| Konu: | 24 Aralık 2016 tarihinde yazılı aşaması yapılan avukatlar için adli yargı hâkim ve savcı adaylığı ile idari yargı hâkim adaylığı sınavının sonuçlarını etkilediği iddiasıyla Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergenin (11/15) ön görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 24.05.2017 |
AK PARTİ GRUBU ADINA HAMZA DAĞ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ hakkında vermiş olduğu gensoru önergesiyle ilgili olarak AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi sevgiyle saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Türkiye'de yargı atamaları her zaman öneminin üzerinde bir ilgi meselesi olmuştur. Birçok ülkede çok fazla tartışılmayan yargı atamaları meselesi ülkemizde temel tartışmaların başında gelmektedir. Bu durumun kök sebebine baktığımızda, 16 Nisana kadar geçen süreçte yargının vesayetin bir aracı olmasının çok etkili olduğunu görmekteyiz. Demokratik meşruiyeti olmayan ancak doğrudan millet eliyle şekillendirilmiş yasama ve yürütme organı üzerinde tahakküm kuran yargı organı, ister istemez demokrasi tartışmalarının merkezine yerleşmiştir. Siyasi partiler, yürütme ve yasama organları milletin tercihlerine bağlı olarak çağın gerektirdiği şartları karşılayarak demokratik değişim ve dönüşümler geçirirken yargı organı, bu demokratik süreçlerden münezzeh bir şekilde yapılanıp uzun vadeli kadrolaşma ve siyaseti dizayn aracı hâline ne yazık ki gelmiştir. Bunun için Türkiye'de yargı atamaları her daim önemli bir gündem maddesi olmuştur.
Bu gensoru metnini okuduğumda gerçekten öncelikle bir gülümsedim ve sonra da tefekkür ettim, düşündüm ve sevindim; on beş yıl öncesine gittim. Esasında tarihin garip bir tecellisidir ki ben hâkimlik sınavı mülakatında elenmiş ve garip sorulara muhatap olmuş bir milletvekili kardeşinizim. 2002 yılında o dönemde Anasol-M Hükûmeti varken ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk iken 9 Mayıs 2002 yılında hâkimlik mülakatına girdim. 9 Mayıs 2002'den bir gün önce mülakatla ilgili neler sorulduğunu öğrenmek için o zamanki arkadaşlarıma sordum. Dediler ki: "Öncelikle öz geçmişi anlattırıyorlar." Öz geçmiş anlatımını üç aşağı beş yukarı biliyoruz ama o dönemin müesses nizamına karşı benim öz geçmişimde bazı sıkıntılar vardı, tabii ki bunları söyleyecektik. Anlatmaya başladık, mülakata girdik: 1 Mart 1980 tarihinde Manisa'nın Demirci ilçesinde doğmuşum. İlkokul 3'e kadar Manisa'nın Demirci ilçesinde okuduktan sonra babamın memuriyeti sebebiyle Kütahya Simav ilçesine tayin olduk, 4 ve 5'i Kütahya Simav'da bitirdim der demez karşıdan bir soru: "Baban memur da, ne?" Cami görevlisi. "İmam yani." Evet, imam. Sonra ortaokul ve liseyi Simav'da bitirdikten sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitir... Devam ederken, daha bitiremeden cümlemi "Ortaokul ve lise ne?" İmam-hatip.
Sorular: "Anayasa'nın değiştirilemeyen maddelerini anlat." 1'inci madde: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik, sosyal bir hukuk Devletidir, cevabını verirken karşıdan direkt soru şu: "Laikliği bir anlat bakalım, içinden geldiği gibi olsun."
HALUK PEKŞEN (Trabzon) - 1'inci madde değil, 2'nci madde o.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, 2002'ye gelince kadar neler yaşandı, neler oldu, bunun sebebine, önce bunlara bir değinmek lazım.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Bana da "Pertek'te deniz var mı ?" diye sordunuz.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Şimdi neyi soruyorsunuz, şimdi? Onu anlat. Şimdi...
