GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:59
Tarih:15.01.2017

MİTHAT SANCAR (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar sözcüleri, Hükûmet temsilcileri bize bu teklifin -tartışmakta olduğumuz Anayasa değişikliği teklifinin- ne kadar çok demokrasi ve hukuk devleti getirdiğini anlatmaya çalışıyorlar ama burada demokrasinin sadece bir tek ölçütünü vurguluyorlar, o da seçim. "Eğer Cumhurbaşkanı seçimle gelirse ve yetkileri de artırılırsa Türkiye güçlü bir hukuk devleti olacak, iyi bir demokrasi olacak." demeye getiriyorlar. Oysa önerdikleri sistem, kuvvetler ayrılığı gibi hukuk devletinin temel ilkelerine, yargı bağımsızlığı gibi hukuk devletinin var oluş sebeplerine tümüyle yabancı, bu ilkeleri tanımayan bir sistemdir. Kuvvetler ayrılığını değil, tek kuvvet egemenliğini kurmaya yönelmiş bir teklifle karşı karşıyayız. Bunu defalarca söyledik. Kuvvetler birliği de değil bu, tek kuvvet sistemi. Tek kuvvet sistemi nerede var? Bu sistem 1650'lerde Thomas Hobbes'un teorisini yazdığı, sonra mutlak "monark"ların uygulamaya geçirdiği, hayata geçirdiği sistemdir. İnsanlık yerel demokrasiyi, katılımcı demokrasiyi, özgürlükçü demokrasiyi tartışırken AKP bize MHP'yle birlikte mutlak monarşiler döneminin köhnemiş sistemini özgürlük diye yutturmaya çalışıyor. Bakın, çok tehlikeli bir iş yapıyorsunuz. Bu sistem toplumu ikiye böler -sürekli- en az ikiye böler; ideolojik olarak ikiye böler, başka, etnik olarak böler, inanç açısından böler. Başkanlık sistemi, Türkiye gibi kutuplaşmanın derinleştirildiği bir ülkede bu kutuplaşmayı potansiyel çatışma alanı hâline getirir ve burada "milletin temsili" diye sözü edilen şeyin de gerçekleşme şansı olmaz.

Ya 1700'lerde, 1800'lerde söylemişti insanlar. Millet iradesi dediğiniz şeyin iyi tanımlanması gerekiyor, milletin iradesinden söz edebilmek için milletin özgür olması gerekiyor. Şahıslar için de geçerlidir, hukukun en temel bilgilerinden biridir: Özgürlüğü olmayanın iradesi olmaz. Siz özgürlüklerle ilgili en kötü uygulamaları yapacaksınız, özgürlükleri askıya alacaksınız, özgürlükleri askıya alacak bir yetkili cumhurbaşkanı, tek yetkili cumhurbaşkanı kuracaksınız ve sonra da millet iradesinden söz edeceksiniz. Milleti tek kişiyle özdeşleştiren sistemin milletin bekasıyla, hayrıyla, özgürlüğüyle, refahıyla alakası olamaz. Millet yüzde 50'den ibaret değildir, yüzde 51'den ibaret değildir. Başkana oy verenlerin dışında kalanların yaşam hakkını güvence altına almayan hiçbir sistem demokrasi olamaz, hukuk devleti olamaz, özgürlükçü olamaz, çağdaş olamaz.

Bu teklif, sadece bir kişiyi milletle özdeşleştirmeye yönelik bir tekliftir. Bunun adı da zaten diktatörlüktür. Millet adına her şeyi yapma yetkisi olduğunu burada propaganda ettiğiniz, anlatmaya çalıştığınız sistem özgürlükçü değildir, katılımcı değildir, tek kişi yönetimidir, diktatörlüktür, bu kadar açık. Bugünden yarına diktatörlük kurulmazsa öbür güne kurulur.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Diktatörlük olsaydı böyle konuşamazdınız.

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Daha önce de söyledim size. Dinlemeye de biraz tahammül etseniz demokratlığınız konusunda belki şu kadar bir umut yaratırsınız. İnsanları konuşturmuyorsunuz, konuşanları içeri atıyorsunuz. Gelecek sistemin bundan daha iyi olduğunu nasıl garanti edebilirsiniz; biz niye inanalım, halkımız niye inansın?

MHP'li milletvekillerine de bir sözüm var: Yıllarca tek adam yönetiminin ne kadar kötü olduğunu anlattılar. Buraya bir zahmet çıkıp bir özeleştiri verseydiniz, deseydiniz ki: "Yanlış düşünmüşüz. Şu nedenle yanlış düşünmüşüz. Şöyle yanılmışız." Onunla ilgili hiçbir hesap yok, hiçbir özür yok, hiçbir açıklama yok ama bu sisteme destek var.

Bakın arkadaşlar, bu sistem demokrasi için getirilmiyor, bu sistem hukuk devleti daha iyi olsun diye getirilmiyor. Peki ne için getiriliyor? Arkada başka hesaplar var. Burada milletin hakkını ve egemenliğini güvence altına almak değil...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen, bir dakika veriyorum.

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Milletin hakkını, hukukunu, özgürlüğünü, iradesini güvence altına almaya değil; bir kişinin, bir dönemin yaptıklarını, hukuksuzluklarını, yolsuzluklarını güvence altına almaya yöneliktir ve burada bir pazarlık olduğu şüphesini -bugüne kadar doğru dürüst bir açıklama yapmadığı için- ne iktidar partisi ne MHP, bir pazarlık olduğu, başka hesaplar olduğu iddiasını da asla zihinlerden silemezsiniz, bu şüphe sürekli güçlenecektir. Biz HDP olarak yerel demokrasi için, katılımcı demokrasi için, özgürlükçü demokrasi için, özgür ve müreffeh bir Türkiye için "hayır" diyeceğiz. Bizi ne kadar çok susturmaya çalışırsanız çalışın asla sesimiz kısılmayacak. Bu teklifin milletten, halktan, toplumdan geri dönmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Eğer siz özgür bir ortam yaratmaya cesaret ederseniz bu seçim sizin için "hayır"ın başlangıcı olacaktır.

Saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.