GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:79
Tarih:08.03.2017

MEHMET ALİ ASLAN (Batman) - Sağ olun.

Sayın Başkanı ve sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tabii, biz usulen aleyhte söz hakkı aldık ama lehte konuşacağız. Tam da bizim dile getirmeyi düşündüğümüz çok önemli konular vardı.

Bu arada bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ama işin doğrusu gün olarak içimden kutlamak gelmiyor çünkü maalesef, bugünlerde kadınların üzerindeki baskıyı, haksızlığı, adaletsizliği gidermek için somut adımlar atılması gerekirken biz buradan sadece formalite olarak -açıkçası kendi adıma söyleyeyim- kutlamakla yetiniyoruz. Bugün Türkiye'de 3'üncü büyük partinin kadın Eş Genel Başkanı, aynı zamanda kadın temsiliyetini sürdüren bir eş genel başkan haksız yere hapislerde tutuldu ve milletvekilliği düşürüldü ve biz hiçbir şey olmamış gibi kalkıp kadınlarla ilgili demokratik gelişmelerden burada söz edebiliyoruz. Aynı şekilde, onlarca, yüzlerce seçilmiş eş genel başkan kadınlar var. Hem belediye eş başkanları hem siyasi partilerin il ve ilçe yönetimlerinde bulunan yüzlerce kadın şu anda hapislerde sırf siyasi görüşlerinden dolayı rehin tutulmuş durumdalar. Yine, aynı şekilde, binlerce kadın haksız yere ihraç edilmiş, haksız yere açığa alınmış. Yani biz bunları düzeltmekle ilgili hiçbir somut adım atmamışız ve biz kalkıp her şey güllük gülistanlık, tozpembeymiş gibi Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyoruz. Ben şahsen bunu büyük bir çelişki olarak görüyorum ve bir samimiyet olarak da görmüyorum.

Peygamber (AS) buyurmuş: "Sizin imanca en sağlamınız ve ahlakça en mükemmeliniz kadınlara karşı hayırlı davranandır, hayırlı olandır." Aynı şekilde "..."(*) demiş, yani "Cennet annelerin ayakları altındadır." demiş. Amenna -arkadaşlar da dile getirdi- ama cennetin ayaklarının altında olduğu annelerimiz her gün gözyaşı döküyor, her gün ağlıyor, her gün anlamsız bir kavga için çocuklarını, maalesef, toprağa kurban ediyor. Bizim annelerin yani dinimizin de çok büyük bir değer verdiği annelerin ve kadınların gözyaşını dindirecek, onların üzerindeki adaletsizlikleri ve zulümleri kaldıracak somut, pratik adımlar atmamız gerekiyor, Meclisin bu sorumluluğu vardır. Ancak o zaman biz kalkıp rahat rahat, gönül rahatlığıyla Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutlayabiliriz.

Şimdi, -az önceki sayın hatip de değindi- özellikle tapu kadastrodan kaynaklı çok büyük bir mağduriyet var Türkiye'de, bütün bölgelerde bu mağduriyet var. Ben 2011'de Anadolu Arap Birliği Hareketi Derneği ve Mıhallemi Derneği Başkanı iken bu konuda halktan gelen talepler üzerine hem Hükûmete hem ana muhalefete hem Mecliste yer alan bütün partilere, genel başkanlarına ve bütün bakanlıklara bu konuda bir mektup yazmıştım. Allah nasip etti milletvekili olduk, onu izninizle burada da dile getireceğim ve bütün bu gönderdiğim mektupları iadeli taahhütlü olarak göndermiştim ama o günden bugüne bu tapu kadastro mağduriyetleriyle ilgili hiçbir somut, pozitif adım atılmamıştır.