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bakın, 1960'ta Yassıada mahkemeleri hepimizin malumu. Yassıada mahkemelerindeki yapılan yargılamaları anlatmayacağım ama Yassıada mahkemelerinde görev alan hâkimlerin hangi yıllara kadar bu yargı sisteminin içinde bir oligarşik yapı olduklarını örneklerle birlikte şimdi burada anlatacağım.
1960 darbesi sonrası kurulan Yassıada mahkemelerinde görev alan hâkim ve savcıların içinden 3 Anayasa Mahkemesi Başkanı, 2 Yüksek Hâkimler Kurulu Başkanı, 2 Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı ve YSK Başkanı çıkmıştır. Birkaç tane örnek verecek olursak: Ömer Altay Egesen, 1960 darbesinden tam on yedi yıl sonra 1977 yılında Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanlığına gelmiştir. Dönemin askerî hâkimlerinden Yassıada Yüksek Soruşturma Kurulu üyesi ve Yüksek Adalet Başsavcı Yardımcısı Necdet Darıcıoğlu 1977'de Anayasa Mahkemesi üyesi olarak atanmış, 1990'da, tam otuz yıl sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı olmuştur. İşte, Yassıada'da kurulan o oligarşik yapı 1990'lara kadar devam etmiştir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hâkim olsan FETÖ'den belki giderdin, milletvekili olmuşsun.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Yine, 1960'ta Yassıada mahkemesi Yüksek Soruşturma Kurulu üyesi Cevdet Menteş 1972-1978 yılları arasında Yargıtay Başkanlığı yapmış; 1980 yılındaki askerî darbe hükûmeti, Bülent Ulusu Hükûmetinde de Adalet Bakanlığı yapmıştır.
Bu örnekler çoğaltılabilir, çokça örnek var. Açıkçası bu oligarşik yapı 1990'lara kadar geldi, 1990'lardan sonra bıraktı mı? Evet, 1990'larda da bu ülkenin zihnine kazınan tam yirmi beş yıl geçti üzerinden. Yirmi beş yıl geçmesi değil, elli yıl sonra da bu kürsüde yargıda kadrolaşmaktan bahsedilecekse insanların aklına gelecek 2 isim var, o kişilerin isimlerinden bahsetmeyeceğim ama kimler olduğunu siz anlayacaksınız, sadece söyledikleri sözleri ifade edeceğim burada.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bir onların hâkimleri kaldı, diğer hâkimler FETÖ'den içeride.
HAMZA DAĞ (Devamla) - "Evet, Hükûmetten sınavlı 5 bin kişilik kadro çıkarttım." Koalisyon Hükûmetinin Adalet Bakanıydı.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Onların aldığı hâkimler olmasa hâkim yok ortada.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Hükûmetten çıkartmış. "Bu kadroları örgütüme vermeyip de milliyetçilere mi verecektim?"
Yine, o dönemlerdeki bir adalet bakanı daha diyor ki: "Benim dönemimde 2 bin hâkim, savcı aldık..."
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - 4.500 hâkim aldınız, 4.500'ünü de FETÖ'cü diye işten attınız. FETÖ'cüleri aldınız, FETÖ'cüleri.
HAMZA DAĞ (Devamla) - "Bu aldığımız kadrolar ileride yeşerecek demokratik insanlardır. Yaptığım suçsa işlemeye devam edeceğim, ben yılmayacağım. Bu makamı da terk etmeyeceğim." Bunları söyleyen eski adalet bakanlarının kimler olduğunu tüm Türkiye artık biliyor.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Dosyalar birikti, hâkim yok, hâkim; hepsi içeride aldıklarınızın. Gördük aldıklarınızı.
