GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:67
Tarih:08.02.2017

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri; 443 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesine dair önergemiz hakkında grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Sayın Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, ülkemizin ekonomik gelişiminde yatırımın ve üretimin en yüksek katkıyı sağlayacak şekilde yönlendirilmesi amacıyla başlatılan serbest bölge uygulaması her ne kadar Ekonomi Bakanlığı uhdesinde yürütülmekteyse de 1985 yılından bu yana serbest bölgelerin kurulması, yer ve sınırlarının belirlenmesi hususlarında Bakanlar Kurulu yetkilendirilmiştir. Serbest Bölgeler Kanunu o yıllarda Türkiye'nin dış ticaret politikasında önemli uygulamalardan birisi olmuş, yapılan uygulamalar ile serbest bölge yöresinin üstünlük ve fırsatları dikkate alınarak yatırımın artırılması, mekanik ve tarımsal sanayinin geliştirilmesi hedeflenerek özellikle yerli yatırımcıların ihtiyaç duydukları mal ve hizmetleri daha kısa zamanda ve düşük maliyetle alabilmesi sağlanmıştır.

1985'ten itibaren ülkemizde konuyla ilgili kayda değer yatırımlar yapılmış, bugün toplam 19 adet serbest bölge faaliyette bulunmaktadır. Ancak uygulamayla dış ticaret hacminde hedeflenen artış önceki yıllara nazaran yavaşlayarak yaklaşık 19 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Keza daha fazla olması planlanan istihdam da 60 binlerde kalmış, hedeflenen iş sahası oluşturulamamıştır.

Tüm bunların yanında ülkemizde serbest bölgelerin kurulmasının temelinde yatan en önemli etken olan yabancı sermayenin yurt içine çekilmesi noktasında serbest bölgenin sağladığı imkânlar serbest bölgeleri yerli yatırımcılar için de cazibe merkezi hâline getirmiştir ancak gerek yerel gerekse uluslararası finans krizinin yaşandığı bugünlerde reel sektörün ciddi desteğe ihtiyacı vardır. Cari açığın yıl sonu itibarıyla 40 milyar doları aşacağı düşünüldüğünde bu açığın finansmanı için ihracat önemli bir kaynak olarak karşımızda durmaktadır.

Değerli milletvekilleri, tasarının 5'inci maddesiyle, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'na bir madde eklenmek suretiyle yapılacak bazı değişiklikler, serbest bölge işletici ve bölge kurucusu ve işleticisi sözleşmelerinin yenilenmesi, değiştirilmesi ve süre uzatımlarının usul ve esasa bağlanması, yeni bir işletici şirket belirlenmesinde Ekonomi Bakanlığı tarafından özelleştirme uygulamaları paralelinde işlem yapılabilmesine yönelik yetki düzenlemelerinin yapılması öngörülmektedir. Burada, serbest bölgede yeni işletici belirlenmesi ve sözleşmelerin uzatılması yetkisi Ekonomi Bakanlığına verilmek suretiyle Ekonomi Bakanlığının yetkileri artırılmış ise de kanun kapsamında düzenlenen sözleşmelerin tanzimi ve sürelerine ilişkin gerek mevcut gerekse yeni ihdas edilen maddelerin neredeyse tamamında Bakanlar Kurulu kararı şartının mevcut olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, önerilen tasarı metni ile mevcut kanunun "Yetki" başlıklı 2'nci maddesinin birbiriyle çeliştiği görülmektedir. Öte yandan, sözleşme sürelerinin uzatılmasında sözleşme hükümlerinin yeniden düzenleneceğine dair bir ibarenin olması, bir nevi yeni sözleşme imzalanması anlamını da taşımaktadır. Bu durumda, maddenin tamamının lafzına uygun olarak sözleşme süresinin uzatılmasında da Ekonomi Bakanlığının teklif ve Bakanlar Kurulunun kararının aranması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Sayın milletvekilleri, yabancı sermayenin ilgisini çekebilmek için ülkemizdeki istikrarın ve uluslararası rekabet gücümüzün yüksek olması şarttır. Türkiye açısından bakıldığında ise dünya rekabet liginde yıldan yıla gerileyerek alt sıralara düşüyor olmamız, ülkemizin geleceği açısından üzerinde önemle durulması gereken bir gelişmedir. Sayın Başbakan tarafından dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi olmakla övünülen ülke ekonomimiz, dünya ölçeğindeki büyük gelişmelere rağmen rekabet liginde âdeta yerinde saymaktadır. Bu durumun sürekli değişen ülke gündeminde gölgede kalmaması, aksine her zamandan daha fazla önemsenmesi gerekmektedir.

Günümüzde yeni yatırım yapmayı planlayan yerli ve yabancı sermayenin bazı nedenlerle tereddüde düştüğü ve yeni yatırımların şimdilik ertelendiği, mevcut yatırımların Türkiye yerine daha çok AB ülkelerine taşınmasının gündeme geldiği bir ortamda, Türkiye genelindeki tüm serbest bölgelerde azalan bir eğilim gösteren yeni ruhsat için başvuran yatırımcı sayısı da ihracat hamlesi ve istihdam açısından büyük tehdit teşkil etmektedir. Özellikle nihai amacı teşvik ve sektörel gelişme olan bu tür önemli konularda üretici ve yatırımcının görüşünü alan, birbirini körelten veya birbiriyle çelişen mevzuatın düzeltilecek yaklaşımlarla durumu kurtarmak adına değil, kalıcı ve nihai çözümler elde etmek amacıyla düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Diğer yandan, serbest ticaret bölgesi ve serbest üretim bölgelerinin entegre çalıştırılarak özellikle yatırımcı firmaların ekonomik risk, mevzuat vesaire gibi sorunlarının da çözülmesi gerekmektedir.

Bu düşüncelerle önergemizin kabulünü talep ediyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Parsak.