| Konu: | 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 08.03.2017 |
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, kâtip üye arkadaşlarım, değerli yazman arkadaşlar ve basın emekçileri, orada da 3 kadın arkadaşımızı görüyorum basın emekçisi olarak; hepimiz için 8 Mart kutlu olsun, Dünya Emekçi Kadınlar Günü'müz kutlu olsun.
Ancak, önce Değerli Başkana geçmiş olsun demek isterim. Ben bilirim ki bir evin erkeği hastalandığı zaman aslında kadın da hastalanır, onun eşi de hastalanır, çocukları da ve kız çocuklarının yüreği daha çok yanar. O sebeple, Sayın Başkanın eşine de kız çocuklarına da ve tüm çocuklarına da geçmiş olsun demek isterim.
Yaşamak hepimizin hakkıdır ve en iyi yaşama hakkına hep sahip olmak isteriz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü de aslında kadınların yaşam içinde eşit olma mücadelesinin bir günüdür. Ateş üzerine, kan üzerine kurulmuştur ama aynı acıları yeni kadınlar, başka kadınlar yaşamasınlar diye, daha sonra, süreç içinde bugünün, kadınların mücadele azmini ve direngenliğini ifade etmek için... Acılar kutlanmaz biliyorsunuz, sevinçlerdir kutlanan ama acının altında ezilirseniz daha çok acı çekersiniz; acılardan öğretiler çıkarır ve o öğretilerden kendinize bir yol çizerseniz orada daha dik, daha sağlam durursunuz, 8 Mart böyle bir gündür.
Şimdi, bugün 8 Martı Ankara'da şenlendirmek üzere yola çıkmış olan Bursa'nın işçi kadınları, TÜRK METAL-SEN üyesi kadın arkadaşlarımız ne yazık ki bir trafik kazası nedeniyle yaşamlarını yitirdiler. Onların ailelerine ve sendikamıza başsağlığı dilemek isterim. Aslında, bütün kadınların başı sağ olsun demem gerekir. İsimleri tutanağa geçsin isterim: Leyla Çiçek, Refika Barışsever, Özlem İnan, Fatma Hacıoğlu, Güleydan Sezer, Elvan Mutlu ve Leyla Yalçın. Bu arkadaşlarımızın isimleri belki bir süre sonra birilerinin hafızasında kalmayacaktır ama 8 Martı kendi sendikasıyla, örgütüyle birlikte örgütlü bir biçimde kutlamak isteyen insanların yaşamlarının bir değeri vardır. O değeri, biz, bugün buradan Meclis tutanaklarına geçirerek belki kayda da almış oluyoruz.
Başka bir kayıt daha bugün gerekiyor sevgili arkadaşlar. Dünya Emekçi Kadınlar Günü dünyanın her yerinde kadınları ayağa kaldırıyor ve dünyanın her yerinde kadınlar... Biraz önce değerli arkadaşımın, benden bir önce konuşan kadın arkadaşımın anlattığı tablo keşke o kadar güzel, o kadar pembe olabilseydi ama öyle değil. O tablonun oldukça karanlık olduğunun, örneğin istihdamda en son sırada olduğumuzun Türkiye'de, bunun bizim için üzüntü verici bir durum da olduğunun altını çizerek anımsatmak isterim.
Şimdi, bu yıl kadınlar, aslında kadın tarihi için... Yıllar geçtikçe dünya daha ileriye doğru taşımalı aydınlanmayı, çağdaşlığı, eşitliği, adaleti daha ileri doğru taşımalı fakat bu son yıllarda, bütün dünyada özellikle iktidar güçlerinin çok olumsuz tavırları var, kadınlara yönelik olarak çok olumsuz tavırları var. Bir kadın düşmanlığıdır yürüyor ve kadınlara yönelik hakların eşit bir biçimde sağlanması konusundaki mücadelede kadınlar giderek geriye düşüyorlar. Bu sebeple "Silahımız dayanışmamızdır." başlığı altında 40 ülkede greve gidiyor kadınlar. Ancak, şöyle bir koşulları da yok: Hepsi greve gitmiyorlar, bir bölümü grev yerine başka etkinlikler yapıyorlar. Kolumda gördüğünüz şu mor ve siyah bağlar onu ifade ediyor; kadınların, 40 kadınımızın dünya çapındaki eylemini ifade ediyor.