HAMZA DAĞ (Devamla) - 28 Şubatı yaşadık. 28 Şubatta yargının nasıl siyasallaştığını gördük. 28 Şubatta benim de mensubu olma... O dönemde yaşımız yetmese de gönülden bağlandığımız Refah Partisine kapatma davası açıldı. Bakın, kapatma davası açıldı, seçilmiş bir Hükûmet... Hükûmet yıkıldı, 28 Şubat yaşandı. Asıl mesele, işte o Refah Partisi kapatma davası açıldığında yapılan yargılama bölümündeki yaşananlardır.
LEVENT GÖK (Ankara) - Hamza, konuya gel, konuya. Gensoruya gel, gensoruya.
HAMZA DAĞ (Devamla) - O zaman Anayasa Mahkemesi Başkanı hemen her gün televizyonlara çıkıp açıklama yapıyordu.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Tamam anladık, FETÖ'cü olmadığını iddia ediyorsun da...
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Sabahtan beri gensoruyu anlatıyor, dinleyin, dinleyin.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Peki, niye onlara o dönemde cevap vermeyenler bugün yargıda kadrolaşmaktan bahsetmektedirler?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Olay 2016'da geçiyor.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Anayasa Mahkemesiyle ilgili, o dönemde günler öncesinden Refah Partisinin kapatılma davasıyla ilgili olan süreçte karar verilmeden önce, gazete kupürlerinde, köşe yazılarında, televizyonlarda "Bu karar 9'a 2 kapatılma şeklinde çıkacak." denildiğinde yargıda kadrolaşma yok muydu arkadaşlar? Açıkçası, sizler ne diyorsunuz?
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - AKP İzmir il binası neredeydi, neredeydi? Niye kaçırdınız?
LEVENT GÖK (Ankara) - Hamza, bizim gensorumuzun konusu o değil, bizim gensorumuzun konusuna gel.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Niye kaçırdınız AKP il binasını?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Sayın Yarkadaş, bizim baykuştan korkumuz yok.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Niye kaçırdınız?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Biz şahinler sürüsüyüz, bizim veremeyecek hesabımız yok, merak etmeyin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Niye kaçırdınız AKP il binasını? Veremeyecek hesabınız yoksa neden yargıya hâkimleri dolduruyorsunuz? Neden kaçıyorsunuz?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bakın, Refah Partisi kapandı, ondan sonra Fazilet Partisi kuruldu.
LEVENT GÖK (Ankara) - Hamza, konuya gel!
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bu partilere gönül verenler herhâlde uzaya çıkacak hâlde değillerdi.
Bakın, bir şeyden bahsedeceğim. Tamamen kadrolaşmaktan...
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, konuşmacıyı uyarın, gensorunun dışında konuşuyor.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Tamamen gensoruyla ilgili, gensoru. Rahatsız olunca "Gensoru dışında." diyorsunuz.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Benden önceki konuşmacıların hiçbiri gensoru içeriğiyle ilgili konuşmadı.
BAŞKAN - Sayın Gök, lütfen müdahale etmeyelim.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Ama ben yargıdaki siyasallaşma ve kadrolaşmayı nereden nerelere getirdiğimizi kronolojik sırayla sizlere anlatıyorum. Konuşmamın sonunu bekleyin. Sonunda ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Tencere dibin kara, seninki benden kara. Sen bana yaptın, ben ona yaptım.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Neyle kıyaslayacak? Geçmişle kıyaslayacak bugünü.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen dinleyelim.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Fazilet Partisiyle ilgili kapatma davası açıldı. Bakın, o dönem iddianamesinden...
LEVENT GÖK (Ankara) - Hamzacığım, bu atanan hâkimler AKP'li mi değil mi? Onu bir anlat ya!
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Grup başkanı laf atmaz, ayıptır.
HAMZA DAĞ (Devamla) - O dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iddianamede buna ne şekilde bir ifadede bulundu? "Habis bir ur." gibi bir ifadede bulundu. Peki, o iddianame hukuki bir iddianame miydi? O iddianame siyasal bir iddianame ve Refah Partisi, Fazilet Partisi tabanına bunu söyleyen bu iddianameye karşı durması gerekenlerin, o zaman "Hukukçuyuz biz." demesi gerekenlerin, açıkçası sessiz kalması ve yıllar sonra da şimdi burada böyle bir önergeyle gelmesi çok manidar değil midir?
