GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:81
Tarih:14.03.2017

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisinin Meclisin çalışma düzenini ve takvimini belirleyen grup önerisi hakkında söz aldım. Sözlerime başlamadan önce, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanının sağlığına kavuşarak tekrar Meclis çalışmalarına başlamış olmasından duyduğum memnuniyeti belirtmek isterim. Kendisine bu vesileyle tekrar, daha sağlıklı, uzun, mutlu yıllar temenni ediyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; biraz önce konuşan sayın grup başkan vekilinin de işaret ettiği bu rahatsızlığa, bu hoş olmayan duruma ben de çok kısa değinmek istiyorum. Şimdi, Mecliste uluslararası anlaşmaları iki haftadır, hatta üç haftadır görüşüyoruz. Birikmiş, yığılmış geçmiş hükûmetlerimizin ve şu anki Hükûmetin yaptığı kimi uluslararası anlaşmaların Mecliste onaylanması gerekiyor, biz de bir millî perspektif içinde bu anlaşmaların onaylanmasına katkı veriyoruz, çekinceli bulduğumuz anlaşmalarla ilgili de, sakıncalı bulduğumuz anlaşmalarla ilgili de görüş ve düşüncelerimizi gene Genel Kurulla paylaşıyoruz.

Şimdi, 466 sıra sayılı Uzay Ajansı Kurulması ve Uzaya Yönelik Faaliyetlerin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı var orta yerde, bir de 469 sıra sayılı Yüksek Teknolojiler Araştırma Merkezi ve Bilim, Teknoloji ve Sanayi İcra Kurulu Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı var ve ondan önce de kimi uluslararası anlaşmaları görüşeceğiz. Muhtemeldir ki 16 Nisanda yapılacak referandum kapsamında da Meclis perşembe günü çalışmalarına ara verecek. Sayın mevkidaşım da söyledi, biz burada milletvekilleri olarak -parti ayrımı yapmaksızın söylüyorum- yürütme organının Meclisin gündemini bu kadar keyfî bir şekilde belirlemesini doğru bulmuyoruz. Şu an itibarıyla iktidar partisinin sayın yöneticileri de 466'yı mı, 469'u mu bu hafta görüşüp görüşmeyeceğimizi bilmiyorlar yani hangisini görüşeceğimizi bilmiyorlar. Peşinen söylemek isterim ki belki iktidar partisine de bir parça ışık olur diye: 466 sıra sayılı Uzay Ajansı Kurulması ve Uzaya Yönelik Faaliyetlerin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'na öncesinde, Komisyon aşamasında ve an itibarıyla müspet bakıyoruz. Eksiği var gediği var; eleştirilerimizi tasarı gelince söyleyeceğiz ancak Türkiye'nin çok geciktiği, çok ama çok geciktiği bir ajansın kurulmasına gerçekten ihtiyaç var.

469 sıra sayılı Yüksek Teknolojiler Araştırma Merkeziyle ilgili, bunun çok olgunlaşmadan Genel Kurula getirildiğini düşünüyoruz. Burada muhalefetin söyleyecek sözünün daha fazla olduğunu, gerek Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Grup Başkan Vekilinin de ifade ettiği gibi gerek bizim arkadaşların da söylediği gibi bu Yüksek Teknolojiler Araştırma Merkeziyle ilgili tasarının Genel Kurula gelmesi hâlinde bu hafta bitme ihtimalinin daha düşük olduğunu da öngörmek mümkün. Takdir çoğunluk partisinin ama Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin bu kadar belirsiz bir hâlde olması Türkiye Büyük Millet Meclisine ve milletvekillerine yapılmış bir saygısızlıktır.

Şimdi, sayın milletvekilleri, bu vesileyle bir iki hususa daha değinmek istiyorum. Bugün İstanbul'dan 2 tane çok kötü haber aldık. Birisi "Eminönü" diye bilinen Fatih Belediyesi hudutlarındaki bir bölgede "hayır" propagandası yapmak isteyen partililerimize Fatih Belediyesi ekiplerince fiziki ve fiilî müdahale yapıldığı şeklindedir.

Biz Almanya ve Hollanda gelişmesinden sonra bunu Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik bir saygısızlık, bir hakaret olarak görüp değerlendirdikten sonra, iktidar partisi de iğneyi kendine batırdıktan sonra çuvaldızı Türkiye'ye saldırganlık yapanlara batırır diye umarken "Bir musibet bin nasihatten evladır." atasözünde olduğu gibi, Türkiye'de "hayır" kampanyası yapanların bir parça daha rahat, özgür bir şekilde kampanyalarını icra edeceklerini düşünmüş idik. Ama, geldiğimiz noktada... Keşke Genel Kurulda bir sayın bakan olsa, burada göremiyorum ama bakanların makamlarında televizyon var, umarım bizi izliyorlardır.

Şimdi, Fatih Belediyesinin Eminönü'de aracımızı meydanda park ettirmeyerek propaganda çalışmalarını engellemesini sayın milletvekilleri kabul ediyor musunuz? Burası Hollanda mı? Burası Almanya mı? Eminönü burası. Ağabey, kabul ediyor musun sen bu durumu?

