GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:93
Tarih:17.05.2017

HDP GRUBU ADINA BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, yeri bu sıralarda, bu Meclis çatısı altında siyaset üretmek olan fakat sadece siyasi saiklerle bugün cezaevlerinde rehin tutulan başta siyasi liderlerimiz, Eş Genel Başkanlarımız Sayın Figen Yüksekdağ, Sayın Selahattin Demirtaş ve milletvekili arkadaşlarım Sayın Selma Irmak, Sayın Gülser Yıldırım, Sayın Çağlar Demirel, Sayın Burcu Çelik, Sayın İdris Baluken, Sayın Ayhan Bilgen, Sayın Ferhat Encu ve Sayın Abdullah Zeydan'ı selamlamak istiyorum. Ayrıca, yerine kayyum atanıp haksız bir şekilde tutuklanan Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Sayın Bekir Kaya'ya, DBP Eş Genel Başkanımız Sayın Sebahat Tuncel'e, MYK üyelerimiz Sayın Aysel Tuğluk ve Alp Altınörs'e ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Sayın Gültan Kışanak, Sayın Fırat Anlı'ya ve ayrıca, yerine kayyum atanıp tutuklanan 85 belediye eş başkanımıza, üyelerimize, yöneticilerimize ve tutuklu olan 5 bin civarında siyasetçimize buradan sevgi ve selamlarımızı iletmek istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, değerli başkanlarım; bugün sizlere bu vasıtasıyla ulaşıyor olmanın ağırlığını hissediyoruz. Bugün sizi bu koşullarda selamlıyor olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz ve sizleri bugün soğuk duvarlar, taş duvarlar, demir parmaklıklar ağırlıyor olabilir. Eminim ki o taş duvarlar da, o demir parmaklıklar da bu haksızlık karşısında utanç duyuyordur. Hak da halk da çok iyi biliyor ki sizleri siyasetten, söz söylemekten, barış politikası üretmekten alıkoyan şey siyasi saiklerdir, barış istemeyenlerdir ama iyi biliyoruz ki tarih yargılamasını yaparken adil olacak. Bugün yetkiyi elinde tutup adaleti, hukuku, halkların taleplerini ve barışı bir kenara bırakmış olanların vicdanlardaki yeri bellidir ama bizler sonuna kadar ısrarlı bir şekilde, her türlü haksızlığa rağmen demokratik siyasette ısrar etmeyi ve barışı dillendirmeyi sürdüreceğiz.

Sayın milletvekilleri, teklifle ilgili olarak öncelikle şu genel eleştirimizi sunmak istiyorum: Öncelikle, temel eleştirimiz, yine bir torba yasa mantığıyla komisyona gelmesi ve esas görüşülmesi gereken komisyonlarda görüşülmeyerek, yine iktidar milletvekillerinin oy çokluğuyla kabul edilerek Meclise gelen torba yasa mantığını eleştirmek istiyoruz. Defalarca kez bu konuda eleştirilerimizi sunduk ve Hükûmetin yaptığı açıklamalar da bir daha torba yasa gelmeyeceği yönünde olmasına rağmen, yeniden yeniden aynı mantıkla karşı karşıyayız ve buna on ay içerisinde ikinci defa vergi affı çıkarılması yönündeki teklif de dâhildir. Yasa yapma süreçlerinde izlenen bu yöntem, aslında devreden çıkarılmak istenen yasama organı olarak Meclisin topluma karşı üstlendiği ağır sorumlulukla da bağdaşmıyor. Zira torba kanun mantığıyla yapılan yasama faaliyetleri sonucunda idarede oldukça yanlış uygulamalar ortaya çıkmış ve bu yanlışları düzeltmek için yeniden bir yasa yapma zorunluluğu çok kısa sürede Parlamentonun gündemine gelmiştir. Ayrıca, OHAL döneminde mütemadiyen yayınlanan KHK'larla aslen Plan ve Bütçe Komisyonunun ihtisas alanına giren birçok kanun çıkarılmış bulunmaktadır. KHK'ların ivedilikle görüşülmesi beklenirken yeniden bir vergi affının gündeme alınması hukuken doğru değildir.