LEVENT GÖK (Ankara) - Hamzacığım, konuya gel, gensoruyu anlat.
HAMZA DAĞ (Devamla) - O dönemde yine Ankara DGM Başsavcısının hemen her gün yapmış olduğu açıklamalarda siyasetle ilgili ve siyasi konularda vermiş olduğu ifadeler hepimizce ortada.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Erbakan'ı çok seviyorsanız niye kaçtınız partiden? Niye ayrıldınız çok seviyorsanız Erbakan'ı? Ortada bıraktınız Erbakan'ı, ortada! Ortada bırakıp kaçtınız.
HAMZA DAĞ (Devamla) - En önemlisi, alkış tuttu herkes, alkış tuttunuz. Yargıçlara brifingler verildi, askerî erkân tarafından yargıçlara brifingler verildi. O yargıçlara brifing veren askerlere alkış tutuldu. Oraya gitmeyen hâkim ve savcılar ise toplumdan tecrit edilecek boyutlara getirildi.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Onlar da FETÖ'cü çıktı.
HAMZA DAĞ (Devamla) - O dönemde karşı çıkacaktınız, o dönemde bir şeyler söyleyecektiniz. İşte, 2002'ye kadar bu şekilde geldi.
Peki, 2002'den sonra değişti mi bir şeyler? Hemen değişmedi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 2002'den sonra gelenler cezaevinde FETÖ'den.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Yine birçok mücadele edilmesi gerekmişti. Esasında bu kadrolaşma zihniyetiyle, işte bu yargıyı kendi zihnî altyapısı düşüncesiyle her zaman mücadele etme gereği vardı.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Burada kadrolaşma, burada Hamza Bey. Bak burada, bak, bak.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bakın değerli arkadaşlar, yargıçların içinde, savcıların içinde tabii ki dünya görüşü olanlar olacaktır. Herkesin bir dünya görüşü var. Onlarla aynı sınıflarda okuduk, aynı okulda okuduk, hepsinin dünya görüşü var ama yargıç ve savcının asıl bağımsızlığı ve tarafsızlığı karar verirken, iddianame hazırlarken kendi dünya görüşünü kapı eşiğinde bırakmaktır ama ne yazık ki o dönemde de ve sonraki dönemlerde de bunları göremedik.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Bunu sen mi söylüyorsun?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Delilsiz herkesi tutukluyorlar, delilsiz!
HAMZA DAĞ (Devamla) - 367 garabeti yaşandı, 367 meselesi yaşandı değerli arkadaşlar.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Gazetecileri tutuklayan hâkimler kaçıyor, gözlerimize bakamıyor, gözlerimize.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Otur yerine, otur! Otur yerine!
BAŞKAN - Sayın Yarkadaş...
HAMZA DAĞ (Devamla) - Rahat ol, rahat. Rahat ol.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - "Tutuklandınız." deyip kaçıyorlar. Böyle bir hâkim, talimatlı hâkimler.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Otur!
BAŞKAN - Sayın Yarkadaş...
HAMZA DAĞ (Devamla) - Konuştuklarımın çok dokunduğunu biliyorum, seni çok rahatsız ettiğini biliyorum, çok dokunduğunu biliyorum.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Yarkadaş, lütfen müdahale etmeyin.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Gözümüze bakamıyorlar, kaçıyorlar hepsi arka kapıdan.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Sen rahat ol. Senin ön yargın seni köle etmesin. Allah sizi hür olarak yarattı Sayın Yarkadaş, ön yargılar sizi köle etmesin.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Gel de bir gün mahkemeye gör bakalım.
BAŞKAN - Sayın Yarkadaş...
