| Konu: | İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, (2/70) esas numaralı Seçim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/94) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 09.05.2017 |
EREN ERDEM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle altmış iki gündür Ankara'da hangi gerekçeyle görevinden uzaklaştırıldığını kendisinin dahi bilmediği bir şekilde görevinden uzaklaştırılan öğretmenlerin açlık grevi devam ediyor. Altmış iki gün arkadaşlar... Açlık grevine devam eden Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hayati tehlike noktasına gelmiş durumda. Burada birçok kişi zannediyorum ki bu ihraçların nedeninden habersiz. Bugün ihraç edilen insanların büyük bir kısmı Barış Bildirisi'ne imza attığı için ihraç edildiler. OHAL'i niye çıkardınız? FETÖ'yle mücadele için. Bu bildiriyle FETÖ'yle mücadelenin ne alakası var? Birbiriyle ilişkisi olan konular mı? Değil. Yapılan iş vicdanınızı sızlatıyor mu? Bu insanların ölmesine bu Parlamento göz mü yumacak? Buna derhâl müdahale edilmelidir.
Değerli arkadaşlar, bakınız, size bir haber başlığı göstermek istiyorum. Çok ilginç, benim dikkatimi çekti, zannediyorum sizin de dikkatinizi çekecektir: "FETÖ sanığını serbest bırakan hâkimi FETÖ'den rüşvet aldı diye tutuklayan hâkim FETÖ'den tutuklandı." Cümleyi anlayabildik mi arkadaşlar?
LEVENT GÖK (Ankara) - Bir daha oku Eren, bir daha, tane tane oku.
EREN ERDEM (Devamla) - Tekrar okuyorum: "FETÖ sanığını serbest bırakan hâkimi FETÖ'den rüşvet aldı diye tutuklayan hâkim FETÖ'den tutuklandı."
LEVENT GÖK (Ankara) - Yine anlamadık vallahi.
EREN ERDEM (Devamla) - Şimdi, çok ilginç, değil mi? Yani, şu anda yaşadığımız ortamı özetleyen bir başlık.
Arkadaşlar, bakın, şu anda, bugün burada bir karar verildi, o karar üzerine de bir şey söylemek istiyorum. FETÖ'den dolayı tutuklanan bir hâkimin verdiği kararla bir milletvekilinin milletvekilliği düşürüldü. Şimdi, ben de benzer bir olay yaşamış bir arkadaşınızım. FETÖ'nün Selam Tevhid kumpas davasında örgüt yöneticiliğinde benim adım geçiyor. Halis Bey'in de adı geçiyor, o da bir kumpas. Şimdi, 17-25 Aralıktan sonra bu dosya düştü, bizim bütün soruşturmalarımız kapandı. Benim güzel yüzümün hatırına yapmadınız, içinde sizin arkadaşlarınızın ismi geçtiği için yaptınız. Eğer sizin arkadaşlarınızın o dosyada ismi geçmeseydi muhtemelen biz o dosyadan dolayı yargılanıyor olacaktık. E, bugün yapılan milletvekilliği düşürülme durumu tamamen böyle bir şeydir. Kadük olmuş, boşa çıkmış, hükümsüz bir davayı gerekçe göstererek Parlamento karar alıyor. Bu, hukuka aykırıdır, yanlıştır değerli arkadaşlar.
Arkadaşlar, bakın, obur iktidarlar hazımsızlıktan ölür. İktidarın güç ve tabiri caizse, iktidarın, o elinde sopa tutma ihtirasını yaşamaya devam ettiğiniz sürece bu, sizi çok daha kötü noktalara götürecek.
Bakın, bir seçim yaptınız, seçim boyunca terör estirdiniz, insanların pankart asmasını engellediniz. Yahu seçimin sonucunda... Bakın, ben burada sizin desteklediğiniz Sabah gazetesinin sitesinden aktarıyorum: "Singapur Cumhuriyeti'nde katılım oranı yüzde 106,95; seçmen sayısı 604, kullanılan oy 646." Neresinden tutsak elimizde kalacak, şaibeli, mühürsüz bir YSK darbesinin ardına bir rejim inşa etmeye çalışıyorsunuz. Şimdi, inşa etmeye çalıştığınız rejimin içerisinde, bu Parlamentoda, şu anda Sayın Başkanın makamında oturmuş olan Mustafa Kemal Atatürk'e saygı, sevgi, muhabbet yok mu değerli arkadaşlar? Sayın Başkanımız, tamam "Ben kabul edemem." dedi ama neden burada Mustafa Kemal Atatürk'ün özel hayatıyla ilgili aleni bir şekilde alçakça bir iftiranın yapılmasına karşı topyekûn bir tavır koymadınız? Kaç taneniz bununla ilgili...
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Mahkemeye başvursaydın.
EREN ERDEM (Devamla) - Ben tavır koydum, dava da açtım, senin bugün partili hâkimin benim davama da takipsizlik verdi. Gel sen aç, takipsizliği de kaldırt. Basın özgürlüğüymüş, ne basın özgürlüğü? Senin hâkimin takipsizlik verdi. Yakışıyor mu? Gelin, hep beraber gidelim, milletvekilleriyle beraber dava açalım. Aynı hakaret -hiçbir şekilde kabul etmeyiz bu hakaretin Cumhurbaşkanı için yapılmasını- Cumhurbaşkanı için yapılsa her biriniz Twitter'ı yıkarsınız be, Twitter'ı yıkarsınız! Bu kadar ahlaksızca bir tutum karşısında tavır koydunuz mu, niye koyamıyorsunuz? Kurmak istediğiniz rejimin ana hatlarını ifşa ettiniz. Dolayısıyla sizi bu çelişkilerle baş başa bırakıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)