GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:68
Tarih:09.02.2017

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 443 sıra sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 8'inci maddesi üzerinde Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, üzerinde görüştüğümüz tasarı bağlamında, bu konuşmamda seçim bölgem olan Mardin ilinde bulunan serbest bölgeye dair birkaç noktaya değinmeyi lüzumlu görüyorum. Mardin Serbest Bölgesi 27/9/1994 tarih ve 6028 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'yla yer ve sınırları tespit edilmiş, bölge 21/11/1995 tarihinde faaliyete geçmiştir.

Mardin Serbest Bölgesi, Mardin Organize Sanayi Bölgesi içinde brüt 515 bin metrekarelik açık alan üzerinde kurulmuştur. Yüzde 51'i özel idareye ve kalan yüzde 49'u da 29 yerli girişimciye aittir. Dünyanın sayılı kalkınma projelerinden olan GAP kapsamında bulunan bölge, aynı zamanda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin tek serbest bölgesidir. Tabii, gerek GAP projesi gerek Mardin Serbest Bölgesi yüksek ideallerle, hayallerle uygulamaya konulmuş olsa da bugün geldiğimiz noktada sonuçları bakımından içler acısı bir durumdadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde 8 Nisan 2015 tarihinde düzenlenen ve dönemin Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı 8'inci Ticaret ve Sanayi Şûrası öncesinde Kızıltepe Ticaret Borsası ev sahipliğinde Mardin'in genel sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili bir istişare toplantısı yapılmıştı. İstişare toplantısında, Mardin'in hemen her ilçesinden ticaret odası temsilcileri katılmış ve ortak bir deklarasyon yayımlanmıştı. Deklarasyonda Mardin Serbest Bölgesi'ne ilişkin yapılan vurgu aynen şöyledir: "Mardin Serbest Bölgesi atıl durumdadır. Mardin Serbest Bölgesi'nde herhangi bir yatırımcı faaliyet göstermemektedir." Evet, Mardin'de sembolik bir serbest bölge bulunmaktadır ancak burada, sadece ve sadece deterjan üreten yerli bir firma faal durumdadır. Bu serbest bölge istihdam yaratmak veya katma değer üretmekte âciz kalmıştır. Bunun yanı sıra, serbest bölgelerin kurulma amaçlarından biri olan yabancı sermaye girişinin Mardin Serbest Bölgesi'nde işlemediği de aşikârdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özelde Mardin, genelde ise GAP illeri bakımından durum içler acısıdır. Serbest bölgeler projesi gibi GAP projesi de bölgeyi kalkındırmak şöyle dursun, bölgenin mevcut sorunlarının daha da katmerleşmesine yol açmış ve bir kambur hâline gelmiştir. GAP sulama kanalları ve Mardin depolaması bir türlü bitirilememiş ve hayata geçirilememiştir. Yine, Mardin özelinde, enerji sağlıklı biçimde tedarik edilememektedir. Mardin'de enerji tedariki hem tarımda hem sanayide sorunludur. Özellikle tarımsal sulamada yaşanan uzun süreli enerji kesintilerinin bölgeyi ekonomik bakımdan felç ettiği ortadadır.

Değerli milletvekilleri, bakınız, bugün GAP kapsamında bulunan illerin ekonomik durumuna kısaca bir göz attığımızda durumun vahametini açıkça görebilmekteyiz. 2016 TÜİK verilerine göre, GAP kapsamında olan Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak yüzde 24,8 oranıyla Türkiye'de işsizliğin en yüksek olduğu iller olarak açıklanmıştır. Yine bu iller, Türkiye ortalamasının çok çok üzerinde oranlarda göç vermeye devam etmektedir. Son bir yılı aşkın süredir bölgede olup biteni de eklediğimizde GAP bölgesi ekonomik anlamda büyük bir yıkımla karşı karşıya bırakılmıştır. Her türlü ticari faaliyetin âdeta askıya alınmasının yanında, bölge insanı, yerleşim yerlerinin yıkılması nedeniyle evsiz kalmıştır. Temel insan haklarından biri olan barınma hakkı bile askıya alınmış durumdadır.

Değerli milletvekilleri, yurttaşlarımızın temel güvenlik, barınma, sağlık ve eğitim haklarının askıya alındığı bir süreçte bu sorunları gidermek noktasında en küçük bir adımın bile atılmasından imtina edilmesi, buna karşın, sözüm ona, serbest bölgelere ilişkin yasal düzenlemelerle ülke ekonomisinin düzlüğe çıkarılacağı biçiminde beklentiler yaratılması gerçekçi değildir.

Hükûmete gerçek sorunlarımıza ilişkin gerçekçi politikalar geliştirmek noktasında bir kez daha çağrımı yeniliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)