| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 18.01.2017 |
MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 7'nci maddesi üzerinde grubum adına konuşmak üzere söz aldım. Bu 7'nci madde özellikle Cumhurbaşkanını yani sizin bu teklifle yürütmenin başına verdiğiniz Cumhurbaşkanını partili yapan bir madde. Bu yönüyle millî egemenliği alıyorsunuz, bir kişinin iradesine teslim ediyorsunuz, o kişiyi bütün hukuki zırhlarla donatıyorsunuz, bütün yetkileri o kişiye veriyorsunuz ve o kişiye diyorsunuz ki "Siz milletin birliğini ve bütünlüğünü temsil edeceksiniz, bağımsız olacaksınız, tarafsız olacaksınız, yargıyı atayacaksınız ama aynı zamanda da partili olacaksınız ve hatta sırasında parti genel başkanı olabileceksiniz." Böylesine çelişkili ve tutarsız bir madde hakkında görüşüyoruz.
Değerli arkadaşlar, bize göre bu teklif bir saldırıdır, Meclise bir saldırıdır, hukuk devletimize bir saldırıdır, cumhuriyetimize bir saldırıdır. Saldırıların öyle her zaman topla tüfekle olması gerekmez, burada çoğunluk gücüyle yapılan hukuk görüntüsü altında olan bir saldırıyla karşı karşıyayız.
Değerli arkadaşlar, bakınız, ilk hâliyle "Egemenlik bilakayduşart milletindir." lafı yani "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." sözü ne demektir? Mustafa Kemal o zamandan bu "kayıtsız şartsız" sözcüğünü anlamayanlar için açıklama yapmış. Nutuktan okuyoruz: "Kayıtsız şartsız' tabiriyle belirtilen, egemenliği milletin yetkisinde tutmak demek, bu egemenliğin zerresini, sıfatı, ismi ne olursa olsun, hiçbir makama vermemek, verdirmemek demektir." (CHP sıralarından alkışlar)
İşte, değerli arkadaşlar, bu yönüyle bu teklifin özü, egemenliği alıp bir kişiye vermektir ve bu yönüyle de millî egemenliğe açık bir saldırıdır.
Tabii, buraya da geliyoruz, anlatıyoruz, konuşuyoruz, kürsü kullanıyoruz ama bu bana Fuzuli'nin bir lafını hatırlatıyor: "Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil." Biz, yine de anlatmaya devam edeceğiz. Sizin bir görev yapma duygusuyla, bir sadakat duygusuyla ve aldığınız talimatlar doğrultusunda görev yaptığınızı, karar verdiğinizi maalesef ilerleyen oylamalarda açıkça görüyoruz ama biz anlatmaya devam edeceğiz.
Bakınız, kısa sürede pişman olacağınız bir teklife "evet" diyorsunuz. Bu pişmanlığınız önce kişisel olabilir ama çok kısa sürede göreceksiniz ki toplumsal pişmanlıklara da dönüşecek.
Bakınız, nasıl anlatacağınızı düşündünüz mü? Mesela, milletimizin büyük bir kısmının, ezici bir kısmının, büyüklüğünün tarafsız Cumhurbaşkanı istediğini bilmiyor musunuz? Partili Cumhurbaşkanını nasıl anlatacaksınız? Mesela, Meclisi feshedecek bir parti liderini yani Ana Muhalefet Partisini feshedecek bir parti liderini milletimize nasıl anlatacaksınız? Mesela, vali gibi önemli bir konumdaki kişinin aynen il başkanı gibi atanmış olmasını, neredeyse birlikte çalışacaklarını ve aynı otoriteden güç alacaklarını, aynı kişiden yetki alacaklarını milletimize nasıl anlatacaksınız? Demokratik parlamenter sistemimizi temelinden değiştiriyorsunuz. Alanlarda dolaşacaksınız, mahallelere gideceksiniz; seçmenlerinize ne diyeceksiniz? İlin sorunları hakkında siz bakanlara ne anlatacağınızı söyleyebileceksiniz? Bütçe üzerinde yetkiniz yok, Hükûmet üzerinde yürütme yetkiniz yok, bunun ötesinde hiçbir seçmeninize hiçbir vaatte bulunma yetkiniz yok; hangi hakla, hangi yetkiyle ve hangi olanaklarla seçmeninizin karşısına çıkacaksınız, bunları düşündünüz mü?
Değerli arkadaşlar, şunu bilmeniz lazım: Bağlılığınız aslında bir kişiye değildir, bir anlayışa değildir; bağlılığınız millete olmak zorundadır, sadakatiniz Meclise olmak zorundadır. Sizler halktan aldığınız bu yetkiyi Mecliste kullanmak zorundasınız. Millet size bu yetkiyi, alın Meclisten, bir kişiye emanet edin diye vermedi. İşte bu aslında millî iradeye de ve size verilen bu yetkiye de açık bir saldırıdır. Bağlılığınız millete olmalıdır, borcunuz millete olmalıdır, sadakatiniz millete olmalıdır.
Bu görüşlerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Emir.