GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:92
Tarih:16.05.2017

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında 4 Mayıs günü meydana gelen bu elim kazada hayatını kaybeden Muhammet Yıldırım ve Furkan Yıldırım kardeşlere Cenab-ı Allah'tan rahmet, onların annesine, babasına ve yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Tabii ki bu olaya üzülmemek elde değil, bu olayda 2 küçük çocuğumuz hayatını kaybetmiştir. Temennimiz, böyle olayların, böyle kazaların bir daha yaşanmamasıdır, bu konuda da zaten emniyet güçlerimizin gerekli ilgiyi, dikkati göstereceğine inanıyoruz.

Tabii, sözlerime başlamadan önce birkaç hususu da burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz hafta, 11 Mayıs Çarşamba günü Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Değerli Hemşehrim Mustafa Alper'i de elim bir trafik kazasında kaybettik. Kendisine Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum, eşine, ailesine, çocuklarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.

Yine, 13 Mayıs cumartesi günü, Muğla'mızda Sakartepe mevkisinde çok vahim bir kaza yaşadık. Burada, İzmir'den Marmaris'e Anneler Günü vesilesiyle gelmekte olan bir tur otobüsünün Sakartepe'den uçması sonucu 24 vatandaşımız -ki çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşmaktadır- hayatını kaybetti. Allah onlara rahmet etsin ve yakınlarına yine sabırlar diliyoruz, başsağlığı diliyoruz.

Bugün de biraz önce, Genel Kurula girmeden önce aldığımız bir habere göre, Trabzon'un Maçka ilçesi Karaağaçlı Yaylası mevkisinde PKK terör örgütü mensupları ile güvenlik kuvvetleri arasında çıkan çatışmada Jandarma Uzman Çavuş Osmangazi Çetingöz şehit olmuştur, Allah rahmet eylesin. Şehitlerimizin hepsine rahmet diliyoruz, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz.

Tabii ki tekrar bu olaya, HDP grup önerisine geriye döndüğümüzde, bu olayın bir kaza olduğu, kazayla ilgili olarak panzer sürücüsü hakkında gerekli tahkikatların yapıldığı ve tutuklanarak cezaevine konulduğu; gene, bu olaydan önce de aynı yerde, gene aynı eve başka bir sivil aracın çarpması sonucu geçmişte de birtakım olayların olduğu, burada evin konumunun, imar durumunun da aslında incelenmesi gerektiği; inşallah, önümüzdeki hafta İnsan Hakları Komisyonundan gidecek heyetin bu duruma da dikkat etmesinde fayda var. Gene, hani, bu olayın kaza olmasını bize gösterecek birçok sebep var çünkü oradaki panzer sürücüsünün alkollü olması düşünülemez çünkü panzer sürücüsü zaten devriye gezen, bölgedeki vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamaya çalışan ekibin şoförü ve aynı zamanda, o aracın içerisinde başka güvenlik kuvvetleri mensubu arkadaşlarımız da polislerimiz de var.

Dolayısıyla, böylesine bir olayda alkol vesaire gibi bir ihmalin olmasının, mesai arkadaşlarının da izin vermesinin kabul edilemeyeceği açıktır. Bu konuyla ilgili olarak ayrıca, aldığımız bilgilere göre Emniyet Genel Müdürlüğü 2 polis başmüfettişini görevlendirmiş, konuyla ilgili inceleme devam etmektedir. Ayrıca, adli makamlar tarafından da gerekli inceleme yapılmaktadır. Kimler kusurluysa onların tespit edilerek cezalandırılması konusunda adli ve idari makamların gerekenleri yapacağına da inanıyoruz.

Burada tabii, şunu da bilmek lazım: Emniyet ve Jandarma teşkilatlarımız terörle mücadele konusunda çok hassastırlar, özellikle de sivil vatandaşlarımızın, bilhassa da kadın ve çocuklarımızın bu operasyonlar sırasında zarar görmemesi için gerekli hassasiyeti göstermektedirler. Bunun örnekleri çoktur. Geçtiğimiz dönemde gerek hendek operasyonları sırasında gerekse 15 Temmuz gecesinde yapılan operasyonlarda güvenlik kuvvetlerimiz bu konuda gerekli hassasiyeti göstermiştir, bundan sonra da inşallah, böylesine tatsız bir kazayı tekrar duymayız, görmeyiz, yaşamayız.

Ben, bu vesileye sınırlarımız kenarında yaşanmakta olan terörle ilgili olaylara dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Gerek ABD gerek Rusya YPG ve PYD'ye ağır silahlar vermekte, onlarla kol kola görüntüler vermekte hatta YPG'nin, PYD'nin çadırlarına kendi bayraklarını asacak kadar ileri gitmektedirler. Buna, bazı Batılı ülkelerin de dâhil olduğu herkesin malumlarıdır.