HAMZA DAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, süremi de makul kullanmam lazım, daha çok söyleyeceğim şey var. En son söyleyeceğimle aslında neyi kastettiğimi çok daha iyi anlayacaksınız.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Adalet size de lazım olacak bir gün.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, AK PARTİ iktidarı kuruldu ve AK PARTİ iktidarı üzerinde yine yasama ve yürütme üzerinden, yargı üzerinden birtakım vesayetler, o ideolojik, zihnî altyapıya uygun olan hamleler yapılmadı mı? Bunları anlatırken şunu özellikle ifade etmek istiyorum: Tamam, yargı bir vesayet organı olarak kullanıldı ama her şeyin ötesinde, yasamada ve yürütmede benim dünya görüşüme uygun bir yasama ve yürütme oluşmadığı zaman dizayn etmekle ilgili kullanıldı. Asıl işte siyasallaşma, asıl kadrolaşma sıkıntımız bu. Buna dair şeyler.
367'yi hep beraber... Çok eskilerden bahsetmiyorum. Burada yine, Yargıtay cumhuriyet başsavcısı olan bir kişi kendi dünya görüşüne uygun olarak düşündüğü şekilde burada 367'yi gündeme getirdi. Yoktu o güne kadar uygulaması ama bir şey üretmesi lazımdı, bir şey söylemesi lazımdı çünkü o zamanki AK PARTİ'nin kendi Cumhurbaşkanını, kendi milletvekilleriyle bir Cumhurbaşkanı seçme çoğunluğu vardı. Hukuka uydurdu kendi aklına göre. O hukuka uydurmasıyla birlikte 367 garabeti yaşandı. O zaman Anayasa Mahkemesine bu 367 meselesini götürenler kimler? Yine Anayasa Mahkemesinden nasıl çıktı çoğunluk? 9'a 2. Sürpriz mi? Yok. Çünkü günler öncesinden gazetelerde, televizyonlarda 9'a 2 çıkacağı söylendi.
411 kararı yaşandı. Arkadaşlar, hukuk ayaklar altına alındı 411 kararında.
LEVENT GÖK (Ankara) - Hamza, konuya gel, şu gensoruya gel.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bizim en temel hukukumuz anayasa hukuku dersinde birinci sınıf dersi, Anayasa değişiklikleri sadece usuli yönden incelenebilir. Burada gizli oylamayla 411 milletvekili Anayasa değişikliği yaptı, başörtüsüyle ilgili bir düzenlemeydi ama yine Anayasa Mahkemesinde usuli değişiklik konusu bir kenara bırakılıp, esasa girilip o konuda bir hüküm ortaya konuldu.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - O yanlıştı. Yanlış mı yapmak gerekiyor?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bunların hepsi yasal olmayan ve ideolojiye göre, beyne göre, benim düşünceme uygun değil... Şimdi başörtülü kardeşlerimiz var burada. Ne oldu? Bir sorun oldu mu?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Biz de destekledik.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Desteklediyseniz niye Anayasa Mahkemesine gittiniz? Nasıl desteklediniz?
LEVENT GÖK (Ankara) - Neyi götürdük Anayasa Mahkemesine?
HAMZA DAĞ (Devamla) - AK PARTİ ile MHP beraber yaptı, 411 milletvekili. Geçeceksiniz onları, geçeceksiniz.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Genel Başkanımızın tavrıyla düzeldi o.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, 22 Temmuz seçimlerinde yüzde 46,7 oy almış AK PARTİ'ye...
LEVENT GÖK (Ankara) - Hamza, bak, dün Ankara'da başörtülü bir kadın yerlerde sürüklendi. Onu anlat bakayım bir.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Tarihten bir kesitten bahsetmiyorum, üzerinden on sene geçmedi, şurada, yedi sene, sekiz sene geçti.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Burada, burada; burada başörtülü kadın, burada bak, başörtülü kadın burada.
LEVENT GÖK (Ankara) - Bu başörtülü kadın değil mi?
