| Konu: | Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 07.02.2017 |
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Evet, birinci soruyla ilgili... Tabii ki adalet herkese lazımdır, adalet mülkün temelidir, adalet ülkenin temelidir. Adaletle ilgili... Herkes adaletle davranmalıdır, herkes adaletle hükmetmelidir. Bununla ilgili de, kimsenin bir diğerinden daha adaletli olduğunu iddia etmek gibi bir iddia içinde de olmaması gerekir. Tabii ki "Ben senden daha çok eşitim, ben senden daha çok adilim, sen adil değilsin." gibi kimsenin böyle bir şeye de hakkı yoktur.
Acele kamulaştırma, tabii ki, gerek genel konuşmalar gerekse soruların içinde gelen en önemli sorulardan bir tanesidir. Acele kamulaştırmaya tabi olmayan bölümler, gerek askerî bölümler gerekse kıyı kenar çizgisi yani kıyı bölgeleri gerekse meralar acele kamulaştırmanın tamamen kapsamı dışındadır. Yani, burada acele kamulaştırma yapılarak kamunun yani Türkiye'nin varlığı olan bu alanlar kamulaştırılarak özel sektöre veyahut da serbest bölgelerdeki şirketlere peşkeş çekilecek gibi bir mantıkla yaklaşmak, bence gerek özel yatırımlara gerek Türkiye'deki özel sektöre gerekse üretime yapılan en büyük haksızlıklardan bir tanesidir.
Bakın, şöyle anlatayım: Hepimiz gelip geçiciyiz. Ben de özel sektörden gelen birisiyim. Burada Denizlili milletvekillerimiz de var. Hâlâ şirketlerimiz özel sektör olarak da faaliyetlerine devam etmektedir. Bu şekilde bakıyorum ben. Ben emanetçisiydim, emaneti devrettim benden sonrakilere, buraya geldim ve ülkeme genel anlamda da hizmet ediyorum. Bizden sonra gelenler de devredecektir ama aslolan şudur: Özel sektör olsa dahi, şahıslara ait olsa dahi bütün varlıklar bu ülkeye ve bu millete aittir, bu milletin ve bu ülkenin envanterinde, aktifinde kayıtlı varlıklardır. Onun için, eğer Türkiye'yi büyüteceksek, eğer Türkiye'yi kalkındıracaksak bunu illa ve illa özel sektör eliyle yapacağız ve illa üretim eliyle yapacağız. Tabii ki daha çok nitelikli üretimle, daha çok yüksek teknolojiye dayalı, "know how"u, bilgisi, teknolojisi, patenti bize ait, bizde olmayan teknolojileri de Türkiye'ye transfer ederek illa özel sektör eliyle yapacağız.
Tabii ki arkadaşlarımız bazı bilgileri verdiler. Türkiye'de 18 tane serbest bölge var. Bunların bazıları kamu arazileri üzerinde, bazıları özel sektör arazileri üzerinde ama Hükûmete verilen yetki bir bölgeyi serbest bölge ilan etme yetkisidir ve şu andaki mantığımız tabii ki zorunlu olarak, biraz önce Sayın Ayhan'ın da sorduğu gibi, Denizli gibi bazı serbest bölgeler var ki buralar tam faal değil, buralarda kamu olarak işletmecisi olarak devam ediyoruz ama Türkiye'de, aslolan, biraz önce örnekleri verilen Mersin Serbest Bölgesi, Antalya Serbest Bölgesi, İzmir ESBAŞ Serbest Bölgesi gibi tüm serbest bölgelerde aslolan tüm bunların işletimlerini özel sektöre vermek, özel sektör eliyle yapmak. Tabii, özel sektöre verdik de bunun mülkiyetini mi verdik? Hayır, belirli bir süreyle oranın işletimini, operasyonunu, işlerinin yapılmasını, altyapı hizmetlerinin sağlanmasını, bunların tamamını özel sektör eliyle yapmak. Yoksa onun dışında orada serbest bölgedeki tüm devlet faaliyetlerini devlet olarak devam ettiriyoruz. Kapısında Türkiye Cumhuriyeti gümrükleri, yani Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın görevlileri, gümrük memurları var, içeride de Ekonomi Bakanlığının memurları tarafından içerideki tüm faaliyetler denetleniyor. Devlet bunu yapmalı zaten. Kontrol etmeli, denetlemeli, gerektiğinde gümrük vergisi veyahut da diğer vergi, rüsum ve harçlarını almalı. Onun için burada yani, acele kamulaştırma, derhâl burada...
