GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:74
Tarih:23.02.2017

BURCU ÇELİK (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaklaşık bir yıl önce bu kürsüden tüm milletvekillerimizle Cizre, Sur, Nusaybin'de yaşanan katliamları anlattık. İktidarın bu katliamlara engel olması için sayısız çağrı yaptık. O gün bu Parlamento, sağır ve dilsizi oynadı ve bu sessizlik yüzlerce insanımızın hayatını kaybetmesine, bir şehrin yok olmasına sebebiyet verdi.

Şimdi, bugün yine Herabe Bava köyünde aynı durumla karşı karşıyayız. On üç gündür abluka altında olan bölgede insanlarımıza işkence yapılıyor. Bölgede yaşayan insanlarımız, günlerdir aç ve susuz. Bölgede telefon hatları kesilmiş durumda. Örneğin, bazı evlerin asker ve özel harekâtçılar tarafından karargâh olarak kullanıldığı iddiası var. Hükûmet bu konuda açıklama yapacak mı? Bu iddiaya gerçekten cevabınız ne olacak merakla bekliyoruz.

Görgü tanıklarının anlattıkları ise kan dondurucu; halkın ölümle tehdit edildiği, halka işkence yapıldığı ve özellikle çocukların günlerdir aç ve susuz olduğu söyleniyor.

Günlerdir abluka altında olan bölgeden tek fotoğraf çıktı ortaya: Bu resmi kim paylaştı? Bu resim nerede çekildi? İlk önce bunu açıklayın. Öte yandan, fotoğrafta gördüğümüz Abdi Aykut'un durumuna ilişkin açıklama yapamadığınızı fark ediyor musunuz? Tek yapabildiğiniz, daha önceden ezberlemiş olduğunuz cümleleri burada sarf etmek. İçişleri Bakanlığı ile yerel kaynakların birbiriyle bu kadar çelişen açıklamalarını Hükûmet nasıl açıklayacak?

Aldığımız son bilgiler, ablukanın yakındaki iki köye de ne yazık ki sıçradığı, bu bölgelerde de ablukanın başladığı. Siz gerçekten son bir yılda yaşadıklarımızdan da mı ders almadınız? Cizre, Sur, Nusaybin'de yaşananlar Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçti. Hiçbir şeyden korkmuyorsanız bile anaların gözyaşlarından korkun. Çok açık söylüyoruz: Bugün bu konuda sessiz kalanlar bu vebal altında vicdanlarda boğulmaya mahkûmdurlar.

Yapılması gereken en temel şey, değerli arkadaşlar, insan yaşamını koruyabilmektir. Eğer gerçekten sosyal devlet ve hukuk devletiysek ilk önce insan yaşamını koruyabilmektir temel görevimiz. Yaşam hakkı en temel insan hakkıdır. Diğer tüm hakların varlığı ve kullanımı insan yaşamına bağlıdır. Bu bakımdan bu hakkın korunması tabii ki gayet çok açık, öncelikli sorumluluğumuzdur. En temel sorumluluğumuz olan bu hakkın korunmasını eğer gerçekten bu topraklarda sağlayamıyorsanız, yani insanların yaşam hakkını bu topraklarda sağlayamıyorsanız kamuoyuna bu konuda açıklama yapmak zorundasınız değerli arkadaşlar.

Evet, bugün yapılması gereken nedir peki bölgede? Başta insanı, yaşam hakkı başta olmak üzere tüm hakları ve özgürlükleriyle birlikte yok etmeye çalışan bu tutumdan derhâl vazgeçilmeli; bölgede var olan sokağa çıkma yasağı hemen kaldırılmalı; milletvekillerimiz, sivil toplum örgütleri, gerekirse, talep olursa buradaki bütün parti gruplarından birer temsilciyle birlikte bölgeye gidilmeli ve halkla, vatandaşla derhâl, hemen bir araya gelinmeli ve ne olduğu gerçekten bire bir vatandaştan, halktan dinlenilmelidir.

Evet, değerli arkadaşlar, bizim önerimiz şudur: Çok net söylüyoruz bugün burada. Suni gündemlerden artık çıkmanın vaktidir. Düşünebiliyor musunuz... Burada gerçekten yasa yaptığını zanneden bir iktidar ve elinden geldiğince muhalefet yapmaya çalışan partilerin yanı sıra bir tarafta yaşamı tehlike altında olan insanlarımız, sokağa çıkma yasaklarının, ablukaların olduğu bölgelerimiz hâlen mevcutken, burada, hukuki ve sosyal devlet olduğunu söyleyen bir devletin Parlamentosunda gerçekten yasa yaptığınızı mı zannediyorsunuz değerli arkadaşlar?

Sürem yetmiyor ama sadece şu raporu göstermek istiyorum sizlere. İdris Baluken'in raporudur bu. Gözaltına alınıp, ikinci defa gözaltına alınıp tutsak edilen Grup Başkan Vekilimizin resmî raporudur. Tedavisi yatakta yapılmalıdır ve bu resmî raporu başta İnsan Hakları Komisyonunun ve Parlamentonun, bütün değerli arkadaşların dikkatine sunuyorum.

Hepinizi tekrardan selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)