GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ANKARA?NIN BAŞKENT OLUŞUNUN 89?UNCU YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:11.10.2012

YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara'nın başkent oluşunun 89'uncu yıl dönümü nedeniyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi selamlarım.

Sözlerime başlamadan önce, 9 Ekim günü Ağrı Patnos'ta şehit olan polis memuru Mehmet Emin Karataş'a Allah'tan rahmet, ailesi ve Türk milletine başsağlığı dilerim.

Ayrıca bugün, Diyarbakır Lice'de bir helikopter kazası oldu ve bu kaza sonucunda bir şehidimiz ve yaralılarımız var. Yine, bu şehidimize de Allah'tan rahmet diliyor, yaralılara da geçmiş olsun diyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 günü Ankara'da açıldı ve çalışmalarına başladı. İsmet Paşa, hükûmet üyesi olmakla birlikte, Ankara'nın başkent oluşunu öngören önergeyi 9 Ekim 1923'te 14 arkadaşıyla birlikte "Malatya Milletvekili" olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine verdi. 13 Ekim 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen tek maddelik yasayla Ankara, yeni devletin başkenti oldu. Böylelikle de yeni cumhuriyetin ilanı için önemli bir aşama katedildi. Aynı zamanda Millî Mücadele'nin başından beri süregelen İstanbul ve Ankara tartışması da son buldu.

Ankara, alelade bir başkent değildir, bir semboldür; Türk'ün hayatta kalma iradesi, bağımsızlık arzusu ve kudretidir. Ankara Millî Mücadele'dir. Ankara'nın başkent yapılması fikrinin temelinde yenilikçilik yatar. Ankara, kurulan çağdaş devletin ufkunu simgeler, aynı zamanda taze bir atılımın da ifadesidir. Ankara, zor şartların, imkânsızlıkların pençesinde sürdürülen Millî Mücadele'nin kutsal ruhunun cisimlendirilmesidir. Bugün bu kürsüde Millî Mücadele kahramanlarını düşünüyorum, anıyorum ve onların aziz hatıraları önünde hürmetle eğiliyorum.

1923 şartlarında büyük imkânsızlıklarla boğuşmalarına rağmen, yokluk içinde, çelikleşmiş bir dirençle Türk'ün muhteşem varlık savaşını yönetenleri zihnimde canlandırdıkça, Ankara'da yeni ve taze bir başlangıcı, her şeyiyle, şehirleşmesi, mimarisi, yaşayışı, adabı, seğmen geleneği, Hacı Bayram Veli ruhunu, hepsini ama hepsini düşündükçe, bugün bu denli rahat koşullarda bulunduğumuz hâlde her şeyin eksik, çarpık, kusurlu ve özensiz yapılıyor olmasından tarih önünde mahcup olmamız gerektiğini düşünüyorum.

Coğrafi konumuyla bir merkez işlevi gören Ankara kenti, cumhuriyetin inşa sürecinde vatanımızın dört bir tarafı için yeni bir gelişim modeli işlevi görmüştür. Bu bağlamda, şehir planlaması, parkları, yolları, mimarisiyle diğer şehirlere örnek olma misyonunu üstlenmiştir. Parti farkı gözetmeksizin, tüm Ankara milletvekillerinin bu çerçevede tarihî sorumlulukları vardır. Bizler Ankara'nın söz konusu bu çizgisini yaşatmak, diri tutmak zorundayız.

Ankara'nın 21'inci yüzyılda içinde bulunduğu vaziyet ortadadır ve herkesin malumudur. Ankara çürümeye terk edilmiştir, yüzüstü bırakılmıştır. Ankara bugün itibarıyla, ülkenin geri kalanına model olma rolünü bir kenara itmiştir. İş kazalarının sebebiyet verdikleri ölümler, ihmaller, trafik sorunu, rant kapıları ve vurgun vakaları? Ankara'yı yönetenlerin nasıl bir kentin dizginlerini ellerinde tuttuklarını layıkıyla idrak etmediklerini görüyoruz. Çok acı bir şuursuzluk hâkimdir bugün için.

Ankara'nın, kuruluş felsefesindeki eski yükümlülüklerine ulaşacağı ve nitelikli yönetileceği günleri arzulayarak, Ankara'nın başkent oluşunun 89'uncu yıl dönümünü bir kez daha kutluyor ve Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.