Ne olur özel sektöre, bu ülkenin sanayicisine, iş dünyasına, iş temsilcilerine şunu yapmayalım. Şöyle bir söz vardır bizde ve yanlış bir sözdür -ona belki de böyle "atasözü" denmez- "Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz." diye.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Evet.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Evet.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Ne olur bundan kurtaralım, bu ülkeyi bundan kurtaralım.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Biz de istiyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bunu Cumhurbaşkanı söylüyor Sayın Bakanım.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Bakanım, sorulara gelin, hamaset yapmayın. Sayın Bakanım, siz sorulara gelin, sorularımıza cevap istiyoruz.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Tayyip Bey'in lafıdır, Cumhurbaşkanının lafı.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Tayyip Erdoğan'a söyle, o söyledi, Tayyip Bey'in lafı, Cumhurbaşkanının lafı, Cumhurbaşkanınızın sözü.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Bu ülkenin bütün özel sektörü, bu ülkedeki 26-27 milyon Türk vatandaşını istihdam eden özel sektörün tamamı analarından emdikleri ak süt gibi helaldir, aktır.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Milletin a'sıyla ilgilenen iş adamı buna dâhil mi?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Değerli arkadaşlar...
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - Sayın Bakanım, siz el koyuyorsunuz kamunun varlıklarına.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, dinleyelim.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Ben sizlerin sorularını ve konuşmacıları gayet rahat dinledim ve sürem içinde de sizlere elimden geldiğince cevaplandırmaya çalışacağım.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Hiçbir soruya cevap vermiyorsunuz ki siz, geyik yapıyorsunuz.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Yarın, ki birinci bölümün başında da, kapsamlı bir şekilde serbest bölgelerle ilgili genel anlamda bir bilgi vereceğim.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Siz sorulara cevap verin.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Hakikaten, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Komisyonunun Komisyon Başkanına, Divana ve bütün Komisyon üyelerine çok teşekkür ediyorum. Serbest Bölgeler Kanunu çok sağlıklı bir şekilde tartışıldı. Öncesinde Bakanlık olarak Komisyona bizzat bilgi verdik, bilgi arz ettik. Sonra da Komisyon görüşmeleri sırasında da bunu hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın tartıştık. Kaldı ki, Serbest Bölgeler Kanunu benden önceki diğer bakanlar zamanında yaklaşık olarak on yıldan beri Türkiye gündeminde tartışılıyor daha iyileştirmekle ilgili. Yani 2005 yılındaki en son olumsuz düzenleme, onu da kabul ediyorum. Yani Avrupa Birliğine gireceğiz, Avrupa Birliğinde serbest bölge yok. Dolayısıyla, Avrupa Birliğinin ilerleme paketlerinde açılan gündem maddeleriyle ilgili bir bölümünde, serbest bölgeleri biraz törpüleyelim mantığıyla yapılmış olan düzenlemelerden dolayı serbest bölgelerimiz geri gitmiş, ama şimdi yapacak olduğumuz, yani Meclisimizin oluruna gelen, Meclisimizin iradesine gelen kanun tasarısında, Serbest Bölgeler Kanunu'nda önemli bir gelişme sağlayacağız, sağlamaya çalışacağız. Tabii, bitmeyecek. Gelişen dünya, dünyadaki tüm ekonomik sistemler çok hızlı bir şekilde değişiyor, teknoloji değişiyor, rekabet şartları değişiyor.
Bakın, son beş yıl içinde olan gelişmeleri söyleyeyim ben size. Dünya ticaretinin, bugün Çin'de yaklaşık olarak yüzde 20'si elektronik ticaretle yapılır hâle geldi ve yıllık artış hızı yüzde 40. Bir İnternet sitesi, web sitesi bir günde 18 milyar dolarlık ticaret yapabilir hâle geldi, bir saatte 5,8 milyar dolarlık ciro yapar hâle geldi. Dolayısıyla, dünyada değişen teknolojiye uygun yeni hukuki düzenlemelerle serbest bölgeler ve dünya ticaretiyle ilgili yaptığımız düzenlemeler olacaktır ve bunlar son derece doğaldır.
İhracatla ilgili, 2017 yılı ihracat seferberlik yılımız. İhracat seferberliğinde, 2016 yılının Ekim ayında yüzde 4, Kasım ayında yüzde 9,7; Aralık ayında yüzde 9,3'lük bir ihracat artışı sağladık, Ocak 2017'de de bu artış trendimiz devam ediyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının vermiş olduğu rakamlar -altın dâhil söylüyorum- yüzde 18'in üzerinde bir artış. Evet, 2016 yılı Ocak ayındaki düşüklükten kaynaklanan, baz etkisi sebebiyle de artış biraz yüksek görünmüş olabilir ama net artışımız yüzde 10'un üzerindedir ve Şubat ayı itibarıyla da bu artışımızın devam ettiğini hep beraber göreceğiz.