İSMET UÇMA (İstanbul) - Olmamıştır.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu caiz mi, bu ahlaki mi? Böyle bir şey olabilir mi?

İSMET UÇMA (İstanbul) - Olmamıştır zaten.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Olmuştur.

Daha vahimi var; sayın milletvekilleri, daha vahimi var: Hükûmeti, Hükûmet yetkililerini, İstanbul Valisini, İstanbul Emniyet Müdürünü, devletin valisi ve devletin emniyet müdürü olmaya çağırıyorum. Elbette onları Hükûmet sevk ve idare edecek ama İstanbul Valisi de İstanbul Emniyet Müdürü de devletin memurlarıdır. "Evet" propagandasına ne kadar tolerans gösteriyorlarsa, "hayır" propagandasına da o kadar tolerans gösterilmelidir. Bunun aksini yapan yanlış iş yapmış olur. (CHP sıralarından alkışlar)

Burada ağzımı bozmak istemiyorum, bana da ağzımı bozdurmasın kimse. Sayın Cumhurbaşkanı bazen yeteri kadar, gereği kadar bozuyor zaten, bir de ben ağzımı bozmayayım.

Daha vahimi var. Mehmet Tevfik Göksu, Esenler Belediye Başkanı. Bu Belediye Başkanına da buradan sesleniyorum: İş eşkıyalığa kalırsa, iş kaba kuvvete kalırsa, gelirim o Esenler Meydanı'nda o Belediye Başkanıyla, neyse ne, hangi dilden anlıyorsa o dille konuşuruz. Böyle edepsiz, böyle terbiyesiz bir adam görmedim ben. Esenler Zabıtası... Kendisi makam arabasında oturuyor, olayı izliyor. Cumhuriyet Halk Partisi Esenler İlçe Sekreteri Nazim Özgür darbedilmiştir. Hollanda'da Aile Bakanımıza yapılan nasıl hepimizin şerefiyse, Esenler İlçe Sekreterinin darbedilmesinin de bu Meclisteki öncelikle AK PARTİ milletvekillerinin şerefi olması lazım. Sizin şerefinize yönelik bir darptır bu. Sesinizi çıkarın Allah aşkına. Bir AK PARTİ yöneticisi gelsin bu durumu buradan kınasın. Böyle rezillik olmaz. Türkiye dağbaşı değil, İstanbul dağbaşı değil. İstanbul belediye başkanlarının kraldan çok kralcılık yapmaya hakkı yok. Buna müsaade etmeyeceğiz. Bu edepsizlikle, bu terbiyesizlikle ilgili, İçişleri Bakanını göreve çağırıyorum. Olayı izliyor ya, arabadan olayı izliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu bir ahlaksızlıktır.

Sayın Genel Kurul, şimdi, iktidar partisinden bir yetkilinin 60'a göre söz almasını ve bu konudaki anlayışını Genel Kurulla paylaşmasını talep ediyorum. Böyle şey olmaz arkadaşlar.

Bakın, şurada, Mecliste haftalardır bir tesanüt var. Siyaset nezaket ve vicdan işidir, hep söylüyorum ama el insaf, biz böyle yaptıkça, biz kavga etmemek istedikçe Adalet ve Kalkınma Partisinin kimi yöneticilerinin, kimi sözcülerinin kavga etmek için, toplumu kutuplaştırmak için neredeyse her şeyi yapacak bir hâl ve tutum içinde olmalarını kınıyorum, yadırgıyorum, ayıplıyorum.

Bir ayıp daha, bir ayıp daha... Sayın milletvekilleri, bu oturduğunuz Meclise olan saygınızı ben biliyorum, bu oturduğunuz Meclisi kuranlara olan gönül, vefa borcunuzu, minnet duygunuzu ben biliyorum ama biri bilmiyor, Esenyurt Belediye Başkanınız bunu bilmiyor. Esenyurt Belediye Başkanının ettiği hakaret bana değil, size; bana değil, size. "1923'te darbe yapıp cumhuriyeti kurdular." Ey meczup Başkan, ey aymaz Başkan; 1923'te cumhuriyeti bu Meclis kurdu.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Devrimle kurdu.

ENGİN ALTAY (Devamla) - 1923'te "darbe" dediğin işi yapan bu Meclistir. Şu anda bu Meclisin çoğunluğu da senin üyesi olduğun partinin milletvekilleridir. Senin "reis" dediğin, önünde secde ettiğin Cumhurbaşkanını da bu Meclis, bu Meclisin kararları belirlemiştir.

Şimdi ben şunu söylemek istiyorum: Bu densizliğe, bu hayâsızlığa, bu nankörlüğe, bu edepsizliğe, bu arsızlığa ve bu ihanete sizin bir sözünüz olmayacak mı? Koskoca Adalet ve Kalkınma Partisinin 316 sayın milletvekilinden bir cesur insan çıkıp da "Edepsiz adam, senin bu partide yerin yok." demeyecek mi? Sizi bilmem ama aziz milletimiz bu edepsizliğe "evet" demeyecektir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Altay.