| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 17.01.2017 |
TUFAN KÖSE (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli yurttaşlarım; cumhuriyet düzenimizi ortadan kaldırmaya dönük, cumhuriyetin kazanımlarını ortadan kaldırmaya dönük bu Anayasa değişiklik teklifini yarın yani 18 Ocak 2017 tarihinde saat 18.00'de bulunduğumuz yerlerde; kahvelerde, sokaklarda, evlerde, iş yerlerimizde bir dakika boyunca ayağa kalkarak protesto ediyoruz, bu konuda da bilgi vermek istiyorum.
Şimdi, konuşmama şöyle başlamıştım: Gizliliği anlatarak başlamıştım, devamında da 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da, seçmenin oyunu zarfın içerisine koyup atabileceği bir düzeneğin seçmen kurulları tarafından sağlanması gerektiğini söylemiştim yani oyu zarfın içerisine kabinlerde koyacak, bu kadar net ifadelerle tarif edilmiş.
Peki, biz geçtiğimiz hafta burada 19 tane oylama yaptık, neler yaşadık, kısaca bundan bahsetmek istiyorum.
Bir kere, iktidar partisinin, Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekillerinin önemli bir bölümü, bana göre yüzde 80'i, yüzde 90'ı yani 316 milletvekilinin belki 270'i, 280'i oylarını kabine girmeden kullandılar, net. Örnek olsun diye veriyorum, mesela Sağlık Bakanı -bunu ben görmedim, görenler söylüyor- ikaz edene demiş ki: "Suç işliyorum, sana mı soracağım?" demiş. Benim gördüğümü söylüyorum, İçişleri Bakanına dedim ki ben ilk oylamada, şu tarafta: Ya bu oylama türü böyle doğru olmuyor. "Kardeşim, benim ömrüm bu işlerde, seçimlerde geçti, doğru yapılıyor bu iş." dedi. Açık oy kullananlar için söylüyor. Şimdi, bir kısım bakanlar böyle yapıyor, mesela Enerji Bakanımız. Hadi İçişleri Bakanı kendinden şüpheleniyor ya da kendinden şüphelenildiğini düşünüyor. (CHP sıralarından alkışlar) Ama, Enerji Bakanımıza ne oluyor, Sayın Berat Albayrak'a? O da açık kullanıyor, ona da birkaç kere espriyle karışık söyledim, o da açık kullanmaya devam ediyor. Ama, bir taraftan da AB Bakanı Sayın Ömer Çelik, gidiyor, nizamına uygun, kapalı kabine giriyor, zarfını orada kapatıyor, geliyor. Hangisi doğru bunun arkadaşlar? Sayın Ömer Çelik'in yaptığı mı doğru, İçişleri Bakanının yaptığı mı doğru? Örnek olsun, grup başkan vekillerinden birisi kabine giriyor, diğeri girmiyor, artık isim vermeyeyim. Anayasa profesörleri, 2 anayasa profesörü var benim bildiğim Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu içerisinde: Birisi nizamına, usulüne uygun gidiyor kabine, oyunu öyle kullanıyor; diğeri dışarıda hatta o da söylüyor: "Tufan Bey, bu usulüne uygundur kardeşim. Dünyada da böyledir bunun uygulaması. Zaten dünyada gizli oylama diye bir şey de yok." diyor. Dünyada gizli oylama da yokmuş. Ben de tabii, o anayasa profesörü olunca... Hatta, şöyle de söyledi: "Ya bu konuyu ben mi biliyorum, sen mi iyi biliyorsun?" dedi. Ben hukukçuyum ama anayasa profesörü değilim. Hemen soruşturdum, sordum, dünyada gizli oylama var kardeşim, varmış yani beni ayaküstü kandırmaya çalışıyor, ayaküstü. İtalya Anayasası'nda cumhurbaşkanının seçimi gizli oylamayla yapılıyor. Fransa'da cumhurbaşkanının görevden alınması gizli oylamayla yapılıyor. Amma velakin, oralarda anayasa yargısına taşınmış tek bir dava yok. Bu ne demek oluyor biliyor musunuz arkadaşlar? Yani gizli oylamanın anlamını oradaki milletvekillerinin tamamı aynı şekilde anlamış, bizim gibi anlamamışlar yani.
HİKMET AYAR (Rize) - Orada CHP yok.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Bakın CHP burada doğrusunu yapmaya çalışıyor, size de doğrusunu göstermeye çalışıyor arkadaşlar, biraz sonra anlatacağım, zaman kalmadı gerçi ama. Siz, herhâlde böyle yaparak Anayasa yargısından bu anayasa değişikliği paketinin iptal ettirilmesini istiyorsunuz. Ben böyle bir yorum yapıyorum yoksa başka türlü niye böyle oy kullanasınız.
Bu kavgalar niye çıkıyordu? Bakın, yurttaşlar yanlış anlıyor, "CHP'liler kavga çıkarıyor." diye. Cumhuriyet Halk Partililer kavga çıkarmıyor arkadaşlar. Cumhuriyet Halk Partililer kavga çıkarmıyor ama gizliliği ihlal eden milletvekillerini görüntülemek isterken Adalet ve Kalkınma Partililerin saldırısına maruz kalıyor. Kavganın çıkma sebebi budur, başka bir sebebi yok. Ben buradan Başkanlık Divanına söylüyorum: Bu oy kullanma şeklini Meclis TV çeksin ve bütün gruplara o çekimleri göndersin ki ileride Anayasa yargısına taşındığında bu konular delillendirilebilsin.
