| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 10.05.2017 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Milliyetçi Hareket Partisinin engelli vatandaşlarımızın sorunlarının araştırılmasıyla ilgili verdiği grup önerisi hakkında konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Öncelikle gazi Meclisi saygıyla selamlıyor, tüm İslam âleminin Berat Kandili'ni kutluyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin yüzleşmekten korktuğu ama korkmaması, aksine yüzleşmesi gereken bir konudur engelliler. Bakın, Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisinde de vurguladığı gibi engellilerle ilgili Türkiye İstatistik Kurumunun son çalışması 2002 yılını kapsıyor. Yani bugün gerçek anlamda Türkiye'de kaç tane engelli yurttaşımızın olduğu ve bunların sorunlarıyla ilgili gerçek verilere sahip değiliz. Eldeki verilere göre nüfusumuzun yüzde 12,5'ini engelliler oluşturuyor. Bu da yaklaşık 10 milyon engelli yurttaşımızın olduğunu gösteriyor. Evet, 10 milyon engelli vatandaşımız var ama büyük çoğunluk bu engelli vatandaşlarımızı görmüyor çünkü engelli bireylerin bir bölümünün aileleri engelli bireyleri toplumsal yaşamdan uzak tutmayı tercih ediyor. Kimileri bunu bir utanç kaynağı olarak görüyor. Peşinen söylemek gerekir ki utanması gereken engelliler ve aileleri değil, engellilerin sorunlarına çözüm üretmeyen, üretemeyen, engellileri görmezden gelen yetkililer, çözüm üretemeyen siyasi makamlardır.
Değerli milletvekilleri, maalesef ülkemizde engelliler 3 Aralık Dünya Engelliler Günü veya 10-16 Mayıs Engelliler Haftası gibi belirli gün ve haftalarda hatırlanıyor. Büyük nutuklar atılıyor, iddialı vaatler veriliyor ama maalesef ki çözüm yok. Bir yıl sonra yine aynı nutuklar, yine aynı iddialı vaatler verilecek. Gelin hep birlikte bu kez farklı bir şey yapalım. Her şeyden önce siyasetüstü bir konu olan engelliler konusunu ele alırken siyasi manevraları, siyasi kaygıları bir kenara bırakarak çözüm için bir araya gelelim. Milliyetçi Hareket Partisinin önergesine hep birlikte destek verelim ve öncelikle engellilerle ilgili sağlıklı verileri ortaya koyalım. Gerçekten ülkemizde kaç yurttaşımız engelli, bunların kaçı istihdam ediliyor, kaçı eğitim olanaklarından yararlanıyor bunları bilmemiz gerekiyor.
Sevgili arkadaşlar, engellilerin en önemli sorunlarından bir tanesi eğitim. Engelli yurttaşlarımız temel bir hak olan, Anayasa'yla güvence altına alınan eğitim hakkından maruz bırakılıyor. Örneğin otizmli çocuklarımız... Otizm doğumdan gelen, belirtileri yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan, beynin farklı çalışmasıyla ilgili bir gelişimsel yetersizlik. 1985 yılında 2.500 doğumdan 1'inde görülürken şimdi 68 doğumdan 1'inde otizm görülüyor ve yapılan araştırmalar on yıl sonra her 2 çocuktan 1'inin otizmli doğacağını söylüyor. Tablo bu kadar ürkütücü. Peki, 68 çocuktan 1'i otizmli doğuyor, yirmi dakikada 1 çocuk otizm tanısı alıyor ise dünyanın en yaygın ve en güvenilir araştırma şirketi on yıl sonra her 2 çocuktan 1'i otizmli doğacak diyor ise biz bu çocukları niye göremiyoruz, nerede bu çocuklar? Hiç uzatmadan söyleyeyim, evlerinde. Aile mecbur kalmadıkça bu çocukları dışarı çıkarmıyor. Çıkarsa da mümkün olduğunca kimseye görünmemeye çalışıyor. Neden peki? Neden en büyük ilaçları doğal gelişen yaşıtlarıyla birlikte olmak olan bu çocuklar evlerinde hapis hayatı yaşıyor? Şimdi, belki evlerinde hapis hayatı yaşayabiliyorlar ama yüzde 50'yi bulacak olan bu özel çocuklar eve hapsedilebilecek mi? Yüzde 50 evinde tutulabilecek mi? Bu özel çocuklarda tek çare kesintisiz, yoğun ve sürekli bir eğitim.
Sayın milletvekilleri, otizmli çocuklar en az haftada kırk saat eğitimle hayata tutunacak hâle geliyorlar. Ama maalesef, ülkemizde ne yeterince eğitim verecek eğitmen ne eğitimi verebilecek nitelikli okullar ne de en önemlisi buna yetecek devlet yardımı var. Normal eğitimin bile dershane desteği olmadan yürümediği bir dönemde bu özel çocuklara haftada sadece ve sadece iki saat eğitim verilmesi reva mıdır? Ve yine Türkiye'de toplam nüfus içerisinde yaklaşık 1 milyon 142 bin otizmli birey var. 0-18 yaş grubunda ise 352 bin otizmli çocuk var. 352 bin çocuktan eğitime ulaşabilen çocuk sayısı sadece ve sadece 26.586. O da maalesef ki kâğıt üzerinde.
