GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:69
Tarih:14.02.2017

MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun öğretmenlerimizin ve öğretmenlik mesleğinin sorunları üzerine vermiş olduğu grup önerisi hakkında söz aldım. Bu vesileyle, yüce Meclisimizi, aziz milletimizi, ülkemizin dört bir yanında geleceğimizi emanet ettiğimiz, çocuklarımızı şekillendiren, canhıraş bir şekilde eğitim mücadelesi veren değerli öğretmenlerimizi ve yine, ülkemizin, vatanımızın birlik ve beraberliği, huzuru ve güveni için yurt içinde ve yurt dışında canlarıyla mücadele veren güvenlik güçlerimizi saygıyla selamlıyorum.

Bu mücadelede hayatlarını kaybeden aziz şehitlerimizi... Hassaten, Kocaeli ilimizde, Darıca ilçemizde bir şehidimiz var, yarın toprağa vereceğiz, aziz şehidimiz Murat kardeşimizi ve tüm şehitlerimizi de rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.

Değerli milletvekilleri, hiç şüphesiz, öğretmenlerimizin ülkemizin geleceği adına üstlendiği misyon elbette kutsaldır, verdikleri emek ise her türlü takdirin üstündedir. Onların daha iyi imkânlarla, daha iyi şartlarda eğitim ve öğretim hizmetlerini ifa etmeleri için çalışmak, çabalamak da siyasiler olarak bizlerin, iktidarıyla, muhalefetiyle, boynunun borcudur. Onlar için ne yapsak az, ne yapsak yetersizdir. Öğretmenlerimizin ve sorunlarının Türkiye Büyük Millet Meclisimizde ve tüm platformlarda dile getirilmeleri ve onlar için çözüm yolları aranması ve çözümü için icraatlar ortaya konulması elbette ki bizi memnun ve mutlu eder.

Fakat Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun getirdiği öneriyi dikkatlice incelediğimizde, okuduğumuzda ülkemizin en temel ve en ciddi meselesi olan eğitim meselesinin en önemli unsuru öğretmenlerimiz ve sorunları hakkındaki vermiş oldukları bu önergedeki, maalesef, ciddiyetsizlikleri ve özensizlikleri -üzülerek söylüyorum- bir öğretmen olarak beni üzmüştür. Önergenin hazırlanış tarzında dahi, önergeyi hazırlayanların veri olarak kullandıkları veriler, istatistikler 2013 yılına ait. Dört yıl önceki verilerle bugünü değerlendirerek ve iktidarımıza, eğitim noktasında, kurulduğu günden bu yana ve iktidara geldiği andan bu yana devasa hizmetler yapan iktidarımıza yönelik haksız ve rencide edici ithamlarla dolu. Bundan da öte, az önce CHP Grubu adına konuşan değerli milletvekilimiz, bir öğretmen olarak öğretmenlerimiz adına beni de burada dinlerken rencide etmiştir, bu sene atanmış olan öğretmenlerimizi liyakatsizlikle, ehliyetsizlikle suçlayarak bu öğretmen gençlerimizin, öğretmen adayı gençlerimizin vicdanını yaralamıştır ve kendisinden bu konuda öğretmenlerimiz en azından bir özür beklemektedirler. Mülakat sistemini eleştirebilirsiniz ama KPSS sınavına girmiş, bu sınavda ciddi notlar alarak ilk elemeyi geçmiş, ondan sonra getirdiğimiz mülakat sisteminde de atanmış ve şu anda aday öğretmenlik yapan öğretmen gençlerimizi liyakatsizlikle ve ehliyetsizlikle suçlamak maalesef talihsiz olmuştur.

Değerli milletvekilleri, bu söz konusu öneride benim de katıldığım ve beğendiğim bir cümle var, "Yılda bir Öğretmenler Günü kutlamakla öğretmenlik mesleğinin sorunları çözülemez." Evet, biz de buna katılıyoruz. Zaten, iktidara geldiğimiz günden bu yana geçmiş hükûmetlerin eğitim alanında, eğitimin tüm unsurlarına yönelik yapmış oldukları tahribatın öğretmenlere ve eğitime, eğitimi Öğretmenler Günü'nde hatırlayan zihniyetlerin yapmış olduğu tahribatı düzeltmenin ve iyileştirmenin çabası içinde bir on beş yıl geçirdik. 2002 yılında iktidara geldiğimiz andan itibaren eğitimi Türkiye'nin en temel ve en ciddi meselesi olarak ele aldığımıza milletimiz şahittir, rakamlar da şahittir. Zira, iktidara geldiğimiz andan itibaren, biraz sonra ortaya koyacağımız veriler bunu gösterecek ama öncelikli olarak her alanda olduğu gibi özgürlüklerin alanını genişletme ve eğitimin önündeki yasakları ve engelleri kaldırma noktasında çok önemli adımlar attığımızı buradan bu vesileyle tekrar ifade etmek istiyorum.

