GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, (2/98) esas numaralı 12 Eylül 1980 Darbe Sürecinin Yolaçtığı Mağduriyetlerin Giderilmesine İlişkin Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/81) münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:60
Tarih:17.01.2017

EREN ERDEM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; burada hep beraber çalışıyoruz, beraber ülkenin daha iyi yerlere gelmesi için mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi verirken de ister istemez, bazen birbirimizle alakalı, hiçbirimizin de tasvip etmeyeceği hadiseler yaşayabiliyoruz ama bazen iş o kadar çığırından çıkıyor ki değerli arkadaşlar, onun telafisi olmayan sonuçları ortaya çıkabiliyor.

Şimdi, buradaki bütün arkadaşlarımızın ailesi var, bizlerin de aileleri var. Buradaki hiçbir arkadaşımızın bir tanesinin ailesinden birinin saçının teline zeval gelmesini 550 milletvekilinin hiçbiri istemez. Usul olarak, kurmuş olduğunuz medya düzeni, arkadaşlar, o kadar çirkin bir medya düzeni ki -burada kanunla ilgili konuşacaktım ama konuşmamı değiştirmem gerekti- burada, arkadaşlar, sürekli olarak birilerinin hedef olmasını sağlayacak işler yapılıyor. Mesela bir örnek vermek istiyorum. Sayın Muhammet Balta, geçtiğimiz gün, bu ısırma hadisesiyle alakalı "Kesinlikle Eren Erdem'le bir alakası yok." dedi, çok teşekkür ederim. Değerli başkan vekilimiz de bunu teyit etti ama sizin destek olduğunuz gazeteler hâlâ böyle yazıyor. Efendim, dediniz ki: "Eren Erdem dedi 'Türkiye ile İran savaşsa İran'dan yana olurum.'" Mahkeme kararı aldık, bilirkişi raporuyla bu lafın yalan olduğu, montaj olduğu ortaya çıktı, yani uydurma olduğu ortaya çıktı, hâlâ yazılıyor. Yatılıyor Eren Erdem, kalkılıyor Eren Erdem, yatılıyor Ahmet, yatılıyor Mehmet. Sonuçları ne oluyor değerli arkadaşlar?

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Sen de bayağı keyif alıyorsun.

EREN ERDEM (Devamla) - Ben bir şey söylemeyeceğim. Neden? Çünkü mahkeme yahut da polis bu işi araştıracak. O yüzden ben bir kesin hüküm konuşmayacağım. Kesin hüküm konuşmayacağım, yani bu, kesinlikle şahsıma yapılmıştır demeyeceğim. Bu, araştırmalarla ortaya çıkacak ama az önce kardeşim, validemin penceresinin önünde ateş açıldığını, an itibarıyla saygıdeğer emniyet müdürümüzün orada olduğunu, sayın valimizin konuyla ilgilendiğini... Doğan Bey de -AKP Grubundan- sağ olsun o da görüşmeler yaptı.

Değerli arkadaşlar, bakınız, toplumu geriyoruz, insanları geriyoruz. Yaptığımız şey sadece ve sadece düşmanlıklarını büyütüyor. Dilimiz, kullandığımız üslup, birbirimizi bazen öyle tahkir ediyoruz ki bunun sonucunu belki biz ödemeyeceğiz, belki ucu şahıslarımıza dokunmayacak ama çevremizdeki insanlara zarar verme noktasına geliyor.

Bugünkü hadise üzerine tekrarlıyorum: Şahsıma, valideme, validemin oturduğu eve yapılıp yapılmadığına emniyet karar verecek, emniyetin takdiri. Çünkü hadise, tam pencerenin önünde gerçekleşmiş ama belki başka biri hedeftir. Bu dönemde hepimiz oluşan hadiseleri çok fevkalade kendi üzerlerimize alabiliriz. Olayın orada yaşanmış olmasının yarattığı rahatsızlık ve endişeyi ve aynı zamanda yakınlarımıza dönük olmasının yarattığı rahatsızlığı paylaşıyoruz.

Ama, değerli arkadaşlar, bu öyle ya da böyle içinde bulunduğumuz durumun -bütün milletvekilleri açısından söylüyorum- Türkiye'ye bir yararı yok. Şurada ülkenin çok vahim bir değişiminden bahsediyoruz; efendim, bir rejim değişikliğinden bahsediyoruz. Ortaya çıkan yeni tablonun, önerdiğiniz Anayasa'nın bu ülkeye nasıl olumsuz bir zemin oluşturacağını tartışırken dahi birbirimize tahammül edemiyoruz.

Daha fazla tahammüle ihtiyacımız değerli arkadaşlar. Emin olun bizi izleyen insanlar buradaki tahammülsüzlüğü, buradaki tutanakları okuduğu zaman ortaya çıkan tablo tahmin edebileceğinizden daha agresif bir kutuplaşmanın oluşmasını sağlıyor. Bunu hep birlikte, elimizi vicdanımıza koyarak izlememiz lazım.

Kamuoyunun yanlış bilgilenmemesi adına tekrar söylüyorum: Hadisenin beni ve ailemi hedef alıp almadığına emniyet karar verecek. O konuda, ben, bunun nasıl vuku bulduğunu gözümle görmedim, kardeşim ve babam tarafından bilgilendirildim. En büyük temennim, beni hedef almasa bile hiçbir insanı hedef almamış olması. Bir çılgınlık, bir sapkınlığın orada vuku bulmasını temenni ediyorum. Göstergeler farklı ama zanni davranmak istemiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EREN ERDEM (Devamla) - Bir saniye bir şey ekleyebilir miyim Sayın Başkanım?

BAŞKAN - Peki, tamamlayın lütfen.

EREN ERDEM (Devamla) - Toplumun daha fazla gerilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Toplumun gerilmesinin hiçbirimize yarar sağlamayacağına inanıyorum. Tam tersine, suhulete ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Aksi takdirde, bu ülkede, arkadaşlar, tekrarlıyorum ki, bugün toplumun yaşadığı bu büyük kutuplaşmanın sorumluları olarak hepimizin tarihe geçeceğinden hiç şüphemiz olmasın. Tarihte böyle anılmamalıyız. Konuşabilmeliyiz, tartışabilmeliyiz, düşüncelerimizi özgürce ifade edebilmeliyiz ve birbirimizi eleştirmeliyiz, hakaret etmemeliyiz.

Bu bağlamda, sizlerin ve kamuoyunun vicdanına bu düşüncelerimi teslim ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)