşındaki personelin itfaiye eri kadrosuna atamalarının yapılıp yapılmayacağını soruyor. Ne cevap geliyor biliyor musunuz arkadaşlar? 21/10/2006 tarihli 26326 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Belediye İtfaiye Yönetmeliği kadrolarını şöyle sayıyor: "İtfaiye müdürü, daire başkanı, itfaiye şube müdürü, itfaiye amiri, itfaiye çavuşu ve itfaiye eri kadrolarından oluşur." diyor ve 3'üncü dereceye itfaiye erbaşı ve itfaiye şoförünün yükselemeyeceği cevabı veriliyor. Bırakın yeşil pasaportu, kadrosunda yükselemiyor, itfaiye şoförüne o hakkı tanımıyorsunuz. Oysa yangına neyle gideceksiniz, at arabasıyla mı gideceksiniz arkadaşlar? İtfaiye şoförüne siz o hakkı tanımıyorsunuz, onu ayrıştırıyorsunuz. Aynı görevi yapan insanlar arasında ayrışmalar var.

Amerika'da tehlikeli meslekler grubunda sayılan ve dünyada da Hollanda'da, Danimarka'da, Almanya'da- en büyük saygınlığı olan, en önemli görevler arasında sayılan itfaiye erleriyle ilgili bazı rakamlar vermek istiyorum. Aslında, burada polisleri ve maden işçilerini de göz önüne alarak vereceğim. Amerika'da 15 riskli iş grubu sayılıyor. 1'inci sırada bomba imha uzmanları var, 54 bin dolar alıyorlar yılda. Sonra sırasıyla geliyor: Yüksek cam temizleyiciliği, orduda çalışmak, madenci... Bir madenci Amerika'da 53.160 dolar alıyor yılda. Yani, aylığa başvurduğunuz zaman 4.430 dolar, bunu Türk lirasına çevirdiğiniz zaman 17.720 lira. Siz madenlerde işçileri asgari ücretle izinsiz çalıştırıyorsunuz, on iki saat çalıştırıyorsunuz, asgari ücret veriyorsunuz. Hani, çok öykündüğünüz Amerika'da bir itfaiyeci 41.300 dolar alıyor arkadaşlar, aylığı 3.441 dolara geliyor ve bunun da Türkiye'deki karşılığı 13.764 lira. Türkiye'deki itfaiyeciler 2.800 lira ile 5 bin lira arasında ücret alıyor ve en yüksek ücret de -şirketler bazında da olsa- sosyal demokrat belediyelerde, Cumhuriyet Halk Partisinin belediyelerinde alınıyor.

Ankara'da alt geçitleri su basıyor, şoförler boğulmak üzere, "Yetiş itfaiyeci!" Deprem oluyor, insanlar enkaz altında, "Yetiş itfaiyeci!" Her konuda itfaiyeci Türkiye'nin yangınını söndürmeye, Türkiye'deki felaketleri önlemeye çalışıyor ama meslek değil arkadaşlar. Gelin, MHP'nin önergesine destek verin.

Ülkedeki yangını zaten söndüremiyorsunuz, önünüze geleni tutukladınız ve haksız, hukuksuz, adaletsiz yere pek çok insanı cezaevine tıktınız. Cumhuriyet gazetesinde, Sözcü gazetesinde çalışan namuslu, dürüst, onurlu insanları içeriye attınız.

Geçen gün Şakran Kadın Cezaevindeydim. Hiç tanıyorum, Fadime Danışman diye bir kadını gördüm arkadaşlar. Gözleri kan çanağı gibiydi. Bu arkadaşım gibi örtünmüştü, başörtülüydü, 9 aylık bebeği Merve kucağındaydı. "Niçin tutuklandın sen kardeşim?" diye sordum, dedi ki: "Benim kocam yedi ay önce görevden alınmıştı, öğretmendi. Sonrasında, onu aramaya geldi polisler eve. Yemin ederek söylüyorum, nerede çalıştığını bilmiyordum, 'Bir fırında.' dedim. Adres vermedim diye savcı bey beni de aldı." 3 çocuğu var; 3 yaşındaki ve 5 yaşındaki çocukları Bitlis'te baba evinde yani babaannenin evinde, 9 aylık çocuk Merve ve Fadime Danışman cezaevinde. Türkiye'deki yangını söndürmeye davet ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ATİLA SERTEL (Devamla) - Arkası olanlar...

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sertel.

ATİLA SERTEL (Devamla) - ...zengin olanlar, "Hamili kart FETÖ'cü yakınımdır." diye cezaevinden çıkanlar...

BAŞKAN - Sayın Sertel, teşekkür ederim.

ATİLA SERTEL (Devamla) - Tutuklamaların bu kadar acımasızca olduğu bir Türkiye'de, mutlaka bir gün gelir, bunun sorumluluğunu siz de duyarsanız.

Sizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)