Bir süre önce 63'üncü Hükûmetin Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek'in de dile getirdiği üzere, bir ülkede hukuk iyi işliyorsa işçi sınıfı emeğinin karşılığını alır ama Türkiye gibi bir ülkede hukuksuzluk genel anlayış olmuşsa, Hükûmetler sermaye sınıfının sömürü şartlarına göz yumuyorsa o ülkede çalışan kesimler açlık sınırının altında yaşamlarını sürdürmek durumunda kalır. Halkların Demokratik Partisi olarak yıllardır dile getirdiğimiz bu sorunun o dönemki Hükûmet tarafından tespit edilmesi tabii oldukça anlamlıdır. Görünen o ki Sayın Mehmet Şimşek'in hayal ettiği kâr marjının yüksek olduğu ülkelerden olmak adına Hükûmet böylesi adımlar atmaya devam edecektir. Bu dönem de bunun pratiğinin devamını görüyoruz. Bunu OHAL'e dayanarak çıkarılan 24 kanun hükmünde kararnameyle aslında görmüş olduk. Binlerce kamu emekçisi haklarında tek bir suç isnadı olmaksızın çıkarılan KHK'larla işsiz kaldı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifi, hükûmetleriniz döneminde son beş yıl içerisinde çıkarılması düşünülen beşinci kapsamlı vergi affıdır. İstisnai bir husus olması beklenen vergi affına bu kadar sık başvurulması vergide uyumluluğu ortadan kaldırmaktadır. Vergisini, sigorta primlerini düzenli ödeyen yurttaşlar bu düzenlemelerle cezalandırılmakta, halk âdeta "Nasılsa af çıkacak." beklentisiyle vergi ödememeye teşvik edilmektedir. Yürütme ve yürürlük maddeleri dâhil toplam 23 madde içeren düzenlemeyle yaklaşık 85 milyarlık bir yapılandırmadan bahsediliyor. Böylesine büyük bir rakam bizlere ekonominin gidişatı hakkında aslında pek çok fikir veriyor. Zira, barış politikasının terk edilmesi hem iç hem dış politikada ekonomiye güvensizlik oluşturmuştur. İzlenen savaş politikaları ve başta parti grubumuz olmak üzere muhaliflere yönelik hasmane tutumlar nedeniyle artan politik belirsizlik, güvenlik sorunları gibi etkenler çalışan kesimleri daha da yoksullaştırmakta, hem ülkenin hem de birey olarak tüm yurttaşların döviz borç yükünü artırmaktadır.

Sayın milletvekilleri, bu teklifle, yurttaşların borç yükü altında ezildiğini, AKP Hükûmetinin ekonomiyi yönetme kararlılığının olmadığını ve mali disiplinden koptuğunu söyleyebiliriz. Bu tür düzenlemelerin satır aralarına yandaşların vergi borcunu buharlaştıran eklemeler yapıldığını da kamuoyu çok yakından bilmektedir. Daha önceki düzenlemelerle pek çok sermaye sahibinin milyonlarca lira borcunun tek kalemde silindiğini herkes anımsıyor. Dolayısıyla, zaten uygulanabilirliği olmayan, örneğin oy vermemiş yurttaşa verilen 22 liralık cezanın silinmesinin arkasından yine çok sayıda iş insanının borcunun sıfırlanacağını düşünmekteyiz. Basına yansıdığı için biliyoruz ki Hükûmetiniz döneminde palazlanan şirketlerden olan Cengiz Holdingin 425 milyon liralık borcunun silindiği Hükûmet yetkilileri tarafından da doğrulanmıştı. Bu nedenle Sayın Bakanın hangi kalemde yapılan yapılandırmadan ne kadarlık bir beklenti olduğu ve ne kadarlık bir kamu alacağından vazgeçildiğini tek tek açıklaması gerekiyor. Böylesi bir durumda bu düzenlemenin neyi amaçladığını ancak bu koşullar altında anlayabiliriz. Keza belediye alacaklarında yüksek meblağlı borcu olan şahıslar ya da firmalar var mıdır? Bunların burada açıklanmasının kamuoyunun ve bizlerin hakkı olduğunu düşünüyorum. Zira bu tür düzenlemelerin, biliyoruz ki Kırıkkale'deki çiftçinin ödeyemediği 250 liralık borcu için ya da Artvin'deki işsiz bir ailenin 350 liralık borcu için değil, Cerattepe'yi nefes alamaz hâle getirenlerin 100 binlerce lira tutarındaki vergi borçlarına dönük olduğunu biliyoruz.

