| Konu: | 28 Nisan-4 Mayıs Kardeşlik Haftası'na ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 04.05.2017 |
MEHMET ALİ ASLAN (Batman) - Sayın Başkan ve Sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bugün, bu hafta hem Kardeşlik Haftası hem Hıdırellez -yani Hazreti Hızır ve İlyas Haftası- hem Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası. Bundan dolayı hepsine değineceğim ama Kardeşlik Haftası'nda Adana'da, Mersin'de, Hatay'da AKP'li ve MHP'li belediyelerin Arapça tabelaları indirmesini şiddetle kınıyorum. Kaç gündür Arap yurttaşlarımız, kardeşlerimiz bu konudaki rahatsızlıklarını dile getiriyorlar, bize iletiyorlar. Kardeşlik Haftası'nda, "kardeş" dediğimiz insanların dillerine saldırmamalıyız, tabelalarına karışmamalıyız.
Bakın, bununla ilgili bir ayetikerime okumak istiyorum. Rûm suresi 22'nci ayette buyuruyor: "..."(x) Yani "Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olmasında, bilenler için, akıl sahipleri için ibretler vardır." diyor. Yani Allahutaala, dünyayı tek dilli yaratmadığı gibi Türkiye'yi de tek dilli yaratmamıştır. Ayetikerimede diyor ki: "Ben, sizi çok dilli ve çok renkli yarattım. " Dolayısıyla bizim bütün dillere, bütün renklere saygılı olmamız gerekiyor ve yine Kardeşlik Haftası'nın bir gereği olarak kardeşlikle ilgili bin dört yüz yıl önce söylenmiş bir hadisişerifi de nakledeyim: "Kendiniz için istediğinizi, kendi nefsiniz için istediğinizi kardeşiniz için istemedikçe tam iman etmiş sayılmazsınız, tam mümin sayılmazsınız." diyor.
Peki, biz, kendi dilimiz için, kendi ırkımız için, kendi kültürümüz için istediğimiz şeyleri neden bir başka kültür için, bir başka dil için istemiyoruz? Bizim buradan başlamamız gerekiyor. Bu anlamda AK PARTİ'li belediyelerden ve MHP'li belediyelerden de bu konuda açıklama bekliyoruz. Referandumda yaptıkları ittifakın ilk somut icraatı, Arapça dil tabelalarını indirmek olmuş. Arap kardeşlerimiz de bizler de buradan hesabını soruyoruz ve ben, bunu Arapça olarak da kınamak istiyorum: "..."(x) Yani şimdi ben, Arapça konuşuyorum diye herhâlde gelip dilimi sökecek değilsiniz. Allah, bana bu dili bahşetmiş. Lütfen, kardeşliğin gereğini yerine getirelim. Bu uygulamaların hiç kimseye bir faydası yoktur. Yabancı tabelalar da tabii, indirilmesin ama yabancı tabelalar yani İngilizce, Fransızca, Almanca, Japonca neyse duruyor ama Arapça tabelalara saldırı var. Bu da ayrıca tartışılması, görüşülmesi, konuşulması gereken bir meseledir.
Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası da dedik. Bakın ne demiş:
"Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil.
Yetmiş iki millet dahi,
Elin yüzün yumaz değil."
"Gelin tanış olalım.
İşi kolay kılalım.
Sevelim sevilelim.
Dünya kimseye kalmaz."
Bir dörtlüğünü daha paylaşayım:
"Olsun be aldırma Yaradan yardır.
Sanma ki zalimin ettiği kârdır.
Mazlumun ahı indirir şahı.
Her şeyin bir vakti vardır."
İyi ki Yunus Emre, bu zamanda, bu yüzyılda, bu yılda yaşamıyor yoksa büyük ihtimalle bu dörtlüklerinden dolayı "barış, kardeşlik" dediği için şu anda belki de Selahattin Demirtaş Eş Başkanımızla aynı koğuşta şiir yazacaktı, saz çalacaktı. Komik gelebilir ama Ayşe öğretmen "Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın." dediği için -ki hepiniz dinlediniz- on beş ay hapis cezası aldı. Yani kardeşlik istemenin, barış istemenin bu ülkede ceza değil, bilakis ödüllendirilmesi gerekiyor. Umarım bu yanlış yoldan bir an önce dönülür ve acı, gözyaşı dindirilir.
Ayrıca, dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum, hepinizin Kardeşlik Haftası da kutlu olsun. (HDP sıralarından alkışlar)