Başörtülü kızlarımızın eğitim hakkından mahrum edilmesi ve kılık kıyafet meselesinin düzeltilmesi noktasında 28 Şubat postmodern darbesinin eğitim hizmeti vermekten mahrum ettiği öğretmenlerimizin eğitim hayatına tekrar kazandırılmaları -elhamdülillah- AK PARTİ iktidarı döneminde gerçekleşti. Şunu özellikle ifade edeyim: Okullarımızda ikna odaları değil laboratuvarlar kurmak gayretinde olduk on beş yıl boyunca. Okullarımızı iyileştirme ve imkânlarını zenginleştirme gayretindeydik. 2002 yılında 10 milyar olan bütçedeki eğitim kaynağı, bugün, 2017 yılında 122 milyar. Az önce yine CHP Grubu adına konuşan vekilimizin ifadeleri gerçekten hayretlere düşürdü. "Daha azaldı." diyor, 10 milyar nere, 122 milyar nere! Eğitim, bütün bütçelerimizde en çok kaynak aktarılan alan oldu. Yine, eğitimdeki AR-GE harcamaları 57 milyondan 2,8 milyara yükseltildi. Derslik sayıları, bakın, seksen yıllık hükûmetlerimiz boyunca, 2002 yılında ulaşmış olduğumuz derslik sayısı 347 bin, bugün -on beş yıl sonra- 616 bin derslik yani tam 2 katı. Seksen yıl nere, on beş yıl nere! Bu kısa zamanda ortaya konan bu büyük mücadele, AK PARTİ'nin eğitim alanındaki başarılarını bize gösteriyor.

Öneride çeşitli ithamlar var, AK PARTİ'mizin, Hükûmetimizin iktidara geldiğinden bu yana öğretmen artış oranının yüzde 24 nispetinde kaldığını, yetersiz öğretmen atamaları yapıldığını iddia eden yine haksız, yine yanlış bir itham. Bu, bize yapılacak en büyük haksızlık. Zira, 2003 yılında 543 bin olan öğretmen sayımız bugün 900 binlere ulaştı. Yani, seksen yıl içinde 561 bin atama... Yeterli mi? Hayır, değil. Bütün açığı kapatana kadar zaten mücadelemiz devam edecek. Tek bir ders boş geçmeyecek Millî Eğitimimizde ve okullarımızda. Mevcut öğretmenlerin şu anki oranı yüzde 62'lere karşılık geliyor ve öneride bu yüzde 24 olarak ifade ediliyor, bu haksız ithamı, bunu düzeltiyoruz.

Yine, öğretmenlerimizin maaşları; 2002 yılında en düşük öğretmen maaşımız 470 TL'ydi, 2016 yılında 2.713 TL ile yüzde 477 oranında bir artış gerçekleştirildi. Bu, ciddi bir artıştır; yeterli midir? Elbette, hiçbir sayıyı, bu noktada hiçbir rakamı biz yeterli görmüyoruz. Her alanda tüm kesimlerin ekonomik durumlarını iyileştirmenin çabası içindeyiz ve gayretinde olacağız, icraatlarımızı buna yönelik yapıyoruz.

Bir diğer yanlış iddia: Okullarımızda ...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz açıyorum mikrofonunuzu.

MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) - Önerideki bir diğer yanlış iddia: Okullarımızda zorunlu ve ücretsiz nöbet tutuluyor iddiası. Hepimizin bildiği, öğretmenlerimiz bu önerideki iddialara gülüyorlar hakikaten. Sahayı bu kadar bilmemek bize yakışmıyor Türkiye Büyük Millet Meclisi vekilleri olarak. Hepimiz biliyoruz, 2016 yılından itibaren yapılan düzenlemeyle, fiilî nöbet tutmak kaydıyla, haftada iki saat, 2017 yılından itibaren ise haftada üç saat nöbet ücreti öğretmenlerimize ödenmeye başlandı. Lütfen, bu noktada da önerimizi hazırlayanlar bu yanlışları buradan da söz alarak düzeltebilirler.

Öğretmenlerimizin kötü çalışma şartları ortamında eğitim hizmeti verdikleri iddiası da milletimizin şahadetiyle ve milletimize kazandırdığımız eğitim müesseseleriyle bu iddianın da yanlışlığı ortadadır.

Takdiri aziz milletimize bırakıyor, yüce Meclisimizi, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.