| Konu: | AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 22.01.2017 |
Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ama, Sayın Başkan, karşılıklı muhavereler içerisinde konuşmak biraz müşkül oluyor.
BAŞKAN - Haklısınız.
Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Adalet ve Kalkınma Partisinin vermiş olduğu grup önerisi hakkında söz aldım.
Öncelikle, ifade etmek isterim ki siyasetimizin önemli simalarından ve uzun yıllar Türkiye Büyük Millet Meclisinde aktif olarak görev yapmış, ayakları bu topraklara basan, değerli vatan evladı, bayrağına, cumhuriyetine katıksız bağlılık içerisinde, hatta tek başına bazen sivri çıkışlarıyla muhalefet ettiğine de hep birlikte tanık olduğumuz merhum Kamer Genç'in vefatının 1'inci yıl dönümü. Merhum Kamer Genç'e bu vesileyle tekrar Allah'tan rahmet diliyorum ve ailesine, bütün milletvekili arkadaşlarımıza, Cumhuriyet Halk Partisine de başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Yine, yıllarca Dışişleri Bakanlığı yapmış, Anavatan Partisi Hükûmetleri döneminde, merhum Vahit Halefoğlu'nun da 98 yaşında hayatını kaybettiğini de bugün üzülerek öğrendik. Vahit Halefoğlu'na Allah'tan rahmet dilerken ailesine ve milletimize başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Yine, spor camiasının duayen isimlerinden İlhan Cavcav'ın da vefatını üzüntüyle öğrendik. İlhan Cavcav'a da rahmet dileklerimizi ve Gençlerbirliği camiasına ve ailesine de başsağlığı dileklerimizi iletiyorum.
Bu vesileyle şu ifadeleri kullanmakta bir beis görmüyorum: Özellikle, Türkiye'de spor tartışılırken en fazla futbol tartışılıyor, futbol tartışılırken de en çok hakem, futbolcu veya teknik adamlar tartışılıyor. Aslında bu tartışma yanlış mecra üzerinden yürüyor. Türkiye'de spor bakımından birinci öncelikli tartışılması gereken de spor yönetimi ve kulüplerin yönetim tarzıdır bana göre değerli arkadaşlar. Çünkü, gerek futbolcular -sporcu- gerek teknik adamlar ve hakemler bakımından sorunları sıralayacak olursak baş sırayı, maalesef, spor yönetimine vermek gerekir ve sporda şiddet hadisesinin önlenmesi için de spor yönetimine büyük görevler düşmektedir. "Sporda şiddet" deyince akla seyirci geliyor. Burada en masum olan da seyircidir. Bunu geçmiş yıllarda gözlemlerimiz ve tecrübelerimizle de çok açık bir şekilde gördük.
Değerli arkadaşlar, dün itibarıyla bir Anayasa değişiklik sürecini hep birlikte yaşadık ve gerçekleştirdik. Bu Anayasa değişikliğinde milletimizin oyuna müracaat edilecek ve bir referandum sonucunda aziz milletimiz kararını verecek. Tabii, bu süreç içerisinde -belirtmeden geçemeyeceğim- maalesef bizi üzen hususları da yaşadık. (Gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
Buyurun sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Kişilik haklarımızı ihlal eden, tacize varan muamelelere maruz kaldık özellikle Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri olarak. Telefon numaralarımız kamuoyuna, sosyal medya vasıtasıyla açıkça servis edilmek suretiyle bir kampanya yürütülmeye çalışıldı.
Değerli arkadaşlar, benim bu cep telefonumda 5 bine yakın telefon kayıtlı isimleriyle ve bunun önemli bir kısmı, diyebilirim ki yarıdan fazlası Milliyetçi Hareket Partili parti yöneticilerimizin, parti tabanımızın, arkadaşlarımızın, partililerimizin numaraları. Onun dışında da, iddia edebilirim ki belki de bine yakın Cumhuriyet Halk Partili veya başka partili, Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımızın, dostlarımızın, tanıdıklarımızın, hısmımızın, akrabalarımızın, bir vesileyle, meslektaşlarımızın telefonları kayıtlıdır. 2 bin civarında SMS, birkaç yüz Facebook'tan, 40-50 Twitter'dan mesajlar aldık ve gördüm ki benim telefon numaralarımda kayıtlı, ismi kayıtlı olanlardan gelen mesajlar yüzde 1'i dahi bulmuyor değerli arkadaşlar ve bütün Milliyetçi Hareket Partili milletvekili arkadaşlarıma sorduğumda da ve bir istatistik yaptığımızda da aynı neticeye ulaştık ve sanki partilimizmiş gibi mesaj gönderen belki de 100'e yakın insanı aradığımda bunun çok büyük çoğunluğunun başka partili kişiler olarak Milliyetçi Hareket Partili kisvesinde bizlere mesajlar ilettiğini gördük.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Aynen öyle, aynen, bize de.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Kim paylaştı onları? Mahmut Tanal mı paylaştı?
