| Konu: | Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın konuşmasını İç Tüzük'ün 59'uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre değerlendirmemesi hakkında usul görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 19.01.2017 |
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Arkadaşlar, ben Cumhuriyet Halk Partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Millî Eğitim Komisyonu üyesi sıfatıyla huzurunuzdayım.
Sayın Bakanın konuşmalarından sonra biz de en az yirmi dakikalık bir hak isterdik. Ancak ana hatlarıyla vurgulamak gerekirse, öncelikle Sayın Bakana soruyorum: Eğer bu müfredat programını kamuoyuna açmakta samimi iseniz, bunu açıklayıp bir ay sonra "Herkes görüşünü söylesin." sonra "Herkes sussun." diyeceğinize, lütfen, bir müfredat şurası açınız. Buna var mısınız? Bunu Sayın Bakana soruyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Mademki eğitim gibi çok önemli bir konuda halka açmışsınız, olumludur Sayın Bakan bu gerçekten. "Toplum ne diyor, bilmek istiyoruz." demişsiniz ama bizim bu konuda şüphemiz var. Acaba diyoruz, her şeyi bitirdiler de her şey tamam... "Kamuoyuna açtık." Sonradan gelecek tepkilere karşı "Ya, size söylemiştik canım, siz görüşlerinizi söylediniz, başkaları da görüşlerini söyledi; birleştirdik, bu çıktı." mı diyeceksiniz?
Yine, Sayın Bakana soruyorum: Biyoloji kitabını bitirdiniz mi? Biyoloji kitabını Kayseri mi yazıyor? Soruyorum, Kayseri'de bir öğretmen grubuna mı verdiniz? Onlara "Şunları, şunları işleyeceksiniz." dediniz mi? Çok net sorular bunlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Dediler, verdiler ve dediler.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Evet, bitti, yani bize gelen bilgiler, arkadaşlar, bu işin bittiği yönünde.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hatta, imamlara verdiler.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Aralık ayında, kitabı yazacak öğretmenleri topladılar, kitapları nasıl yazacaklarını söylediler. Toplantı Antalya'da yapıldı ve o toplantıdan çıkan sonuçlar, her şey bitti; sonucu halka anlatıp "Siz görüşünüzü söyleyin. Kabul edenler... Etmeyenler... Edilmiştir." gibi mi diyeceksiniz. Yine bunları sorarak söylüyorum, her şeye rağmen diyaloğa açık olmanızın, her şeye rağmen eğitim gibi önemli bir konuyu kararlaştırıyoruz ve o sevdiğim sözü size tekrar edeceğim Sayın Bakan: "Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik, yüz yıl sonrasını düşünüyorsan toplumu eğit." Böylesine önemli bir konuda karar alacaksınız ve bunu bu şekilde yapıyorsunuz.
Arkadaşlar, taslağın rakamsal boyutunu bilen var mı? 5 bin sayfa, bu 5 bin sayfayı biz okuyacağız, sonra görüş belirteceğiz. Sonra, temel konular yine belki pek çok kişinin açmak istemediği bir konu, eminim şu anda hepiniz çok farklı şeyler söyleyeceksiniz: Evrim teorisi. Arkadaşlar, evrim teorisi, insanın maymundan gelip gelmemesi değildir. Evrim teorisi, bir yıl önceki virüsün, ilaçlara göre bu yıl şekil mi değiştirdiği araştırmasıdır. Dünyadan kopacağız, bilimden kopacağız. Dünyada pek çok ülke, bu evrim teorisini kabul edenler, etmeyenler diye ayırır bilime olan saygısını. Amerika bunu denedi, sonra vazgeçti. Ama siz evrim teorisinin yerine "çevremiz" koymuşsunuz yani evrim teorisinin yerini "çevrim teorisi" mi aldı? Neden onun yerine "çevrim" diye başka bir şey koydunuz? Bütün bunların sorularının yanıtlarını bekliyoruz Sayın Bakan. O yüzden, yine biz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - ...hayata bakıyoruz, örneğin Karaburun'da bir öğretmen...
Sayın Başkan, ben de Gaye Hanım adına, Komisyon sözcümüz Gaye Hanım adına pozitif ayrımcılık rica edeceğim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Allah Allah.
BAŞKAN - Bütün kadınlar adına size bir dakika ek süre vereyim. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Arkadaşlar, örneğin çok somut, hayata dair şüphelerimiz var. İstanbul milletvekilleri burada, Atatürk Kültür Merkezi yıllardır çürümeye terk edildi. İçinde Atatürk'ün geçtiği her kuruma karşı bir soğukluk görüyoruz. İzmir'de somut bir örnek -Sayın Sürekli buradaydı- Karaburun'da bir öğretmen "Sen Arapçayı seçmedin." diye öğrenciyi okula kaydetmedi. Yani hayata dair de bu endişelerimiz var, her şey Sayın Bakanın burada anlattığı gibi değil.
Artı, Atatürk'le ilgili olarak da -ben de baktım- mevcut müfredatta konu konu anlatılmış her şey, "Şunlar, şunlar işlenecek." denmiş ama bu yılki müfredat Sayın Bakanın anlattığı gibi değil. Mesela, hayatı işlenir, nasıl işlenir? Sayın Bakan şimdi ayrıntılandırıyor, örneğin "Yurt sevgisi işlenir." diyor. Evet ama öncekinde savaşlar, hangi savaşları kazandık, onlar ayrıntılı yazıyordu; şimdi, yazmaması, eminim, belki de Bakanın kastını da aşan bir şekilde hayatı bambaşka bir şekilde geçecek arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Balbay, teşekkür ederim.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - O yüzden, bu millî eğitim konusunu gelin bir şûra konusu yapalım.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Birçok konudan Sayın Bakanın da haberi yok, Bakanın dışında hazırlanıyor. Bürokratlar yapıyor her şeyi, Bakanı da yanıltıyorlar.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Sayın Bakandan, her şey bir yana, bu konuda bir yanıt bekliyorum. Bir şûra konusu yapalım ve tüm Türkiye'ye bu konuyu açalım diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)