GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:63
Tarih:20.01.2017

MİTHAT SANCAR (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uzun bir süredir tartışmakta olduğumuz bu Anayasa'yla gelecek sistem değişikliği meselesinin son noktasına gelmiş bulunuyoruz, şimdi Mecliste karar aşamasındayız. Neredeyse bütün sözler söylendi, bunları tekrar etmek niyetinde değilim ama birkaç noktayı daha son olarak vurgulamak ihtiyacı hissediyorum.

Bu gelen sistemin en önemli sonucu, Türkiye'yi ciddi biçimde bölecek, parçalayacak sonuçlar doğuracak olmasıdır. Türkiye, kutuplaşmanın zaten iyice ilerlediği, gerilimin yükseldiği bir süreçte bulunuyor. Şimdi önümüze sayısal çoğunluğa dayalı bir sistem ve yarış konuyor. Bu sistem ve bunu oluşturacak olan seçim yöntemi kutuplaşmayı derinleştirecek, gerilimi daha da yükseltecek ve toplumsal parçalanmayı pekiştirecektir. Bunun çok büyük bir tehdit ve tehlike olduğuna tekrar dikkat çekmek istiyorum.

Önümüzde hâlâ bir şans var değerli milletvekilleri. Özellikle AKP'li milletvekillerine seslenmek istiyorum, en başta onlara: Biliyorum, içinizde bu gidişattan rahatsız olanlar var.

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Ya, hadi ya!

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Biliyorum, bu sistem değişikliğini içine sindirmeyen milletvekilleri var. Ancak hangi gerekçelerle, hangi mülahazalarla şimdi, hâlâ harekete geçmekten vazgeçtiklerini ya da harekete geçmediklerini kestiremiyorum. Biliyorum, bu tartışmalar epeyce bir süredir kendi içlerinde de yürüyor. Şimdi önümüzde bir şans var, Türkiye'yi bu ciddi tehlikeye, bu ciddi girdaba sokacak değişikliğe "hayır" deme, bu buz üstünde kaymakta olan aracı, uçuruma doğru kaymakta olan aracı, hepimizin içinde bulunduğu bu aracı durdurma imkânları var. O nedenle, kendilerinden sağduyu ve vicdani bir değerlendirme bekleme hakkımız bulunuyor. Kendilerine bir kez daha bu gidişatı durduracak cesareti gösterme çağrısını yapıyorum.

Bakın, CHP dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili Anayasa değişikliklerinde ciddi tutarsızlık gösterdi. (CHP sıralarından "Haydii!" sesleri) Fakat şimdi bu değişiklikle ilgili tartışmalarda, en azından bu günahını affettirdi.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Ne alaka şimdi?

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Aynı sağduyuyu AKP milletvekillerinden de beklemek hakkımızdır diyorum.

Çok uzatmak niyetinde değilim. Bundan sonrası referandumdur, biliyoruz. Referanduma "Gelsin." diyorsunuz, "Halk karar versin." diyorsunuz. Eğer adil bir seçim olacak olsaydı, eğer olağanüstü hâl şartlarında yasaklar altında bir referandum olmayacak olsaydı, bu dediğinize hak verebilirdik.

Ayrıca, referandum sürecinin kutuplaşmayı derinleştireceğini de biliyoruz, ciddi sıkıntıların toplum olarak karşımıza çıkacağını da biliyoruz. O nedenle, referanduma gitmeden, burada, oylarınızla Türkiye'nin önünü açabilirsiniz. Yeni Türkiye, buradan, demokratik mutabakatı arayan bir sağduyuyla kurulabilir. Sayısal çoğunluğa dayalı, parçalayıcı, bölücü, çatışmacı yöntemlerle yeni bir Türkiye kurulamaz. Var olan Türkiye de asıl o zaman tehlikeye girer. Beka sorunu tam da bu noktada karşımıza çıkıyor değerli arkadaşlar.

Şimdi, son olarak çok sevdiğim bir filmden bir diyaloğu aktaracağım sizlere ama aktarmaya başlamadan, bir dakika ek süremi alayım, böylece meselemiz bölünmesin.

BAŞKAN - Tabii, buyurun, bir dakikalık ek sürenizi veriyorum Sayın Sancar.

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Sinema tarihinin de çok önemli filmlerinden biri olarak kabul edilir; Fransız filmi, Mathieu Kassovitz'in yönettiği bir film, adı "Protesto." Bir diyalog var orada; iki arkadaş konuşuyorlar, biri diğerine diyor ki: "50 katlı bir binadan düşen adamın hikâyesini biliyor musun? Her katta kendini rahatlatmak için kendine şunu demiş: 'Buraya kadar her şey yolunda... Buraya kadar her şey yolunda...' Ama diyor ki sonra 'Önemli olan düşüş değil, yere çakılma anıdır.'" Biz şimdi son kattayız. Uzatın ellerinizi, yere çakılmaktan hep birlikte kurtaralım bu ülkeyi. Bu sağduyuya inanıyorum, güveniyorum.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sancar.