GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:58
Tarih:14.01.2017

YILDIZ SEFERİNOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; CHP grup önerisi aleyhine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, CHP'li hatibin az önce bahsettiği konuları sanki Türkiye'nin teziymiş gibi anlatmış olmasını, Rum kesiminin tezlerini ve Rum basınında yer alan konuları sanki Kıbrıs Türk kesiminin ve garantör ülke olarak bizlerin kabul ettiğiyle ilgili açıklama yapmasını esefle karşıladığımı beyan etmek istiyorum. Sonuçta, devam eden bir müzakere var ve Türkiye'nin de bu manada elbette kırmızı çizgileri var. Bunun, hem Kıbrıs yönetimi hem de garantör ülke olarak en yetkili kişiler tarafından, Dışişleri Bakanımız, Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız tarafından açıkça nelerin kabul edilebilip nelerin kabul edilemeyeceği net olarak ortaya konmuş olmasına rağmen, Rum tezlerini burada dile getirmesini de anlamış değiliz.

Değerli arkadaşlar, 2015 Mayıs ayından itibaren Kıbrıs konusunda yeniden müzakere başlamış ve devam etmektedir. Bu manada, Kıbrıs konusuna çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler gözetiminde Cenevre görüşmeleri başlamış ve ilk defa garantör ülkelerle beraber Birleşmiş Milletler gözetiminde görüşmeye devam edilmiş; bu manada alınan karar gereğince 18 Ocakta garantör ülkelerden uzmanların, daha sonra bu tarihte ise bakanların bir araya gelmeleri konusunda anlaşmaya varılmış durumdadır. Şayet bu aşama aşılırsa bu garantör ülkelerin devlet başkanlarının bir araya gelme ihtimali söz konusudur.

Teknik ekipler tarafından Cenevre'de sürdürülen görüşmeler uluslararası konferansın devamı niteliğinde olacak yani konferans süreci henüz bitmiş değildir.

Tüm müzakere sürecinde açıkça söylendiği gibi, Türkiye'nin garantörlüğü ve Türk askerlerinin adadaki mevcudiyeti devam edecektir. Bunun asla müzakere dahi edilmediğini buradan açıkça söylemek istiyorum. Bu konuda kimsenin şüphesi bulunmasın.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Toprak veriyoruz mu, toprak?

YILDIZ SEFERİNOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Cenevre görüşmeleri devam ederken Sayın Cumhurbaşkanımızın konu hakkındaki konuşmalarını hatırlamakta fayda var. "Garantör ülkeler istikrarlı bir yerde değil. Şimdi, burada Kuzey Kıbrıs yoğun bir çalışma içerisinde, samimiyetle ortaya koyuyor. Güney Kıbrıs ve garantör ülke olarak Yunanistan hâlâ farklı beklentiler içerisinde. Garantiler, güvenlik noktasında Türkiye'nin olmadığı garantörlüğü beklemeyin dedik. Güvenlikte de biz, daha önce belirlendiği gibi Güney Kıbrıs ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde eşit oranda asker bulunduracağız." Toprak paylaşımı konusundaysa Cumhurbaşkanımızın ifadesini aynen aktarmak istiyorum: "Hâlâ açık Maraş, kapalı Maraş, Erenköy var. Eğer Maraş'ı tamamen halkın istifadesine sunmak istiyorsanız bizim teklifimiz var: Erenköy ile Güzelyurt arası birleştirilerek Kuzey Kıbrıs'a bırakılır, diğer bölge de Güney Kıbrıs'a bırakılır. 'Yok Karpaz bize bırakılsın, yok orası bize bırakılsın.' Böyle bir şey olmaz dedik. Biz, orada adil, kapsayıcı barış istiyorsak ölçüsü budur, başka bir şey beklenmesin dedik."

Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin en yetkilisi olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki açıklaması bu yönde. Burada Türkiye'nin Kıbrıs'ı satması, Kıbrıs'ta taviz vermesi, toprak vermesinden bahsedilebilir mi? Elbette müzakere edilebiliyor. Yerleşime açık olmayan yerler var. Sanki Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs kesiminde bir sorun yok, bütün işler hallolmuş gibi görmek mümkün mü? Elbette orada bir sorun var ama ilelebet bu süreç böyle müzakereyle devam edecek anlamına elbette gelmeyecektir ama bir müzakere süreci var. Sonuçta, bunun neticesi beklenmeli, sonucuna göre elbette Türkiye bir karar verecektir müzakere bittikten sonra ama müzakere süreci devam ederken müzakere sürecinin akamete uğratılmaması anlamında çok fazla bir şey söylenmemesi gerekir, tehdit anlamına gelecek şeyler söylenmemesi gerekir. Rum kesiminin elbette kendi lehine, basına sızdırılan haritalardan falan bahsediliyor. Bu harita Türkiye'nin sunduğu ve kabul ettiği bir harita değildir. Mülkiyet sorunu, Türkiye'nin garantörlüğü meselesi ilelebet devam eden, uzun süredir devam eden sorunların en başındadır ama bu konuda Türkiye'nin kırmızı çizgileri olduğunu da net bir şekilde söyleyebiliriz.

Sonuç olarak Türkiye'nin garantörlüğü devam edecektir. Bu konuda zerre kadar bir şüpheniz olmasın. Türk askerinin Ada'daki varlığı devam edecektir. Yine eşit yönetim, dönüşümlü başkanlık sistemi olmazsa olmazlarımızdır.

Türkiye olarak bu konuda titizlikle süreci takip ettiğimizi belirtir, hepinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)