Değerli arkadaşlar, Cibuti'yle ilgili gerek konuşmacılar gerekse sizler de burada sorularla...
Bakın, Cibuti "Afrika Boynuzu" dediğimiz, Kızıldeniz'in en sonunda, en dar bölgede. Cibuti, yaklaşık olarak 1 milyon nüfusu olan, o bölgede bir liman ülkesi olan, tarihten bugüne kadar da ticaret merkezi olmuş olan bir ülke. Cibuti, aynı zamanda da 6 tane ülkenin askerî üssü olan bir ülke, 6 tane. Amerika'sından, Japonya'sından Çin'ine, İtalya'sından Fransa'sına kadar bütün ülkelerin askerî deniz üssü ve hava üssünün olduğu bir ülke. Türkiye olarak biz Cibuti'ye gittiğimizde Cibuti'de şunu gördük: Cibuti, gerek Sudan gerek Somali gerek Etiyopya, Etiyopya'nın arkasında da Ruanda, Kenya, Uganda gibi Doğu Afrika bölgesinin de bir giriş kapısı, tek limanı. Hakikaten de güvenli bir ülke. Dedik ki: Biz burada bir Türkiye ticaret üssü kuralım. Orada herhangi bir Türk şirketi şu anda faaliyet göstermiyor. Hedefimiz şu: Türkiye'ye Cibuti Hükûmeti tarafından Cibuti'nin en büyük limanına...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Bakan, tebrik ederim, on dakika konuştunuz, bir tane soruya yanıt vermediniz.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Hepsine cevap veririz, merak etmeyin.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Tebrik ederim, Süleyman Demirel'den sonra rekor sizde.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Bakın, arkadaşlar, eğer sorulan sorular arasında Cibuti'den çok daha fazla sorulan varsa Sayın Başkanımız süre versin...
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ya Sayın Bakan, 32 bin lira yüzünden insan intihar ediyor, intihar! Bunun cevabını istiyoruz.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Ona da cevap vereceğim Sayın Başkan süre verirse.
BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Değerli arkadaşlar, Cibuti'yle ilgili, Cibuti Hükûmeti 5 bin dönümlük bir alanı, limana direkt teması olan bir alanı Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine tahsis etti.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Emlakçı gibi bakıyorsunuz Sayın Bakan, işiniz gücünüz emlak.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Biz de orayı Türk şirketleri için bir, depolama; iki, lojistik; üç, montaj ve oradan da Afrika'daki 7-8 tane ülkeye servis yapabilme imkânı sağlayacak Türk ticaret bölgesi sağlayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Dünyanın birçok ülkesinin Cibuti'de öyle istasyonu var. TİKA kara parasının aklanma noktası Cibuti.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Aynen.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Sayın Başkan, son birkaç...
BAŞKAN - Sayın Bakan, son bir dakika, lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Biraz önce değerli arkadaşımızın söylediği... Tabii ki Allah kimseye vermesin. Yani, hiçbir şey insan hayatından daha değerli değildir, hiçbir para birimi, dünyadaki, yeryüzündeki para birimi ve değer birimi bir insanın bir tırnağından daha değerli değildir. Samsun'un Havza ilçesinde adı geçen merhum vatandaşımızın, intihar eden vatandaşımızın -intihar sebebinin- tefeciye düşmüş olduğunu arkadaşlarımız söylediler.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Hayır, değil efendim, tarım kredi kooperatifi.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Değerli arkadaşlar, bu, sizin iddianız.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Olur mu öyle şey?
BAŞKAN - Sayın Zeybek, Sayın Milletvekili, lütfen...
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Bir değerli milletvekilimiz de Samsun'dan bir milletvekilimiz de bana bu bilgiyi getirdi.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ölenin arkasından öyle konuşmayalım.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - O senin iddian. Nasıl senin iddiana saygı gösterildiyse bu cevaba da saygı göstereceksiniz.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Olur mu öyle şey?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - 20 vatandaşımız aynı köyden yapılandırmaya tabi tutulmuş. Bugün milyonlarca vatandaşımızın borçlarıyla ilgili gerekli düzenlemeler yapılıyor.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Tarım kredi kooperatifinin icrası yüzünden oldu.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Sayın Başkan, geri kalanlarıyla ilgili de yazılı cevap vereceğim.
Teşekkür ederim.