Bakınız, size bir örnek vermek isterim: Otizmli Esra Nazlı Doğan. Sevgili Esra konservatuvar eğitimi almak istiyor ama bürokratik engelleri bir türlü aşamıyor. Esra 3 yaşında otizm tanısı almış genç bir kız. Piyano tutkunu, müzik tutkunu bir genç kızımız. Güzel sanatlar lisesinde okumak istiyor ancak ders verecek öğretmen olmadığı için Esra liseye kabul edilmiyor. Buna rağmen Esra, 2015 yılında Ankara'da yapılan ortaokul ve liseler arası klasik müzik piyano dalında 3'üncü oluyor. Yine, Ankara'da ortaokul ve liseler arası solo ses yarışmasında ilk 10'a girdi. Esra'ya ders veren öğretmen müzik bilgisinin konservatuvar seviyesinde olduğunu söylüyor, Esra da konservatuvar okumak istiyor. Esra'nın konservatuvar sınavlarına girebilmesi için lise diploması şartı aranıyor. Esra lise diploması alabilmek için açık öğretim lisesine devam ediyor. Esra üç yılda toplam 51 kredi alabilmiş. Esra'nın lise diploması alabilmesi için kredisini 192'ye tamamlaması gerekiyor. Esra otizmli ama sistem, Esra'ya diğer bireylerle aynı standart soruları soruyor. Esra'nın trigonometriyi, logaritmayı, molekülleri bilmesine gerek yok.
Üstelik siz, Esra'ya haftalık iki saat eğitim hakkı vermişsiniz, güzel sanatlar lisesinde okumak istemiş ama siz demişsiniz ki: "Ders verecek öğretmenimiz yok." Kabul etmemişsiniz. Şimdi, Esra'yı aynı koşullarda sınava tabi tutuyorsunuz ve aynı krediyi tamamlamasını istiyorsunuz. Adalet bunun neresinde? Vicdan bunun neresinde? Hâlbuki Esra'ya şans verilse belki de dünya çapında bir piyanist olacak. Biliyoruz ki bu çocuklara yapacağımız her türlü yatırım, sağlıklı ve mutlu çocuklar ve aileler olarak bize geri dönecektir. Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre bu çocuklara harcanan her 1 dolar topluma 16 dolar olarak geri dönmektedir.
Ülkemizde engelli çocukların eğitimi için en önemli sorunlardan birisi özel eğitim öğretmeni eksiği ve bu öğretmenleri yetiştirecek öğretim üyesi sayısının yetersizliğidir. Hâlen 7 bin özel eğitim öğretmeni açığı var ve bu açığın kapatılması için eğitim kurumlarına her türlü desteğin sağlanması hayati önem taşımaktadır.
Sayın milletvekilleri, engelliler konusundaki bir diğer sorun ise engellilerin istihdamı. İstihdam konusunda sınıfta kalan AKP iktidarı engellilerin istihdamı konusunda ise küme düşmüş durumda. Engellilerin iş gücüne katılımı incelendiğinde, eldeki verilere göre engellilerin yüzde 78'inin iş gücüne dâhil olmadığı görülüyor. Burada, çalışabilecek durumda olan yaklaşık 2 milyon engellinin istihdam dışı kaldığı gibi acı bir gerçekle karşı karşıyayız. İş Yasası'na göre, 50 ve üzerinde işçinin çalıştığı iş yerlerinde; özel sektörde yüzde 3, kamu kuruluşlarında yüzde 4 oranında engelli çalıştırılması zorunluluğu var ama olay yasa yapmakla bitmiyor, bu yasanın hayata geçirilmesi, uymayanların denetlenmesi gerekiyor. Her şeye rağmen iş bulabilen engelli vatandaşlarımız ise iş yerlerinin fiziksel koşullarına uygun olmaması nedeniyle büyük zorluklar yaşıyor. İş yerlerinin engellilerin ihtiyaç duyduğu teknolojik ve çevresel donanıma sahip olması bakımından ülkemiz, uluslararası standartların çok gerisinde. Bu noktada AKP iktidarının siyasi rant amaçlı yardımlarının da önemli bir sorun olduğunun altını çizmek gerekiyor. AKP tarafından, engelli bireylerin toplumsal hayata katılabilmeleri için yapılan destekler genellikle muhtaçlık yardımı niteliğindedir. Engelli bireylerin aldığı muhtaçlık aylığı da, ağır engelliye bakan kişinin aldığı bakım aylığı da engelli bireyin ve ailesinin onurlu bir yaşam sürdürmesini sağlamaktan uzaktır. Engelli dostu görüntüsü altında oy avcılığı yapılırken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen, açıyorum bir dakika daha.
ÇETİN ARIK (Devamla) - ...engelliler, giderek artan düzeyde yardıma muhtaç bir toplum kesimi hâline geldi. Çağdaş, sosyal hukuk devleti anlayışı, tüm engelli yurttaşlarımızın başkalarına gereksinim duymadan yaşamını sürdüren, üreten ve toplumsal yaşama katkıda bulunan bireyler olmalarını amaçlamaktadır.
Şöyle bir örnek vermek gerekirse, engellilerin toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanması tabii ki önemlidir ama daha da önemlisi engellilerin sıkıntısız bir şekilde binip inebilecekleri, sıkıntısız yolculuk yapabilecekleri toplu taşıma araçlarını hayata geçirmektir. İşte, o zaman engelliler daha fazla hayatın içinde olacaktır.
Engelsiz bir dünya dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisinin önerisine evet diyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP, AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)