GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:61
Tarih:18.01.2017

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve değerli halkımız; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Dünyada örneği olmayan bir Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerinin son turundayız. Bu tur son kez düşünmemiz için de son fırsattır. Parlamenter rejimin yani halkın siyasal tercihlerinin yok edileceği bir rejim... 80 milyonun geleceğini ve kaderini konuşuyor, oyluyoruz. Oy verirken sizleri tekrar düşünmeye ve halkın sesini dinlemeye davet ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bir siyasi parti liderinin, tek bir kişinin devletin tüm üst kademelerinde söz sahibi olduğu bir rejim getirilmek istenmektedir. Bu rejimde Parlamento yok, denetim yok, hesap sorma yok, soru sorma hakkı bile neredeyse yok. Bu sistemde istikrar adına otoriterlik var, kalıcı OHAL var, ekonomik kriz var, işsizlik var. Parlamenter sistemlerde muhalefet çok önemli bir unsurdur hepinizin bildiği gibi, çoğulculuğun yansımasıdır; yetki almış temsilciler tüm halkın talep ve beklentilerini yerine getirmeye, korumaya çalışır, çoğunluğun azınlığa tahakküm kurmasına itiraz eder ama bu teklifle bu itirazlara da artık tahammül edilemediğini görüyoruz. İçi boşaltılmış, denetim yetkileri elinden alınmış bir Meclis var çünkü teklife göre istenen tek şey; her şey tek ses olacak ve o ses de tek bir kişiye ait olacak.

Geçtiğimiz hafta yapılan ilk tur görüşmelerinde, Meclisin denetleme faaliyetlerine engel getirilmesine yönelik eleştirilerimizi takiben hemen İç Tüzük'ün değiştirilmesine yönelik eleştirilerden anladığımız şey, Meclisin akıbetinin de bizler açısından ne olacağı konusunda bir netlik kazanmıştır. Yetkilerin Meclisten alınması da yetmeyecek, İç Tüzük değişikliğiyle muhtemelen artık buradaki konuşmalar, eleştiriler de olabildiğine engellenecek gibi görünüyor.

Değerli arkadaşlar, çok açıktır ki teklifi getirenler ve teklif savunucuları Parlamentodan rahatsızdır. Yasama faaliyeti kapsamında getirilen tüm düzenlemelere "evet" demeyenlerden rahatsızdır. Bunu şu ana kadar ki bütün uygulamalardan da gördük ancak bu şekilde yasama faaliyetlerimizin, denetim faaliyetlerimizin elimizden alınmasına biz olur vermeyeceğiz. Halka karşı tarihsel sorumluluğu olan bizlerin görevi bir dayatmaya hep birlikte karşı durmaktır. İnanıyoruz ki buna karşı çıkan diğer siyasal partilerden de değerli milletvekilleri vardır.

Yasama faaliyeti, üç günde tasarıyı Meclisten geçirmek değildir. Tartışılmış, üzerinde müzakere sağlanmış yasa tasarılarına her zaman katkı sunmaya hazırız ancak bir gece yarısı getirilen, halkın çıkarlarıyla uyuşmayan, ihale peşinde koşan şirketleri daha da zengin etmek isteyen düzenlemelere her daim itiraz edeceğiz, karşısında olacağız.

Kadına şiddeti, çocuğun her türlü istismarını hak gören, doğayı talan eden, Karadeniz yaylalarını betona çevirmek isteyen uygulamalara "hayır" dedik, demeye de devam edeceğiz. Soru önergelerimize insan aklıyla dalga geçen yanıtlar gönderen bakanlıklara inat, yazdığımız cümleyi beğenmeyip önergelerimizi reddeden Meclis Başkanlığına inat yürütmeyi denetlemek bizim görevimiz ve hakkımızdır.

Değerli arkadaşlar, Meclisi denetim faaliyetlerinden yoksun bırakmak yüzlerce dernek kapatıldıktan sonra "Vurduk kapılarına kilidi gitti, sıkıysa açın da görelim." diyen bakış açısının yansımasıdır. Şu an için Cumhurbaşkanının sadece gönül bağıyla bağlı olduğu iktidar partisi zaten muhalefetin herhangi bir katkısına, herhangi bir değişikliğe izin vermiyor. Araştırma komisyonlarında, ihtisas komisyonlarında ve Genel Kuruldaki önerilerimizde her daim durum bu. Acaba Meclisten mi rahatsızsınız yoksa sizin dışınızdaki siyasi partilerin varlığından mı rahatsızsınız, merak ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, parti grubumuzun Anayasa değişiklik teklifinin ikinci tur oylamasındaki tavrı da ortadadır. Bu nedenle ben oylamaya katılacak olan milletvekillerine tekrar çağrı yapmak istiyorum: Görüşlerinizin dinlendiği, özgür bir siyasal rejim için, demokrasinin işlediği bir Meclis için "hayır" deyin ve değerli kadın milletvekili arkadaşlarım, sesimizin kesilmediği, eşit muamele gördüğümüz, her türlü saldırıya beraber "hayır" diyebileceğimiz bir Meclis için "hayır" deyin. Sokakta, evde, toplumsal yaşamın her alanında şiddete, tecavüze uğrayan kadınları hep birlikte savunmak için ve kadın cinayetlerini önlemek için "hayır" deyin.

Değerli milletvekilleri, işçinin sömürülmediği, iş cinayetlerine kurban gitmediği, işçilerin, emekçilerin insanca koşullarda yaşayabileceği bir ülke için, toplumsal barışı sağlayabilmek, gencecik insanların ailelerine tabut içinde dönmediği bir ülke için "hayır" deyin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika daha alabilir miyim?

BAŞKAN - Size ek süre veriyorum bir dakika.

Buyurun.

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Karadeniz ormanlarının, Ege'nin zeytinliklerinin, tarihî ve kültürel zenginliklerimizin oldubittilerle sermaye çevrelerine peşkeş çekilmesine izin vermemek için bu teklife "hayır" deyin.

Askerî, sivil, bürokratik darbeleri ve vesayeti, artık, bu toplumun hafızasından silmek için "hayır" deyin.

"Kötü bir işin en gizli şahidi vicdanınızdır." der Hazreti Ömer. Bir arada yaşayabildiğimiz bir Türkiye için vicdanlarınızın sesini dinleyeceğinize inanıyorum. 12 Eylül darbe anayasasını sahiplenmeyen, bunu reddeden ama tüm Türkiye toplumunu kapsayan yeni bir anayasayı hep birlikte oluşturabilmek için hep birlikte "hayır" deyin.

Sevgi ve saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim