GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Van Milletvekili Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresiyle ilgili yaptığı işlemin İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:72
Tarih:21.02.2017

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bizim bu konudaki anlayışımız en başından beri çok nettir. Her türlü terör faaliyetini "ama"sız, "fakat"sız reddeden bir anlayışı savunurken yasama dokunulmazlığının en başından beri, ta 2002'den beri sadece bu kürsüyle sınırlı olması gerektiğini milletvekillerinin de bu kürsüde söyledikleri iş ve konular dışında teröre bulaşmışsa da rüşvet almışsa da yolsuzluk yapmışsa da FETÖ'yle iş birliği yapmışsa da DAEŞ'e "İyi çocuk." demişse de, ne demişse yargılanmalarının olması gereken olduğunu, demokrasimizin vazgeçilmez unsuru olduğunu, böyle olursa demokrasinin iyi çalışacağını hep söyleyegeldik.

Bununla beraber, genel bir hukuk kuralı olarak şunu da buradaki hukukçular bilir: Tutuksuz yargılama zaten esastır yani kaçma tehlikesi, delil karartma tehlikesi yoksa tutuksuz yargılama hukukun da zaten genel bir kuralıdır. Bu çerçevede de dedik ki daha önceleri: Sadece milletvekilleri değil, herkesin yani gazetecilerin de akademisyenlerin de tutuksuz yargılanması esas olmalı. Yani hukuk herkes için bir ve aynı olmalı dedik, diyoruz, diyeceğiz.

Lakin, geldiğimiz tabloda, şimdi, bir kere, Sayın Başkan, tutumunuzun aleyhinde söz almamın ana sebeplerinden birisi de şu: Etik olmayan bir tabloyla da karşı karşıyayız, eğri oturup doğru konuşmak zorundayız. Bir siyasi partinin genel başkanının milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili Anayasa'nın 84'üncü maddesi çerçevesinde bir belgeyi burada Genel Kurulun bilgisine sunuyorsunuz da yani o siyasi partinin genel başkanı, o siyasi partinin burada bir grubu var, bu arkadaşlarımıza önceden bu konunun bir kere bildirilmesi gerekir. Bunun makul görülmesini kimse bekleyemez, onu da söylemek lazım.

Bir yandan arkadaşların da iddia ettiği gibi geçmişte Kemal Aktaş örneği var, altı ay okutulmayan bir mahkeme kararı var. Şimdi, o zaman derler ki: "O zaman öyle, şimdi böyle." Bu da çoğunluk partisinin tutumuyla ilgili bir durum. İşinize geldi mi "Yani, aman, PKK'yla bu ara iyiyiz, el eleyiz, kol kolayız, dur, şu Kemal Aktaş'ı tutalım, düşürmeyelim." diyorsunuz, sonra "Bize şimdi PKK lazım değil, bize şimdi başka bir şey lazım, o zaman da dur biz bunu okuyalım." diyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Ne diyorsun, onu söyle.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu da garip bir durumdur, bu da bu tutum da bu ahlak da bu Parlamentoya yakışan bir ahlak değildir.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Altay, ne düşündüğünüzü söyleyin.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu bakımdan, şimdi adama sorarlar: "Kemal Aktaş'ı niye okumadın kardeşim?"

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Kanunu değiştirdiler, kanunu.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Meclisin gündemini belirleyen çoğunluk partisinin yöneticilerine sorarlar: "Niye okumadın kardeşim? Bunu niye okuyorsun?" Ben "Niye okudunuz?" demem.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (Devamla) - Yani biz, çürümüş de olsa yürütmenin sopası hâline de gelmiş olsa -Antalya Başsavcı Vekilinin yaptığı gibi- yargı kararlarını beğenmeyebiliriz ama "Hayır, ben bunu kabul etmem, gidip ulemaya soracağım." ya da "Tabanca çekip vuracağım." demiyoruz.

Bu bakımdan, Sayın Başkan, tutumunuz bu yönüyle, HDP Grubuna bu bilginin önceden verilmemesi bakımından da ayrıca yadırganacak bir tutum olmuştur diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)