Van Belediyesine atanan kayyum, borcunu ödeyemeyen yüzlerce esnafa ilk iş olarak icra takipleri başlattı ama biz şu ana kadar hiçbir kamu kurumu tarafından şu holdingin ya da başka bir holdingin borcuna icra takibi başlatıldığını duymadık.

Sayın Başkan, merak ettiğim bir konu da aslında bu husustur. Van'daki kayyum örneğinde olduğu gibi, icra takibi başlatılmış kamu alacaklarının akıbeti ne olacaktır? Bu konuda henüz bir netlik sağlanamadı.

Değerli milletvekilleri, bizler bu kanun teklifinin 3-5 kişiye değil, mümkün mertebe toplumun tüm yoksul kitlelerine ulaşması gerektiğini talep etmekteyiz. Bu sadece bizim değil, aynı zamanda halkın, esnafın, gerçek ihtiyaç sahiplerinin de talebidir. Enflasyonun yıllar sonra çift haneli rakamlara ulaşması, son işsizlik oranlarının geniş tanımından bakıldığında yüzde 20'lere, genç işsiz oranının yüzde 25'e ulaşması korkutucu olmakla birlikte, bu ve benzeri tasarıların ekonomiye kısa vadeli rahatlama sağlayacağının önemli bir işaretidir.

Sayın Başkan, takdir edersiniz ki bu enflasyon ve işsizlik sorununu çözmeden, mali disipline köklü bir dönüş sağlamadan böylesi düzenlemeler Türkiye toplumuna değil, hükûmetleriniz döneminde büyümüş sermaye çevrelerine can simidi olmaktadır.

Ayrıca, sizden son bir sene içerisinde çıkarılan yapılandırma yasalarının mali sonuçlarını açıklamanızı rica ediyoruz. Keza, bu sonuçların beklentiye oranı ne olmuştur?

Bu ülkenin vatandaşı olan herkesin dolaylı ya da doğrudan vergilerle sürekli borçlandırılmaya değil, vergide adaletin sağlanmasına hakkı vardır. Yat sahipleri, milyonlarca liralık mücevherat sahipleri, ödeyebilecekleri vergi tutarından muaf tutulabiliyorken halkı önce ağır vergilere mahkûm edip sonra af getirmek, devlet ciddiyetinden uzak bir anlayıştır.

16 Nisandaki referandumun sonuçlarına baktığımızda yurttaşların acil barış talep ettiğini görmekteyiz. Bu ülkenin halkları kutuplaşma istemediğini referandumda çok açık bir şekilde ortaya koymuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum, sözlerinizi tamamlayınız Sayın Özgökçe Ertan.

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Evet, bu çağrılara kulak verilmeli ve diyalog zemininin önü açılmalı. Tek derdi, barışı tesis etmek olan başta eş başkanlarımız, milletvekillerimiz ve bütün siyasetçilerin önündeki tutuklama operasyonları kaldırılmalı ve siyaset yapmalarının önü açılmalı.

Kayıt dışı istihdam devam etmekteyken, çocuk işçilerin sayısı 2 milyona ulaşmışken, mevsimlik tarım işçileri herkesin gözü önünde sömürü koşullarında çalıştırılırken bu kadar sık vergi affı getirmek, ancak başta Mehmet Şimşek'in sözlerinde belirttiğim gibi, onun belirttiği hususun önünü açacaktır.

Türkiye toplumunun adalete, toplumsal barışa, hukuka ihtiyacının olduğunu bir kez daha belirtiyor ve bu teklifin sermaye çevrelerini değil, yoksul halk kesimlerini kapsaması gerektiğinin altını çiziyor ve yineliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özgökçe Ertan.