Buradan, bir defa söyleyeceğimiz en önemli şey, en önemli uyarı şudur: Hiç kimsenin, hiçbir devletin terör örgütüyle iş birliği yapmaması gerektiğini herkesin bilmesi lazım çünkü bu terör örgütlerine verilen bugünkü destekler belki kısa vadede sadece Türkiye Cumhuriyeti devletini, bizleri rahatsız edebilir ama bunun bumerang etkisi yarın bu terör örgütlerine destek verenlere de zarar verecektir. Bu konuda, Amerika'nın, Rusya'nın ve diğer Batılı ülkelerin şimdiden dikkatli olmasında fayda vardır.

Gene, bu yapılan işin dostluğa, komşuluğa, müttefikliğe sığmayacağı açıktır çünkü PYD'ye ve YPG'ye verilen silahların çok kısa sürede PKK'nın eline geçtiği ve Türkiye'de de güvenlik kuvvetlerimize karşı, dün Şırnak Uludere'de olduğu gibi kullanıldığı açıktır. Dün, Şırnak Uludere'de, güvenlik kuvvetlerimize PKK tanksavar silahlarıyla saldırmıştır.

Gene, geçtiğimiz günlerde, Tunceli'de ve bölgedeki diğer bazı operasyonlarda tanksavar silahların, güdümlü füzelerin, antitank mayınların yakalandığı da bir gerçektir; bu silahların da kimler tarafından, işte, sözde YPG'ye, PYD'ye ama gerçekte PKK'nın eline ulaştırıldığı bilinmektedir. Bu manada muhataplarımızı uyarmak istiyoruz.

Gene, terör örgütlerine bu kadar ağır silah verenlerin, bundan sonra bölgede yaşanacak vahim çatışmaların hesabını vermeye de hazır olmaları gerektiği konusunda, gerek Amerika'yı gerek Rusya'yı gerekse diğer Batılı ülkeleri uyarmak gerektiği kanaatindeyim.

Tabii, bizim de Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, burnumuzun dibinde cereyan eden bu olaylara seyirci kalmamız, duyarsız kalmamız mümkün değildir. Türkiye'nin, gerek o bölgede yapacağı operasyonlarla terör örgütleriyle ciddi bir mücadele yapması lazım gerekse sınır güvenliği konusunda çok ciddi tedbirler alarak Amerika'nın, Rusya'nın ve diğer Batılı ülkelerin PYD'ye, YPG'ye verdiği silahların Türkiye'ye girişini engelleme konusunda ciddi tedbirler alması lazım. Yine, ülkemizin, bu önümüzdeki süreçte yaşanacak olan, Türkiye'ye gelmesi muhtemel bu ağır silahlarla mücadele konusunda istihbarat ve aynı zamanda da kendi ordumuzu, askerimizi, polisimizi, jandarmamızı da bunlara karşı koyacak nitelikli silahlarla donatma konusunda gerekli hazırlıkları zaman kaybetmeden yapması lazım çünkü her devletin olduğu gibi bizim de en önemli görevimiz, ülkemizde yaşayan vatandaşlarımızın, milletimizin güvenliğini ve huzurunu sağlamaktır. Bu konuda tabii ki güvenlik kuvvetlerimizin yeteri kadar tecrübesi vardır ama karşı taraftaki yapılanmaya uygun olarak bizim de Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak o askerimizi, polisimizi bu olaylara karşı koyacak şekilde yeteri kadar silahla, mühimmatla donatmamız ve bu konuda gerekli tedbirleri almamız gerekmektedir.

Şimdi, bu süreçte, özellikle bugün Sayın Cumhurbaşkanının Amerika'ya yaptığı gezisi çerçevesinde -birkaç saat sonra Trump'la yapacağı görüşme çerçevesinde- inşallah sonuç alıcı bir görüşme olur ve Amerika ve Rusya attığı bu adımları geriye çekerler ve terör örgütlerine yardım etmekten vazgeçerler. Aksi takdirde bölgede yaşanacak olayların mesuliyeti, dökülecek kanların vebali Amerika'yı da Rusya'yı da etkiler.

Bu bakımdan, şimdiden bölgedeki vatandaşlarımızın da askerimizin de polisimizin de bu konularla mücadele konusunda duyarlı bir sürece girmesini ve yeni yeni vahim olaylarla karşılaşmamamızı temenni ediyor, Türk ordusuna, Türk polisine önümüzdeki süreçte terörle mücadele konusundaki çalışmalarında başarılar diliyorum. Şehitlerimizi ve gazilerimizi tekrar rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Bu olayda hayatını kaybeden yavrularımıza da tekrar Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.

Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)