Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 93 |
Tarih: | 17.05.2017 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 475 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle yüksek heyetinizi hürmetle selamlıyorum.
Yeniden yapılandırma müptelası olan Hükûmet artık her yıl yapılandırma kanunu çıkarır hâle gelmiştir. Geçen yıl yürürlüğe konulan 6736 sayılı Kanun ile alacak asılları toplamı 158,4 milyar TL olan vergi ve prim alacağının 77,4 milyar TL'si yapılandırılmıştır. Daha sonra yapılan yasal düzenlemelerle bu uygulama kapsamında ikinci taksitlerin ödenme süresi ocak ayından mayıs ayına ertelenmiş, peşin ya da ilk taksit ödemelerini yapamayanlara yeni bir imkân verilmiş ve ayrıca 2016 yılı Aralık, 2017 yılı Ocak ve Şubat aylarına ait sigorta prim ödemeleri dokuzar ay ertelenmiştir. Şimdi de Temmuz 2016-Mart 2017 dönemine ait 54,1 milyar TL ve daha önceki döneme ait 81 milyar TL olmak üzere toplam 135 milyar TL'lik alacak aslının yapılandırılması amacıyla düzenleme yapılmaktadır.
Maalesef her yapılandırma yeni bir yapılandırma beklentisi yaratmaktadır. Af veya yeniden yapılandırmanın çözüm olmadığı ortadadır. Sayın Maliye Bakanı kamuya olan borçlarını yapılandıran herkesin taksit veya peşin ödemelerini bu ayın sonuna kadar mutlaka yapmaları gerektiğine dikkat çekerek, "Ödemelerini yapamayanlar yapılandırmanın getirdiği imkânları kaybedecek ve yeni bir şans olmayacak." diyor. Vatandaş ise "Sayın Bakan, emrin olur, ama para yok, olsa dükkân senin." diyor.
Ekonomik sıkıntılardan dolayı ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunan milyonlarca insanımız, vergilerini, sigorta primlerini ve kamuya olan diğer borçlarını zamanında ödeyemez duruma düşmüşlerdir. Bakınız, odalarımızdan bize ulaşan talepler bulunmaktadır. Sigorta primlerindeki ertelemenin esnafa nefes aldırdığı, zor zamanda işverene can suyu olduğu, işçi çıkarmalarının önüne geçtiği ve yeni istihdamı özendirdiği ifade edilerek, bu yılın primlerinin tümüyle ertelenmesi veya hiç olmazsa üç ya da altı aylık daha erteleme uygulanmasını istiyorlar. Esnaf ekonominin can damarıdır. Ekonomide toparlanma ve canlanmanın sağlanabilmesi için esnafımıza yönelik kolaylıklar mutlaka sürdürülmelidir.
BAĞ-KUR'lular geçen yapılandırmada sadece bir yıllık geriye dönük borçlarının yapılandırıldığını söyleyerek geçmiş tüm hizmetlerine ilişkin prim borçlarının yapılandırılmasını istemektedir. On iki ay ve daha fazla süreye ilişkin BAĞ-KUR prim borcu bulunup bu borçları dondurulanlar hizmet sürelerinden emekliliklerine yetecek kadar kısmını borçlanıp emekli olabilmeyi beklemektedir. Esnaf ve çiftçimize bu imkân verilmelidir.
Yine, geçmişte esnaf olarak çalışmış ya da çiftçilik yapmış birçok kişi bu çalışmalarına dair vergi mükellefiyeti veya oda kaydı gibi resmî belgeler olmasına rağmen BAĞ-KUR kaydı olmadığı gerekçesiyle bu çalışma sürelerini hizmetlerine saydıramamış ve bu nedenle emekli olamamaktadır. BAĞ-KUR kaydı olmayan çalışma süreleri esnaf ve çiftçilerin hizmetine sayılmalı, geçmiş hizmetlerin borçlanılmasına imkân verilmelidir.
Yine, çıraklık ve staj sürelerinin emeklilik hizmetine sayılmasını bekleyen birçok sigortalı bulunmaktadır. Mesleki eğitimin özendirilmesi amacıyla çıraklık ve staj süreleri hizmetten sayılmalı, geçmiş hizmetlere borçlanma hakkı verilmeli, çıraklık ve staj süreleri sigortalılık başlangıç tarihinde esas alınmalıdır.
BAĞ-KUR'ludan emekli olması için dokuz bin gün hizmet süresi aranmakta, ancak aynı kurumun çatısı altında diğer sigortalılar yedi bin iki yüz günle emekli olabilmektedir. Üstelik en düşük emekli maaşı BAĞ-KUR'luya bağlanmaktadır. Yine, altmış gün prim borcu bulunan esnaf, sağlık hizmetinden yararlanamamakta ama aynı durumdaki diğer sigortalılar faydalanabilmektedir. BAĞ-KUR'lulara yapılan eşitsizlik ve haksızlıklar giderilmelidir.