Şimdi, buradan dönüp kendi ülkemize baktığımız zaman, ne yazık ki, biraz önce de ifade ettim, daha aydınlık bir tabloyla karşılaşmıyoruz dedim. Biraz önce sosyal medyaya düşen bir bilgide, Bilgi Üniversitesinde kadınlar saldırıya uğradılar. Bu acı bir durumdur. Bugün saat on birden bu yana -ki üç gündür bunun için mücadele ediyorum- kadınların gösterilmiş miting alanlarında miting yapabilmeleri için emek veriyoruz, bunu dahi sağlayamadık. Bir vekil olarak, bir kadın vekil olarak bütün özenimle idarecilerle konuşmama rağmen, bugün 8 Martı Ankara'da yine 40 kadın örgütümüz bir parkın içine sıkışarak kutlamak zorunda kaldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Lütfen, iki dakika uzatabilir misiniz?
BAŞKAN - Hayhay.
Buyurun.
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Coşkuları büyük, dirençleri büyük ama neden bu alanlara kıstıralım, neden sıkıştıralım? Niye kadınların hiç olmazsa bir gün, 8 Martta kendi taleplerini ifade edebilmelerine olanak tanımayalım? Üzülerek ifade ediyorum ki kadınların kadınca mesajlar vermeleri konusunda emniyet güçlerinin baskısıyla karşı karşıya kaldık. Neden kadınca mesajlar versinler? Toplumdaki olaylar kadınlar ve erkekler için farklı mıdır? Hepimiz eşit olarak bunlardan etkilenmiyor muyuz? Yasaklanmaya çalışılan, engellenmeye çalışılan mesajlar 16 Nisanla ilgili yani halk oylamasıyla ilgili kadınların duygu ve düşüncelerini ifade eden mesajlardı. Kadınlar bu kadar susturulursa, kadınlar bu kadar kelepçelenirse Türkiye'nin de dünyanın da aynı baskı ve şiddetle karşı karşıya kalacağını hepimizin çok iyi bilmesi gerekiyor.
Sevgili arkadaşlar, bir şeyi daha söylemek isterim. Aslında beş dakikada ya da altı dakikada, kadınların ne kadar ezilmiş olduğunu anlatmama imkân yok ama hepiniz kendi yaşamınızdan biliyorsunuz. Sadece şuradaki tabloya işaret etmek istiyorum. Arkadaşım ifade etti "Oran yüzde 14,73." diye. Şimdi şuna bakalım: Dünyadaki bu ortalama yani siyasetteki kadının ortalaması dünyada yüzde 22, geri ülkelerle birlikte ortalama yüzde 22; Birleşmiş Milletlerin verdiği standart ise yine çok alçak gönüllü, yüzde 30. Biz ne yüzde 22'yi bulmuş durumdayız ne yüzde 30'u bulmuş durumdayız.
Bugün bir grup arkadaşımız greve destek vererek gelmiyorlar, onları selamlıyorum. Bir grup kadın arkadaşımız referandum için çalışıyor ve 8 Mart etkinliklerinde bulunuyorlar, onları selamlıyorum. Ayrıca, kanun hükmündeki kararnamelerle işlerine son verilmiş olan ve açlık grevine yatmaya hazırlanan, günlerdir sokaklarda taleplerini ifade eden kadınlarımızı da selamlıyorum.
8 Mart bizim için kutlu bir gündür çünkü mücadele etmeye, direnmeye, baskılara, hukuksuzluğa ve her türlü hukuk dışı uygulamaya "hayır" demeye devam edeceğiz.
Teşekkür ederim. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sarıhan.