Tabii, Batman Milletvekiliyim, Mardinliyim özellikle Batman'da bire bir şahit olduğum, Mardin'de bire bir şahit olduğum ve özellikle Batman'ın Kozluk, Gercüş, Hasankeyf, Sason, Beşiri ilçeleri; Mardin'in Midyat, Derzbine, Estel, Keferhuvar, Kefırılleb, Şorızbah, Epşe, Kınderip, Hebsınes, Barbunıs, Qartmin, Salah, Kerşef, Dalin, Hellex, Riş, Tafo, Qestelune, Aynkehf, Enhıl, Bakısyan, Heştrek, Hax, Zinevle, Derindip gibi köy ve mahallelerinde tapu kadastro ilk girdiğinde 1980'li ve 1985'li yıllarda ve daha sonra 1990'lı yıllarda insanlarımızın çoğunun okuma yazma bilmemesi, çoğunun o dönemde yurt içinde farklı illerde ve yurt dışında farklı ülkelerde çalışıyor olmasından ve kadastrolamayla ilgili teknik bilgilere sahip olmamasından kaynaklı yüz binlerce insanımız kendi sahip olduğu bağ, bahçe, tarla ve diğer gayrimenkuller haksız bir yere memurların da suistimaliyle hazine malına devredilmiştir. Yani bize atalarımızdan, dedelerimizden, Türkiye Cumhuriyeti'nden önce miras kalan ve işlediğimiz bağ, bahçe, arazi, tarlalar bir şekilde hazine malına devredilmiş ve sonraki dönemlerde de bu hazine malı gayrimenkuller açık artırma usulüyle maalesef haksız olarak işte arazi mafyasına, zenginlere peşkeş çekilmiştir. Bundan kaynaklı da zaman zaman bölgede ve Türkiye'nin farklı illerinde cinayetler işlenmiştir. Bilge köyü cinayetinin temelinde işte bu kadastrolamadan kaynaklı haksızlıklar yatmaktadır ki Bilge köyü katliamını bütün Türkiye, hatta bütün dünya yakinen izlemiştir, görmüştür.

Bununla beraber, Diyarbakır'da, Muş'ta, Batman'da, Bingöl'de de onlarca insanımız bu yüzden hayatını kaybetmiştir. Yani, nasıl oluyor kendi atasından, dedesinden miras kalan bağ, bahçe, tarla hazine tarafından satılığa çıkarılıyor ve malın esas sahibinin parası yetmediğinden alamıyor, bir başkası gelip açık artırma usulüyle daha fazla para ödediği için alıyor ve bu yüzden de tartışmalar ve cinayetler vuku buluyor. Yani, Hükûmetin, yürütmenin bundan bihaber olmasının imkânı yok, basına yansıyor ve bu konuda binlerce başvuru dilekçesi vardır, binlerce dava açılmıştır ama vatandaşın mağduriyetini giderecek kanunda da sorun olduğundan, vatandaş ile devlet arasında anlaşmazlık durumunda mahkemeler devleti ve hazineyi haklı gördüğünden maalesef vatandaşın da aleyhine bu davalar sonuçlanmaktadır.

Keşke geçen bu 18 maddelik yasalar içinde tapu kadastroyla ilgili, mağduriyetlerin giderilmesiyle ilgili bir madde yer alsaydı. 2002'den bu yana her yerel seçim öncesi ve her genel seçim öncesi Hükûmet bu tür sorunları çözeceğine dair söz veriyor. Özellikle, ben milletvekili olmadan önce Mardin'deki her seçim çalışmasında iktidar milletvekilleri ve belediye başkan adayları bu tapu kadastro sorununu çözeceğine dair sürekli sözler vermişlerdir ama seçim bittiği an "Yapacağımız bir şey yok, kanun böyle." diyorlar ve maalesef vatandaş yine mağdur ediliyor. Oysaki bir gecede, kanun hükmündeki bir kararnameyle bu mağduriyetler giderilebilir. Sayın Başkan, sizden de istirham ediyorum, lütfen bunu gündeminize alın, çok önemlidir yani mülkiyet hakkı kutsaldır. Nasıl ki 2011'de 1936'dan bu yana azınlıkların gayrimenkullerinin bir şekilde iadesiyle ilgili bir gecede kanun hükmünde kararname çıkarılmışsa ve 1974'ten bu yana hazineye aktarılan azınlık mallarının iadesi için kanun hükmünde kararname çıkarılmışsa şu anda da pekâlâ bu konuda vatandaşın, yurttaşın mağduriyetinin giderilmesi için kanun hükmünde bir kararname çıkarılabilir ve yurttaşlarımızın mağduriyeti giderilebilir. Bu sorumluluk en başta Hükûmetindir, sonra bütün Parlamentonundur.

Teşekkür ediyorum.

Umarım bu haksızlıklar giderilir, umarım herkes hakkına kavuşmuş olur.

Sağ olun. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aslan.