Esnafımız ve çiftçimiz zor günler yaşamaktadır. Esasen, çiftçisi, esnafı, sanayicisi, ve hane halkıyla toplumun bütün kesimleri ağır ekonomik şartlar ve borç altında ezilmektedir. Türkiye'de esnaf, çiftçi, reel yatırımcı ve üretici para kazanamamaktadır. En fazla para kazanan finans sektörüdür. Yine, en fazla büyüyen finans sektörüdür. Yine, en fazla kâr eden finans sektörüdür. Reel sektörün zor günler yaşadığı, işletmelerin iflasa sürüklendiği son dönemde bankaların dönem net kârı 2016 yılında yüzde 44, 2017 yılı üç aylık dönemde ise yüzde 65 oranında artmıştır. Geçen yıl kurumlar vergisi rekortmenleri listesinin ilk 10'u arasında 7, ilk 100'ü arasında 18 banka yer almıştır. Görünen o ki bankalar rekor üzerine rekor kırmaya devam etmektedir. Ekonomide kapitalist bir anlayış hâkim olmuş, tam manasıyla bir sömürü düzeni kurulmuştur. Uygulanan ekonomi politikalarından beslenen faiz lobisi abat olmuştur.
Milletimiz gece gündüz bankalara çalışmakta, emeğini, alın terini, gelirini, kazancını bankalara aktarmaktadır. Kredi kullanıp borçlanan çaresiz vatandaş faiz, ücret, komisyon, dosya parası diye soyulmaktadır. Hükûmet ise sadece seyretmektedir.
Ekonomi alanında hızla reform gündemi oluşturulmalı ve bir an önce rant ekonomisinden yatırım, üretim ve istihdamı sürekli artırmayı öngören üretim ekonomisine geçilmelidir. Ülkemizin ekonomik sorunlarını çözecek ve vatandaşlarımızın refah seviyesini artırıp borç sarmalından kurtaracak program ve projeler acilen uygulamaya konulmalıdır.
Değerli milletvekilleri, bu teklifte yeniden yapılandırılması öngörülen alacaklar arasında elektrik abonelerinden tahsil edilen TRT payından doğan alacakların da yer alması dikkat çekmektedir. Komisyonda verilen bilgilere göre, 45 firmaya ait 95 milyon TL alacak söz konusudur. Vatandaştan alındığı hâlde zamanında ödenmeyen TRT paylarına şimdi de yapılandırma öngörülmektedir. Hâlbuki, elektrik faturasını ödemeyi bir iki gün geciktiren vatandaşın elektriği kesilmekte olup, sanayicinin tesisleri duracakmış, çiftçinin tarlası susuz kalacakmış hiç umursanmamakta ve açma kapama için de bir dünya masraf istenmektedir. Bu itibarla, söz konusu alacaklar yapılandırma kapsamından çıkarılmalıdır. Ayrıca, elektrik abonelerinden TRT payı alınmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur ve mutlaka kaldırılmalıdır.
Vatandaştan, haraca bağlanmış gibi elektrik faturası üzerinden birçok bedel, pay, fon, vergi, hatta verginin vergisinin yanı sıra kayıp kaçak bedeli alınmaktadır. Elektrik faturaları sanayicinin, çiftçinin ve esnafın en büyük maliyet unsuru olmuş, aile bütçesinde önemli bir harcama kalemi hâline gelmiştir.
Türkiye'de üretim üzerindeki vergi yükü ağırdır ve bu durum işletmelerin rekabet gücüne zarar vermektedir. Başta elektrik olmak üzere üretim girdileri üzerindeki vergi yükünün azaltılmasının istihdam ve büyümeye olumlu katkı sağlayacağı ve belli bir süre sonra bu kesimden sağlanan toplam vergi gelirlerinde artışa yol açacağı hesaba katılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, teklifin 10'uncu maddesinde Maden Kanunu'nda değişiklik yapılarak birbirine bitişik veya yakın maden sahalarının maden bölgesi ilan edilebilmesi öngörülmektedir. Buna göre belirlenen alandaki toplam rezervin en az yarısına tekabül eden ruhsat sahiplerinin talebi hâlinde, ruhsatların bir şirkette birleştirilmesi, maden rezervi de göz önüne alınarak şirketteki ortaklık paylarının belirlenmesi ve birleştirmeye dâhil olmayan diğer ruhsatların yatırım giderlerinin Bakanlık bütçesinden karşılanarak iptal edilmesi öngörülmektedir. Yeterli talebin sağlanamaması durumunda ise yine yatırım giderleri Bakanlık bütçesinden karşılanarak tüm ruhsatların iptal edilmesi ve bu sahaların ihaleyle ruhsatlandırılması öngörülmektedir. Bu bölgelerde toplam rezervin en az yarısına tekabül eden ruhsat sahiplerine önemli bir hak verilirken diğer ruhsat sahiplerinin haklarının elinden alınması söz konusu olmaktadır. Bu yönüyle Anayasa'ya alenen aykırılık bulunmaktadır. Bu itibarla madde, teklif metninden çıkarılmalı ya da hak gasbına meydan vermeyecek şekilde bir düzenleme yapılmalıdır.
Teklifin hayırlara vesile olmasını diliyor, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kalaycı.