HAMZA DAĞ (Devamla) - AK PARTİ'ye kapatma davası açıldı arkadaşlar.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Kötü emsal emsal olmaz Hamza Bey.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Söylediklerimin ufak ufak dokunduğunun farkındayım, sizi rahatsız ettiğinin farkındayım. Onun için sesiniz çok çıkıyor ama hepsini söyleyeceğim.
LEVENT GÖK (Ankara) - Hamza, bize hiç dokunmuyor, hiç dokunmuyor. Sen gensoruya gel, gensoruya gel.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Tarihi anlatmayın, bugüne gelin.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Hepsini söyleyeceğim çünkü ben 2002'de girdiğim sınavda ne yazık ki bu zihniyetin, bu mantalitenin, devlet aklı hâline gelmiş o mantalitenin mağduru oldum.
LEVENT GÖK (Ankara) - Bugün Burhan Kuzu'nun da FETÖ'yle fotoğrafı çıktı ortaya.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Burada başörtülü kadın.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Türbanlıları cezaevine siz soktunuz.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Yıllar beni haklı çıkardı, yıllar sonra ben bu kürsüden şimdi bu haklılığımı haykırma imkânı buldum. Bu haklılığımı haykıracağım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yıllar boyunca biz bu sıkıntıyı hep yaşadık, bugün de burada bu sıkıntının tabii ki gündeme getirilmesini sağlayacağız.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Türbanlıları cezaevine doldurdunuz.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - "Bugün de sıkıntıyı biz yaşatıyoruz." mu diyorsunuz?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Ama iyi bilin ki bu yapılanların aynısını biz yapmayacağız.
LEVENT GÖK (Ankara) - Daha ne yapacaksın? Milletin anasını ağlattınız!
HAMZA DAĞ (Devamla) - 17-25'ten sonra, 15 Temmuzdan sonra ülkemizde 15 Temmuzun yansıması bazı sıkıntılar olabilir ama şunu iyi bilin ki bu yargı hiç kimsenin arka bahçesi olmayacak. Bunu açık bir şekilde de söylerim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
LEVENT GÖK (Ankara) - Şimdi AKP'nin arka bahçesi, AKP'nin arka bahçesi.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Kapatma davasına gelelim. Şimdi, kapatma davası, değerli arkadaşlarım... (CHP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
Arkadaşlar, AK PARTİ yüzde 46,7 oy almıştı, yüzde 46,7.
LEVENT GÖK (Ankara) - O size hâkimleri atama yetkisi veriyor mu? Neden hâkimleri ilçe başkanı yapıyorsunuz? Partili hâkim yapıyorsunuz, partili hâkim. Bunları anlat.
HAMZA DAĞ (Devamla) - AK PARTİ'ye, Google'dan alınan birtakım ifadelerle ve birtakım sözlerle kapatma davası açıldı. Yüz yıl önceki meseleden bahsetmiyorum, şurada, sekiz sene önceki meseleden bahsediyorum. İşte o zaman, keşke, şu anda bas bas bağırdığınız hukukçuluğunuz aklınıza gelseydi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 2011'in tutanaklarına bakın, 2011'in.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Ama iyi bilin ki biz o hukukçuluğunuzu çok iyi biliyoruz. O zaman oradaki o mantaliteniz neyse biz aynı mantaliteyi bugün uygulamayacağız, kesinlikle uygulamayacağız.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Onun için insanları hapislerde süründürüyorsunuz, değil mi?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - AK PARTİ üyesini alıyorsun, daha neyini uygulayacaksın?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Daha katmerlisini uyguluyorsunuz.
