| Konu: | MİLLÎ VE MANEVİ BAYRAMLARIN BİRLİKTE KUTLANMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 30.10.2012 |
RIFAT SAİT (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, çok aziz Türk milleti; hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlamak istiyorum.
Bu yıl Mübarek Kurban Bayramı ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı aynı anda kutladık. Millî ve manevi iki bayramın birlikte kutlanması güzel ve bir o kadar da anlamlı olmuştur. Bu, bizim kültür ve inanç zenginliğimizi ve de geniş bakış açımızı gösteriyor. Dünyada dinî ve millî bayramların birlikte kutlandığı kaç ülke var bilmiyorum ancak bu, işte, Türkiye Cumhuriyeti'nin güzelliğini ve örnek bir ülke olduğunu göstermektedir. Türk İslam âleminin Kurban Bayramı'nı bir kez daha kutlamak istiyorum.
Sayın milletvekilleri, Türkiye'de millî ve manevi değerler bazen karışabiliyor. Biri önemsenirken, diğeri maalesef yok sayılmaya ya da her biri birilerinin tekelindeymiş gibi empoze edilmeye çalışılıyor. Özellikle bazı siyasi düşünceler Atatürk'ü, diğeri bayrak ve vatan gibi millî değerleri ya da bir diğeri inanç ve manevi değerleri paylaşmamak üzere sahipleniyorlar. En kötüsü bu düşünceler, mıknatısın ters uçlarıyla alakalı bir şekilde birbirlerini itiyorlar, paylaşmıyorlar. Manevi değerlerin ve inancın kimsenin tekelinde olmayacağı gibi millî değerlerin, cumhuriyet ve Atatürk sevgisinin de aynı şekilde sadece birilerine mal edilemeyeceğini ısrarla söylemek istiyorum. Tüm bu değerler geniş halk kitlelerinin ortak değerleridir. Kimselerin tekelinde olmayan, Türk toplumuna ait ortak değerleri paylaşmak gerek. Zira, paylaştıkça toplum içindeki bölünmeyi engelleyebiliyorsunuz, birlik ve beraberliği sağlayabiliyorsunuz. Bir Türk vatandaşı hem dindar hem Atatürkçü hem da vatansever pekâlâ olabilir. Ayrıma gitmemek ve aksini düşünmek yanlıştır. Aynı şekilde cumhuriyet de sadece birilerinin değil, cumhurundur, halkındır.
Başta Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün silah arkadaşlarını, şehitlerimizi saygıyla ve rahmetle anıyoruz.
Bu arada geçen hafta sadece bayramlar yaşanmadı, maalesef üzücü bir gün de vardı. Kahraman deniz Amirali Çaka Bey, 1081 yılında İzmir'i fethetmişti ve 668 yıl önce, 28 Ekim 1344 yılında, maalesef, Venediklilerin ve Haçlıların desteğiyle Rodos şövalyeleri tarafından İzmir işgal edilmiş ve İzmir halkı kılıçtan geçirilmişti. Bu vesileyle, İzmir'in tarihî büyükleri Emir Sultan, Çaka Bey ve Umur Bey'i de rahmetle, minnetle anıyoruz.
Dün Cumhuriyetimizin 89'uncu yıl dönümünü hep beraber kutladık. On bir yıl sonra, Allah'ın izniyle, 100'üncü yılı yine hep birlikte kutlayacağız. 89 yıl öncesine, gerilere değil, on bir yıl sonra 100'üncü yılı kutlamak istiyoruz. Ne demiştik? "Büyük millet, işte burası, büyük güç burada, hedef 2023." Şimdi ne diyoruz? "Hedef 2071." Malazgirt'e ve Alparslan'a selam olsun.
İçinde bulunduğumuz 2012 yılı Balkan savaşları ve Balkan göçlerinin de 100'üncü yılıydı. Artık Balkanlarda ve dünyada barışın ve bayramların konuşulmasını diliyoruz. Türkiye'de, Balkanlarda ve tüm dünyada ortak değerlerimizi paylaştığımız paydaş olan dost, arkadaş, kardeş, soydaş, dindaş, vatandaş hepinizin, herkesin mübarek Kurban Bayramlarını ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarını bir kez daha kutlamak istiyorum. Geçmiş bayramlarınız kutlu olsun. Aynı şekilde, hacca giden arkadaşlarımızın da hacılıklarını Allah kabul etsin diyoruz, hayırlara vesile olsun istiyoruz.
Her şeyden önce şunu da belirtmemiz gerekiyor: Bayramlar barışmak, kaynaşmak ve sarılmak içindir, kavga etmek için değil. Samimiyetle sevmek ve bayramlaşmak, Cumhuriyet Bayramı'nı da cumhurla kutlamak, yine millî ve manevi bayramları hep beraber kutlamak istiyoruz.
Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum, bayramlarınızı tekrar kutluyorum.
Saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sait.