GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:22.12.2016

CHP GRUBU ADINA TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 341 sıra sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı'nın yedinci bölümü üzerine söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, son derece kapsamlı bir tasarının son bölümüne geldik. Biz burada markayı, patenti konuşuyoruz, yukarıda Anayasa Komisyonunda başkanlık sistemi görüşülüyor, bir yanda da El Bab'dan şehit haberleri geliyor. Bizleri, halkımızı, yurttaşlarımızı nasıl bir tabloyla karşı karşıya bıraktığınızı görüyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, TÜİK, Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı, Kalkınma Bakanlığı verilerine göre Türkiye ekonomisi krizin eşiğinde. 2017'nin ilk çeyreğinde halkı, esnafı, çiftçiyi, sanayiciyi derinden etkileyecek bu krizin varlığını biz değil, yukarıda saydığımız kurumlar söylüyor. Gıdadan benzine, elektrikten doğal gaza gelen zamlar zaten belli. Daha da büyük sorunlar bekliyor bizleri. Bu krizi atlatabilmenin temel yolu, var olan politik krizi aşmakla olur. Politik krizi ancak OHAL'i kaldırarak, demokrasiyi ve parlamenter rejimi güçlendirerek aşarsınız. Bu krizi tek adam rejimini dayatarak çözemezsiniz. Sürekli terör saldırılarının olduğu bir ortamda hangi yatırımcı gelir bu ülkeye? Yarın ne olacağı belli olmayan bu ülkede istikrar yalanıyla yutturmaya çalıştığınız başkanlık bu ülkeyi daha da çıkmaza sokacaktır.

İşsizlik günden güne artıyor. Büyüme rakamları düşüyor. Yoksulluk sınırı 4.500 lira. Açlık sınırı 1.500 lira olmuş. Karşılıksız çeklerin tutarı yüzde 3,2 oranında artmış. Karşılıksız işlemi yapılan çek adedi yüzde 4 oranında artmış. 2016 yılının ilk on ayında 838 bin adet senet protesto edilmiş. Bunların tutarı 9,5 milyar Türk lirası. Protesto edilen senet adedi yüzde 1,5 arttı. Senet tutarıysa yüzde 20,8 oranında artmış. 2016 Kasım ayında, kapanan şirket sayısında yüzde 47,8 artış olmuş. Kapanan kooperatif sayısında artış yüzde 10,59. Kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısındaysa yüzde 83,32 artış gerçekleşmiş.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanayi, ekonominin can damarı. Sanayi içinde organize sanayi bölgelerinin yeri önemli. Plan ve Bütçe görüşmelerinde Sayın Bakan, 294 OSB olduğunu söyledi ve doluluk oranlarını yüzde 71 olarak açıkladı. Böyle bakınca durum gayet iyi görünüyor. Ankara'daki OSB'lerin doluluk oranı yüzde 59, İzmir'dekilerse yüzde 69 ama Kocaeli'de OSB'lerin doluluk oranı yüzde 50. Çorum'da bu rakam yüzde 29'a düşüyor.

Şimdi, ben buradan Sayın Bakana bir çağrıda bulunuyorum: Doluluk oranı yüzde 100 olan bir OSB'ye birlikte gidelim, satılık, kiralık kaç fabrika, kaç işletme var, birlikte bakalım. Bunları OSB'den düşünce acaba yine aynı doluluk oranlarını bulabilecek misiniz?

Değerli milletvekilleri, defalarca söyledik, sadece teşvik paketleri, vergi affıyla olmuyor ya da adı "Üretim Reform Paketi" olan ama içeriğinin üretimle ilgisi olmayan yasa hazırlamakla olmaz. Zaten ortada da ne var? Askerî alanları, zeytinlik alanları, yeşil alanları imara nasıl açarız? Bütün derdiniz, tasanız bu. Varsa inşaat yoksa inşaat, varsa köprü yoksa köprü, varsa yol yoksa yol. Artık yeter! Yola, köprüye, inşaata doydu bu memleket. Ana yolları yapıyorsunuz ama bir de yan yollara bakın. Zaten yapmanız gereken şeyleri marifet gibi pazarlıyorsunuz. Devlet vatandaşına hizmet verir, hizmet satmaz. Köprü yaptınız, geçiş ücretini dolara endekslediniz. Bir başka ülkenin para biriminin bu kadar altüst ettiği başka hangi ülke var? Adı Osman Gazi ama geçiş ücreti dolar üzerinden. Osman Gazi mezardan kalkıp gelse, vallahi yüzünüze tükürür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanayideki önemini söylediğimiz OSB'lerin çevre açısından durumu nasıl? OSB'lerin yalnızca 22'sinde tehlikeli atık yönetimi var. 112 OSB'de ön atık su arıtma tesisi, 74 OSB'de merkezî atık su arıtması, 72 OSB'de ise evsel atık yönetimi var. Proses atık yönetimine sahip OSB sayısı 28. 26 OSB'deyse ambalaj atığı yönetimi var. 31.804 firmanın faaliyet gösterdiği OSB'lerde çevre uzmanı olarak toplam 300 kişi çalışıyor. Hem sanayiyi hem de çevreyi tüketen bir anlayışın sonucu bütün bunlar.

Değerli milletvekilleri, yıllarca Türkiye'nin tarım ülkesi olduğunu söyledik. Tarım ülkesi olarak bilinen ülkemizde, 2013-2015 yılları arasında Türkiye tarım ve gıda ithalatı için 400 milyar Türk lirası ödedi. Türkiye buğdayını Ukrayna'dan, samanı Gürcistan'dan aldı. Arpayı İngiltere ile Hırvatistan'dan; pamuğu Amerika'dan, bir de Hindistan'dan; çeltik ve pirinci de Amerika'dan, yetmeyince Vietnam'dan, İtalya'dan aldı. Mısır ve Çin'den kuru fasulye aldı, yeşil mercimek ve nohudu da Kanada'dan ithal etti. Bezelyeyi Ukrayna'dan, Bulgaristan'dan kurbanlık koyunu, Şili'den büyükbaş hayvanı, Bosna-Hersek'ten lop eti ithal etti.

Değerli milletvekilleri, bu ülke bu hâldeyken konuşacak daha önemli bir konumuz olduğu için "Başkanlığı görüşelim, Anayasa'yı değiştirelim." diyorsunuz. El insaf diyorum, pes diyorum, sizi vicdana davet ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bu tasarıda önemli gördüğümüz şeyler var, birkaç başlıkta saymak istiyorum: Yeni marka türlerinin tescillerine imkân sağlanacak. Coğrafi işaret tescil maliyetleri azalacak. Tasarımlar daha kısa sürede tescil edilecek. Öğretim elemanlarının yaptığı tasarımların hak sahibi üniversiteler olacak. Patentlerin kalitesi artırılacak. İncelemesiz patent sistemi kaldırılacak. Hak kayıplarının önlenmesi için daha esnek bir yapıya geçilecek. Üniversitelerdeki patent potansiyeli harekete geçirilecek. Sınai mülkiyet mevzuatı uluslararası anlaşmalara ve AB mevzuatına uyumlu hâle getirilecek.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; peki, ülkenin içinde bulunduğu bu ortamda tüm bunlardan kim faydalanacak? Demokrasiyi ve parlamenter rejimi güçlendirip OHAL'i kaldırdığınız zaman bu yapılanlar bir anlam ifade eder.

Tasarının hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.