| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 20.01.2017 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Anayasa değişiklik teklifinin 16'ncı maddesi üzerinde verdiğimiz önerge -biraz önce okundu- Anayasa'ya aykırılık önergesi, Anayasa'ya aykırı olduğu için çekilmesini istiyoruz. Ama tabii ki bu önergemize Komisyon ve Hükûmet katılmadılar.
Değerli arkadaşlar, bu maddenin düzenleniş şekli itibarıyla Anayasa'nın 148'inci ve 175'inci maddelerine aykırı olduğu gerçeğini hiçbir görüşme, hiçbir tartışma örtemez. Çok net bir şekilde Anayasa'nın bütün maddelerinin, bütün değişikliklerinin burada ayrı metin hâline getirilip teker teker görüşülmesi 148'inci maddenin gereği, bu oylama çoğunluğunun bir gereği. Bunu ısrarla ve ısrarla burada vurgulamak istiyoruz.
Bu maddeyle siz ne yapıyorsunuz? Anayasa'nın 54 tane maddesini bir torbanın içerisine koyuyorsunuz, bunlardan 21 tanesini olduğu gibi iptal ediyorsunuz, geri kalan 33 maddede de tam 63 tane değişiklik yapıyorsunuz. Hatta bu değişikliklerden aynı maddeyle ilgili 2 tane değişikliğin, örneğin 148'inci maddenin değişik fıkralarındaki 2 tane değişikliğin de ayrı ayrı madde olarak görüşülmesi gerekiyor yani olay bu kadar net, bu kadar açık. Bunu ısrarla söylemeye çalışıyoruz. Ancak, bu olay olmadı, sonuç olarak bugüne kadar bu tartışmalar geldi. Ama bu 54 tane maddede yapılan değişikliklerin yarattığı kaosu burada gerçekten konuşamadık. 54 tane maddede değişiklik oluyor ama neyi değiştirdiğini bilmiyoruz. Ben bunca yıllık kamu görevime karşın hâlâ bu Anayasa maddeleriyle değiştirilmiş olan uygulamaların ayrıntılarını gerçekten bilmiyorum. Kaç gündür gözümü ayırmadan bakıyorum, dünyanın çelişkisini buluyorum aynı maddelerin içerisinde, en son gördüğüm şey karşısında da gerçekten şaşırıp kaldım.
Değerli arkadaşlar, bu değişiklikler sırasında çok önemli bir ilkeyi de biz tartışmalı hâle getirdik. Bir demokratik cumhuriyetin olmazsa olmaz ilkelerinden birisi idarenin hiçbir eylem ve işleminin yargı denetimi dışında bırakılmayacağıdır, idarenin hiçbir eylem ve işlemi yargı denetimi dışında kalamaz. Bu, bizim Anayasa'mızın 125'inci maddesinde "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." hükmüyle netleşmiş vaziyette. Peki, bu torba maddeyle beraber yaptığınız değişikliklerden sonra ne oldu? Gerçekten, idarenin her türlü eylem ve işlemleri hâlâ yargı denetimi altında mı yoksa inanılmaz bir boşluk mu yarattık, hatta ve hatta bütün maddeler yürürlüğe girdikten sonra bile idarenin işlemlerine karşı yurttaşlarımızı korumasız mı bıraktık? Bu soruların yanıtını vermeden, bu soruları yanıtlamadan eğer bu madde kabul edilirse buradan doğacak sonuç işte bu Meclisin sorumluluğudur.
Değerli arkadaşlar, yaptığımız değişiklikler açık, "Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir." Sorun yok. "Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkartabilecektir." Bu da tamam. Torba yasayla yani şu anda görüştüğümüz bu maddeyle Anayasa'daki "Bakanlar Kurulu" ibarelerinin hepsi "Cumhurbaşkanı" olarak değiştirildi.
Değerli arkadaşlar, Anayasa'nın özellikle 148 ve 152'nci maddesinde yapılan değişikliklerle Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Anayasa Mahkemesinin denetimine konuldu yani Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenir.
Peki, değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hepsi yasa yapacak nitelikte veya yasa formatında mı yapılacak? Bakanlar Kurulunun yaptığı işlemlerin hepsi yasa formatında mı? Bakanlar Kurulunun 2016 yılında kaç tane kararname çıkarttığını biliyor musunuz? 1.302 tane. Bakanlar Kurulu 1.302 tane kararname çıkarmış. E, peki, bundan sonra bunu Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesindeki idareye dönük düzenlemelere karşı halkı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Temizel, bir dakika ek süre veriyorum.
Tamamlayın lütfen.
ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) - ...yurttaşları neyle koruyacaksınız?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - İdari yargı.
ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) - İdari yargıya gidecek. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine karşı sadece Anayasa Mahkemesine gidiyorsunuz. Eğer bununla ilgili olarak, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine karşı Danıştaya da gidilebilir deniliyor ise burada Hükûmet ve Komisyon tarafından bunun ikrar edilmesi lazım. Gelecekte yurttaşların hakkını ancak bununla koruyabilirsiniz. Gidemezsiniz bu kararnamelere çünkü onları kanun formatında yapıyorsunuz. Yurttaşlar idari yargıya gittikleri zaman orada denecek ki: "Kardeşim, bu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, kanun hükmündedir, kanun formatındadır, biz buna bir şey yapamayız, sen Anayasa Mahkemesine git, Anayasa Mahkemesine git de orada bireysel başvuru hakkını kullan." Böyle Anayasa değişikliği olur mu? Böyle bir boşluk yaratılabilir mi? Burada doğacak sonuçlar çok daha ağır olacak değerli milletvekilleri. Biz bunları burada engelleyemedik, Meclis Başkanlığı da engelleyemedi, 4 oylama sonra büyük bir olasılıkla da buradan çıkıp gidecek.
Halka gitmeden önce bir engel daha var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanının değerlendirmesinden sonra "Ya, bu kadarını da fazla yapmışız, bu Mecliste bunu bir defa daha görüşün." diye geri göndermesi. Değerli arkadaşlar, umudum bu, umudum bu.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Temizel.