GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:18.05.2017

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz bu 16'ncı madde dün benim de konuşmacı olduğum 7'nci maddeyle ilgili. 7'nci madde ve 16'ncı madde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da bir değişiklik yapıyor, daha doğrusu değişiklik değil de yeni bir madde ihdas ediyor, diyor ki: "Prim borçlusu olanların son üç yılda primlerini düzenli olarak bildirmeleri kaydıyla, bildirgelerini düzenli olarak vermeleri kaydıyla Bakanlar Kurulu tarafından, kendileriyle ilgili tecil faizi veya 7'nci maddede belirtilen kolaylıklardan yararlanmaları mümkündür." Dün de belirttiğim gibi, dolayısıyla hem vergilerle ilgili olarak hem de sigorta primleriyle ilgili olarak bundan sonra Maliye Bakanlığımızın ya da Hükûmetimizin bulduğu çözüm yolu, bu sık sık af kanunu çıkmamasıyla ilgili bulunan çözüm yolu bu Meclisin yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilmesi, işte, bu yetkinin bir kısmının da Maliye Bakanı tarafından Bakanlar Kuruluyla birlikte paylaşılması oldu. Yani bundan sonra af kanunları Meclise gelmeyecek, Bakanlar Kurulu tarafından halledilecek. Böylece, sık sık af kanunu Meclisten çıkmayacak ama Bakanlar Kurulundan çıkacak ve istenilen ölçüde, istenilen mükellef için çıkmış olacak.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bunu dün de söyledik, Komisyonda da söyledik. Şu anda kürsüde oturan Meclis Başkan Vekilimiz de eski bir Gelirler Genel Müdürü olması hasebiyle, bir Maliyeci olması hasebiyle dün de kendisi çok güzel ifade etti. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun -adı da çok güzel, böyle şiir gibi- ne bir eksiği ne bir fazlası olan bir kanun. 1953 senesinden beri uygulanıyor, çok da güzel uygulanıyor. Dün de rakamları okumuştum, Maliye Bakanlığının verdiği rakamları, makul rakamlar. Vergisini ödeyen-ödemeyen ayrımıyla karşılaştırdığımız zaman 6183'e göre yapılan tahsilatların makul olduğunu da görüyoruz. Bu şartlar altında, buna ilave olarak bu maddenin getirilmesi hem sigorta primleri açısından hem vergi açısından yanlış olacak, sistemimiz açısından yanlış olacak. Ayrıca, Komisyonda da belirttiğimiz üzere... Şimdi, "beyannameleri üç yıl aksatmamak" diyor, burada da, bu maddede de "sigorta primleriyle ilgili bildirgeleri üç yıl aksatmamak" diyor. Peki, hiç aksatmadığı hâlde, primlerini de, prim bildirgelerini de, beyannamelerini de aksatmıyor ama vergi kaçakçılığı yapıyor veya gerçekten prim bildirgelerini vermesine rağmen gerçek anlamda kişileri çalıştırmıyor ya matrahı gün sayısı olarak düşük gösteriyor veya matrahı eksik gösteriyor, bunlarla ilgili olarak ne yapacağız? Bu, kötü niyetli mükellef. Şimdi, bildirgeleri ve beyannameyi düzgün vermek usulle ilgili bir konu, usulle ilgili, önemlidir ama çok çok büyük bir vergi ziyaına yol açmayabilir. Ama kötü niyetli, vergi kaçakçılığı yapıyor, gerçekten bildirgeleri aksatmamakla beraber kaçakçılık yapıyor, prim kaçakçılığı yapıyor, bildirmiyor. Peki, bu kötü niyetlilerle ilgili olarak ne yapılacak? Bildirge ve beyannameler düzenli verildi diye bunları alacağız Bakanlar Kuruluna götürüp bunlara af çıkarabileceğiz, tecil yapabileceğiz, tecil faizini indirebileceğiz.

Sayın Bakanım, siz Hükûmet adına Sağlık Bakanı olarak buradasınız, biz Maliye Bakanımıza anlatamadık bu konuları ama Sağlık Bakanına anlatalım hiç olmazsa. Hiç olmazsa, bunları düzeltelim. Çok açık, çok akla mantığa uygun konular bunlar. Ne diye bunları yapıyoruz, ne diye bunları getiriyoruz, anlamak mümkün değil. Neden sistemimizi bozuyoruz, anlamak mümkün değil.

6183 sayılı Kanun, bu ülkenin, Maliye Bakanlığının direklerinden biridir, şimdiye kadar başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Bu getirilen 48/A maddesi bunu aksatacaktır, Maliye Bakanlığına da büyük bir sıkıntı getirecektir, gerçekten, ciddiyetini de bozacaktır, Bakanlar Kuruluna da çok önemli bir yük getirecektir, Maliye Bakanlığına da önemli bir yük getirecektir. Sıkıntıdan başka bir şey değil ve sistemi bozmaktan başka bir şey değil. Bu, bu iş için çözüm değildir, çok büyük bir yanlışlık yapılıyor.

Ayrıca şunu da özellikle belirtmek istiyorum: Sosyal Güvenlik Kurumu büyük bir sıkıntı içerisinde, 116 milyar lira bu sene devlet bütçesinden SGK'ya aktarılacak, ki en azdır bu para, çok daha üzerinde olacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum, sözlerinizi tamamlayınız Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sosyal Güvenlik Kurumu da zorda, sıkıntıda, nasıl Maliye Bakanlığı artık vergi toplayamıyorsa, vatandaş, mükellef vergi ödeyemiyorsa... Vatandaş da vergi ödeyemiyor, Maliye de vergi toplayamıyor, yeni vergi ihdas edemiyoruz, sıkıntı var, prim toplayamıyoruz, tıkandık kaldık. Bu noktada yapılması gereken, daha radikal yapısal önlemler almaktır. Bu şekilde, aylardan beri bu konuyu seyrede seyrede, Bakanlık, Hükûmet, bunları seyrede seyrede bize böyle palyatif, aspirin tedbirler getirmesini anlamamız mümkün değil. Gerçekten, Türkiye büyük bir sıkıntıya doğru gidiyor ve bu seyrediliyor. Ekonomiyle ilgili bakanlıklar, birimler arasında da koordinasyon yok, bunu tekrar ifade etmek istiyorum. Çözüm, daha rasyonel çalışmanızdır.

Bu vesileyle, hepinize saygılar sunuyorum.

Yarın kutlayacağımız, idrak edeceğimiz 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'mızın da kutlu olmasını, yeni yüzyıllara taşınmasını diliyorum.

Herkese saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)