HAMZA DAĞ (Devamla) - 17-25 Aralığa geleyim, 17-25 Aralığa daha gelmedim. Bakın, 17-25 Aralık süreci yaşadık. 17-25 Aralık sürecinde o girdaptan, devlete, millete karşı girilen o vesayetle alakalı girdaptan, o darbe teşebbüsünden biz bu milleti kurtarmak için canla başla uğraş verirken, HSYK Kanunu'nu değiştirirken...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - "Uyguluyoruz." de.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Ben mi atadım Zekeriya Öz alçağını? Siz atadınız, siz getirdiniz. Mercedes'inizi verdiniz Zekeriya Öz'e, kime dert yanıyorsun?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bakın, şöyle 6 klasör tutanak var Adalet Komisyonunda, hepsini okudum arkadaşlar, hepsini okudum. Bakın, bu tutanaklarda o dönemki Adalet Bakanımız diyor ki: "Gelin arkadaşlar, HSYK değişikliği kanunla olmaz, gerekirse Anayasa değişikliği yapalım. Bu Anayasa değişikliğini beraber yapalım, birlikte yapalım." Ama ne yazık ki şu tutanaklar...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - O savcıları, hâkimleri kim atadı göreve ya?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bakın, şahıslar, bizler var ya, bizler, milletvekilleri, Hamza Dağ ve bütün milletvekillerimiz...
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Zekeriya Öz'ü ben mi atadım göreve, Mercedes'imi ben mi verdim? Siz verdiniz Mercedes'inizi Zekeriya Öz'e.
LEVENT GÖK (Ankara) - Hamza, yalan söyleme.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bakın, bir dakika, bir şey söyleyeceğim.
Milletvekillerimiz Fatih Şahin, Şükrü Erdinç, Şirin Paşa; yıllar sonrasına, yüz yıl sonrasına bizler gidemeyiz ama bu tutanaklar var ya, yüz yıl sonrasına gidecek.
LEVENT GÖK (Ankara) - Ne var onlarda?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bakın, bu tutanaklarda siz Adalet Komisyonunda o zamanın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun vermiş olduğu bildiriyi savunacak kadar öteye gittiniz. Adalet Akademisi gibi bir kurumu ne yazık ki savunma noktasında oldunuz. Meşru Hükûmetin gayrimeşru olduğunu ilan ettiniz. Bu devletin temeline dinamit koyanlara karşı yapmış olduğumuz hukuki mücadeleye, siz çıktınız, "Devletin temellerini yine çökertiyorsunuz." dediniz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ergenekon davasının savcısı kimdi, savcısı?
HAMZA DAĞ (Devamla) - MİT tırlarının savcısını savundunuz, Zekeriya Öz'ü savundunuz, tutanaklarda var arkadaşlar, hepsi tutanaklarda var.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Ergenekon tertibinin savcısıydınız.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Ergenekon'un, Balyoz'un, Oda TV'nin savcısıydınız. Masum insanlar aylarca, yıllarca cezaevinde yattı.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Hatta, daha da öteye gidip "Kavga sizin kavganızdır, Tellioğulları ile Seferoğulları arasında yapılan kavgada biz taraf olmayız." gibi ifadeler kullandınız.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Kumpas davalarının savcısıydınız, kumpas davalarının.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bütün bunları söyledim, çok net bir şey söyleyeceğim: Şu anda bu gensoru önergesini veren bütün milletvekili arkadaşlar, AK PARTİ iktidarı döneminde...
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Hamza Bey, partili hâkim savcı olabilir mi? Bir onu söyleyin.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bir saniye dinleyin.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Partili olur mu? Bir onu söyleyin.
LEVENT GÖK (Ankara) - Ya, gensoruyu hiç anlatmadın Hamza, dinlemiyorum seni. Otur yerine artık ya!
