| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 18.01.2017 |
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihî bir kararın eşiğindedir. Bundan önceki anayasal değişikliklerin hiçbirine benzemeyen, anayasal sistemi, Meclisin konumunu derinden etkileyecek bir teklifi oylayacağız. Millî irade yönetimi yerine tek kişi yönetimini ikame eden, Meclisin yetkilerini alan, yasama yetkisini paylaşan ve denetim yetkisini ortadan kaldıran bir teklif bu.
Değerli arkadaşlar, cumhuriyet tarihimizin en karanlık ve en belirsiz günlerinden geçiyoruz. Vatandaşlarımız terör tehdidi altında. Şehirlerimizde bombalar patlıyor, masum vatandaşlarımız hayatını kaybediyor. Üst üste gelen şehit haberleri yüreklerimizi dağlıyor. Her gün ocaklar sönüyor, acılarımız artıyor. Ekonomideki ateş vatandaşımızın cebini yakıyor, 6 milyon kişi işsiz. Enflasyon, paramızdaki değer kaybı ve üst üste gelen zamlar. Halk ekmek, esnaf siftah derdinde. Cumhurbaşkanının sözüyle "Tulumbada su bitti." İstihdam yok, üretim yok. Böyle bir ortamda rejimi değiştirecek Anayasa teklifini görüşüyoruz.
Değerli milletvekilleri, atalarımız yedi düvele karşı ulusal Kurtuluş Savaşı vererek yoktan ve yokluktan bir vatan yarattılar. Cumhuriyetin ışığında akıl ve inançla devletimizi yücelttiler. Kurtuluş Savaşı'nda cephelerde millî iradeyi tek dayanak olarak alan Atatürk "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." diyerek bu sözünü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan eden yüce Meclisimizin temel ilkesi olarak perçinledi çünkü o gün de tıpkı bugün gibi Meclisimizin arkasında o, şu ya da bu yoktu; millet vardı, millî irade vardı. Bugün de Meclisimiz var, arkasında da tüm milletimiz var. Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti ilkeleri üzerinde büyüyen cumhuriyetimiz memleketimize, milletimize sayılamayacak değerler kazandırdı. O sarsılmaz irade sayesinde, Anadolu'dan çıkan yoksul halk evlatları cumhuriyetin olanaklarından yararlandılar ve bu sıralarda oturma, bu güzel ülkeyi yönetme iradesine ve onuruna sahip çıktılar.
Cumhuriyet tarihimiz, yoksul halk çocuklarının, köyünden çıkıp, üniversite bitirip ülke yönetiminde söz sahibi olabileceğinin ve ülkenin kurucularının koltuklarına oturabileceğinin örnekleriyle doludur. İşte, bunu sağlayan cumhuriyetimizdir, cumhuriyetimizin kazanımlarıdır, demokrasimizdir. Tunceli Nazımiye'nin Ballıca köyünden bir memurun çocuğu bugün, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisine Genel Başkan olabiliyorsa (CHP sıralarından alkışlar) Rize Güneysu'dan bir kıyı kaptanının çocuğu bugün Türkiye Cumhuriyeti devletine Cumhurbaşkanı olabilmişse, Erzincan'ın Refahiye Kayı köyünden Topal Dursun'un oğlu bu ülkenin Başbakanı olabiliyorsa işte, bu, cumhuriyetimizin eseridir. (CHP sıralarından alkışlar) Bunun için, cumhuriyetimiz bizim için fazilettir ve kıymetlidir çünkü cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Onun için cumhuriyetimizin değerini iyi bilmemiz, iyi anlamamız ve göz bebeğimiz gibi korumamız gerekmektedir ama maalesef, getirdiğiniz bu teklif millî egemenliği ortadan kaldıracak, milletin üstünlüğünü ve cumhuriyetimizin kazanımlarını yok edecektir.
Değerli arkadaşlar, biz bu düzenlemeye karşı çıkarken, eleştirirken bir isim ya da bir parti üzerinden değerlendirme yapmıyoruz. Yapılmak istenen bu rejim değişikliğinin ülkemizin ufkunu nasıl karartacağını, demokrasimizi nasıl bitireceğini görüyoruz. "Bugün güçlüyüz, her istediğimizi yaparız." diye sakın düşünmeyin; bir gün, bu teklifle sınırsız yetki ve güçle donattığınız ama sizin desteklemediğiniz bir kişi Cumhurbaşkanı seçilirse ve bu günlerimizi mumla aratırsa o zaman ne yapacaksınız? Çocuklarınıza, torunlarınıza "Ülkeyi bu hâle biz getirdik. Bu karabasanın sorumlusu bizleriz." diyebilecek misiniz? Böyle ağır bir vebali kaldırabilecek misiniz? Cumhuriyetimizin kazanımlarını yitirdiğimiz o gün iş işten geçmiş olacak ve geri dönülmeyecek bir yola girmiş olacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ek süre veriyorum Sayın Yalçınkaya.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Devamla) - Bu olumsuzlukları yaşamak istemiyorsak Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün "Efendiler, ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur." sözünü akıllardan çıkarmadan gelin, cumhuriyetimize, millî egemenliğimize, Meclisimize ve demokrasimize hep birlikte sahip çıkalım.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yalçınkaya.