Şimdi, değerli arkadaşlarım...
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Yayın yapılıyor zaten.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Bunları söyledim. Yayın yapılmıyor, bu kabinlerin önünde tam bir yayın yok.
Şimdi, yüzyılımızın en önemli siyaset bilimcilerinden Robert Dahl var. Bu gizlilik niye önemli, onu şöyle kısaca açıklamış, diyor ki "Demokrasi Üzerine" adlı eserinde: "Gizliliğin geniş çaplı ihlal edildiği bir ülkede özgür ve adil seçimlerden bahsetmek imkânsızdır." Aynı bizim burayı tarif ediyor. Yani niçin gizli oy? Genel kabul gören bir kural hâline geldi, onu da şöyle açıklıyor: "Demokrasinin diğer olmazsa olmaz kuralları gibi, yargı bağımsızlığı gibi, hukuk devleti gibi, düşünce özgürlüğü gibi, güçler ayrılığı gibi gizli oy ilkesi de demokrasinin, demokratik ülkelerin olmazsa olmazıdır." diyor. Bu kadar önemli. Niye peki bu kadar önemli? Niye bu gizli oy çıkarılmış? Ta 1856 yılında, Avustralya'ya bağlı Tazmanya'da çıkmış ilk gizli oy. "Yaşanılan kötü deneyimler sonucu hukuk düzenlerinde yer almıştır bu." diyor. Gerçekten de oy satın alma gibi, seçmeni tehdit etme gibi, seçmene vaatlerde bulunma gibi siyasi çürüme örnekleri gizli oylamayı demokrasilerin olmazsa olmaz kurallarından birisi hâline getirmiş.
Anayasa'mız da gizli oylamayı düzenlemiş. Bakın, Anayasa'mız 3 tür oylama söylüyor: İşari oylama, açık oylama, gizli oylama. Şimdi, gizli oylamayı düzenlediği yerlere bakarsak, mesela Meclis Başkanı seçimi...
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Değişmez Tufan Bey.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Biz gizli oy kullanıyoruz.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Bir saniye... Zamanım kalmadı, sana sonra cevap vereyim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Devam et, devam et sen, devam et.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Meclis Başkanı seçimi gibi, Meclis soruşturması açılması gibi, Yüce Divana sevk gibi, dokunulmazlığın kaldırılması gibi önemli işlerde yani kamu yararının daha üstün tutulduğu, bireysel yarardan üstün tutulduğu işlerde gizli oylamayı öngörmüş Anayasa'mız, bakın.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Biz gizli oy kullanıyoruz.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Gizli oy kullanmıyorsun Osman. Seni söylemedim ama söyleyeyim, sen de açık kullananlardan birisin, sen de açık kullanıyorsun.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Gizli oy kullanıyorum ben. Niye? Nereden biliyorsun? Oyuma mı bakıyorsun? Gizli oy kullanıyorum.
BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım lütfen.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Şimdi, kamu yararının birey yararından önde tutulduğu işlerde milletvekilinin bu haktan vazgeçmesi kabul edilemez arkadaşlar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Allah Allah! Gizli oy kullanıyorum kardeşim.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Şimdi farklı yorumlar yapıyorlar, "Bu, bana tanınmış bir haktır." diyorlar. Bu, size tanınmış bir hak değil; bu, size yükümlenmiş bir ödev, bir görev. (CHP sıralarından alkışlar)
Kamu yararının üstün olduğu yerlerde "Benim hakkım var, bunu kullanmam." diyemezsiniz. Kamu yararını ihlal etmek...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ek süre daha verelim Sayın Köse size.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Bakın, sizin için söylüyorum, açık oy kullanan milletvekilleri için söylüyorum: En azından görevi kötüye kullanma suçu işliyorsunuz, en azından, en azından bu.
Bir ikincisi: Bakın, görevi kötüye kullanma suçu işlediğiniz gibi... Anayasa yargısı Anayasa değişikliklerini şekil yönünden kontrol edebiliyor, denetleyebiliyor; şekil yönünden dediği de ivedilikle görüşülüp görüşülmediği, teklif ve oylama çoğunluğunun olup olmadığına ilişkin hükümler. Şimdi, bu durumda Anayasa oylamasında açık oy veren milletvekillerinin oyları o oy çoğunluğuna dâhil edilmeyeceği için, bakın, eğer delillendirebilirsek elimizdeki kayıtlarla veya Meclis TV'nin vereceği kayıtlarla, büyük ihtimal bu gizli oy kullanmayan, açık oy kullanmakta direnen milletvekillerinin yaptığı eylem dolayısıyla, yaptığı bu oy kullanma şekli dolayısıyla Anayasa yargısı bu Anayasa değişiklik teklifini iptal edecektir ve büyük ihtimal, Cumhurbaşkanı da herhâlde size yapacağını biliyordur.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)