HAMZA DAĞ (Devamla) - ...kadrolaşma olmadığını, yargıda siyasallaşma olmadığını onlar da çok iyi biliyorlar. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bakın, şu anda hâkim ve savcılar içinde 15.624 hâkim ve savcı var.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - İlçe başkanınızı hâkim yaptınız, olur mu?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Oku, bak ne yazıyor, bak.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Okuma yazman var mı?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bunların kahir ekseriyetinin veya yarısından bir fazlasının veya üçte 1'inin belli meşrebe, belli bir cemaate, belli bir siyasi görüşe, belli bir mezhebe bağlı olmadığını bu önergeyi veren arkadaşlar da biliyorlar ama onlar bu önergeyi niye veriyor biliyor musunuz? Önceden şöyle bir sistem vardı: Yasama istediği kadar kanun yapsın, yasama burada kanunları yapsın, hatta Anayasa değişikliği yapsın. Nasıl olsa Anayasa Mahkemesi orada, benimle aynı düşüncede, aynı zihniyette.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Şimdi de sizinle aynı zihniyette, onu mu demek istiyorsun?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Ben -kanun yaparsa yapsın, Anayasa değişikliği yaparsa yapsın- giderim Anayasa Mahkemesine iptal ettiririm ya da bakanlar kimden oluşursa oluşsun kardeşim, ne olacak sanki?
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Yani "Bizim zihniyetimizden olsun." diyorsunuz siz.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Yönetmelik çıkarmış, katsayı adaletsizliğini ortadan kaldırmış, üniversitelerde başörtüsünü kaldırmış; giderim Danıştaya, iptal ederim. Bir siyasi parti benim dünya görüşüme aykırı mı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına söylerim, açar bir kapatma davası, gider kapatır o siyasi partiyi.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Hamza Bey, tarihi bırakın, bugünü anlatın.
LEVENT GÖK (Ankara) - Hamza, hiç gensoruyu anlatmadın.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Şimdi de talimatı siz veriyorsunuz.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Yine, bir milletvekili seçilmiş, mazbatayı almış, gelmiş, burada oturmuş. Benim dünya görüşüme aykırı. DGM Başsavcısına söylerim. Gider o DGM Başsavcısı o milletvekilini gerekirse evinden alır. İşte şu anda değişen sistem bu. (CHP sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, artık o, eski Türkiye'de kaldı. Uyanın kış uykusundan.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Yaptıklarınızı anlatın, yaptıklarınızı.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Biz, Cumhurbaşkanımız, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'la beraber bu yargı vesayetini yıktık.
LEVENT GÖK (Ankara) - Yeni vesayet kurdun, yeni vesayet.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Artık sırtını birtakım güçlere dayayarak iktidar dönemi bitti, milletin iktidar dönemi başladı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
16 Nisandan sonra ancak millete sırtınızı dayayarak iktidar olabilirsiniz, birtakım güçlere dayayarak iktidar olamazsınız arkadaşlar.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Davutoğlu nerede, Davutoğlu?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yüksek Seçim Kuruluna dayadınız sırtınızı, mühürsüz seçim yaptınız.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Ben size en son söyleyeceğim. Şundan emin olun: AK PARTİ iktidarda olduğu sürece sizin yaptıklarınızı hayatta yapmayacağız. (CHP sıralarından gürültüler)
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Ya, gözünüzü seveyim, daha ne yapacaksınız?
HAMZA DAĞ (Devamla) - Yargıda siyasallaşma, yargıda kadrolaşma yani 7 bin hâkim, savcı aldığını söylüyor sizin Adalet Bakanlarınız. 15 bin hâkim, savcı var zaten.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAMZA DAĞ (Devamla) - Onun için şunu iyi bilin ki bizim dönemimizde temel hak ve özgürlükler güvence altına alınacaktır.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yavuz hırsız...
HAMZA DAĞ (Devamla) - 15 Temmuzdan sonra geçici olan bu olağanüstü hâl de en yakın zamanda kalkacaktır diyorum.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Mühürsüz seçim yaptınız.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Gazi abiyi tanıyor musun Hamza?
BAŞKAN - Sayın Dağ, tamamlayın lütfen.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Gazi abiyi tanıyor musunuz? Bak, Gazi abi var bir tane burada.
HAMZA DAĞ (Devamla) - Bekir Bozdağ'la ilgili verilen önergenin aleyhinde olduğumuzu ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)