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Şimdi, bu 8-10 yerden yayınlandı.
Ayrıca, Genel Kurulda bundan sonraki görüşmelerde de tekrarlanmamasını dilediğim iki husus var.
Birincisi: Televizyon veya internetten, cep telefonlarından veya tablet bilgisayarlardan yayınlar yapıldı ve bunları kürsü konuşmalarını yayınlamayı belli ölçüde normal veya demokratik bulmakla birlikte -çünkü televizyon yayınlarının, Meclis televizyonunun da çalışmaması gerekçesiyle makul bulmak mümkün ama- grupların sıralarına veya kulislere kadar milletvekillerinin kendi özel diyaloglarının, oturuşunun kalkışının dahi çekilmesi tam bir taciz olmuştur değerli arkadaşlar ve bu. yakışıksız bir durumdur. Bundan böyle tekrarlanmamasını dileriz.
Bir önemli husus da: Bir sayın milletvekili bu kürsüyü işgal etmek suretiyle ve kendini de kelepçelemek suretiyle bir kürsü gasbı ve işgali yaşanmıştır. İki defa tekrarladım, tekraren bir daha ifade etmek istiyorum: "Kürsü masuniyeti" kavramı kürsünün dokunulmazlığı ve korunmasını içerir. Kürsüde konuşmacı olsun olmasın, bu kürsünün korunması ve dokunulmazlığına hassasiyet gösterilmesi gerekir çünkü aziz milletimizin en özel makamı, en yüce makamı Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin en özel, kutsal mahfili de bu kürsüdür. Bu kürsüye, hepimizin, hassasiyetle gereken saygıyı, özeni göstermek mecburiyeti vardır fakat bu özen gösterilmedi. Anlamsız bir şekilde, demokratik bulamayacağımız -çünkü demokrasi burada tecelli edecek, burada yaptığımız konuşmalarla göstereceğiz- bu kürsüyü devirerek, yıkarak, işgal ederek, konuşmaları engelleyerek demokratik bir eylem değil, antidemokratik bir gasp yapılmış olur. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Maalesef, bir eski siyasetçinin de kendi parti içi birtakım tutum ve davranışları nedeniyle bu eylemi yönlendirdiğine de bizzat ben tanık oldum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Evet. Ben 55 yaşındayım değerli arkadaşlar. "Siyaset" kavramını, hepiniz gibi 12, 13, 14 yaşlarında tanırken "hizip" kavramıyla tanıştık ve bu "hizip" kavramının Türk siyasetindeki yegâne temsilcisi olan duayen siyasetçinin maalesef bu kürsü eyleminde dahli vardır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Üzülerek bunu da ifade etmeyi buradan bir borç biliyorum ve kendi partisinin de bunu tasvip etmediğine de inanıyorum. Bu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Akçay, teşekkür ederim.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Sayın Başkan, sözlerimi tamamlayabilir miyim?
BAŞKAN - Bir dakika daha vereyim.
Peki, buyurun.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, değerli Ramazan Can arkadaşımız, Cumhuriyet Halk Partisinin inadından bahsetti. İnat da bir murattır değerli arkadaşlar. O bakımdan, Ramazan Can "Millî servet heba olmasın, elektrik yanıyor filan..." bunu kabul etmiyoruz. Çalışacaksak çalışalım değerli arkadaşlar. Sırada hangi kanun varsa icabında onu da görüşebiliriz. Eğer, Genel Kuruldan böyle bir karar çıkarsa biz buna da varız fakat Adalet Kalkınma Partisi Grubunun bu Danışma Kurulu talebini de oylamaya sunulduğunda destekleyeceğimizi de ifade ederek hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akçay.