| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 13.01.2017 |
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri; Anayasa değişiklik teklifinin çerçeve 11'inci maddesi üzerinde şahıslar adına sözler kapsamında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Gazi Meclisi ve siz saygıdeğer milletvekillerini bir kere daha saygılarımla selamlıyorum.
Söz aldığım maddeyle ilgili düşüncelerimi paylaşmadan evvel, biraz önce yaşadığımız, asla yaşamak istemediğimiz ve bundan sonra tekrarına asla tahammülümüzün olmadığı sözde Ermeni soykırımı iddiaları üzerinden âdeta bir asrın yalanı, asrın iftirası çerçevesinde bu Gazi Meclisin çatısı altında bu milletin âdeta soykırım yaptığı iddiası çerçevesindeki sözlerini bir kere daha şahsım ve grubum adına lanetleniyorum, kabul etmediğimizi ifade ediyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Saygıdeğer milletvekilleri, çerçeve 11'inci maddeyle, Anayasa'mızın 116'ncı maddesinde değişiklik yapılması öngörülmektedir. Gerçekten, bu, söz konusu Anayasa değişiklik teklifinin sunulmasından bu yana en fazla tartışılan konularından birisi olarak karşımızda durmaktadır.
Bir defa, biz siyasetçilerin ve siyasi partilerin egemenliğin sahibi olan ve son sözü söyleyecek olan milletimize doğruları söylemek, gerçekleri anlatmak gibi bir yükümlülüğümüz olduğunu ifade etmek isterim. Bu madde çerçevesinde yürütülen tartışmalar ne yazık ki genellikle Cumhurbaşkanına Türkiye Büyük Millet Meclisini feshetme yetkisi verildiği iddiası üzerinden yapılmaktadır.
Sayın milletvekilleri, Anayasa'mızın 116'ncı maddesinde hâlen Cumhurbaşkanının Türkiye Büyük Millet Meclisini feshetmek çerçevesinde seçimlerini yenilemek gibi bir yetkisi zaten var. Böyle söylenildiğinde, "Ama o belli şartlar altında kullanılabilen bir yetkidir." şeklinde bir savunmayla karşılaşıyoruz. 1982 Anayasası yürürlüğe girdiğinden itibaren geçen otuz dört yıllık süreçte bu yetki sadece bir defa kullanıldı, 7 Haziran seçimlerinden sonra, 25'inci Dönem milletvekilliği seçimlerinden sonra. Evet, burada 116'ncı maddede dört ayrı durum belirtilmek suretiyle şartları ifade edilmekte ama 25'inci Dönem milletvekilliği seçimlerinden sonra, hepimizin de hatırladığı gibi, uzun süren istikşafi görüşmelerin nihayetinde, esasen orada belirtilen şartlara uygun olarak değil yani o süre tamamlanmadan önce bu çerçevede bu imkânın, bu yetkinin kullanıldığını görüyoruz. Yani Anayasa'da bu madde çerçevesinde belirtilen şartlara uygun olarak böyle çok da kullanılmış bir durum değil ama geldiğimiz nokta itibarıyla bunun karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisinin Cumhurbaşkanının görevini sonlandırmak gibi bir yetkisi olmadığı hâlde mevcut Anayasa'da bu teklifle birlikte her iki kuvvet bakımından da bu yetkinin tanınmak istendiği görülmektedir. Yani gerek Cumhurbaşkanı gerekse Türkiye Büyük Millet Meclisi, ama işin nihayetinde kendi görevini de sonlandırdığını bilmek suretiyle, bu yetkiyi kullanabilecektir. Burası son derece önemlidir.
Dolayısıyla, bu, Cumhurbaşkanının ya da Türkiye Büyük Millet Meclisinin keyfî olarak kullanabilmesine yönelik bir yetki değildir, iki kuvvet arasında bir kriz, bir tıkanıklık söz konusu olduğunda milletin hakemliğine yeniden müracaat edebilmenin önünü açan ve o yönüyle de sistemi, esasen şimdiye kadar çokça "Bu sistem bir başkanlık sistemidir." iddialarından da uzaklaştıran en önemli maddelerden bir tanesi de budur. Yani böylesi bir dönemde gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekse Cumhurbaşkanı bu yetkisini kullandığında sadece karşı kuvvetin görevine son vermeyecek, aynı zamanda kendi görevini de sonlandırmış olacak ve yeniden birlikte seçim suretiyle milletin huzuruna gidilecektir ve bu noktada milletimiz bu duruma sebep olan hangi kuvvetse, o konuda hangisini haklı görüyorsa, hangisinin iddialarını, gerekçelerini doğru buluyorsa...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın, bir dakikada toparlayın.
MEHMET PARSAK (Devamla) - ...o doğrultuda kararını yeniden verebilecektir. Burada belki -komisyon aşamasından beri ifade ediyoruz- beşte 3 gibi bir çoğunlukla değil de salt çoğunlukla bu yetkinin Cumhurbaşkanı çerçevesinde kullanılması iddia edilebilir ama onda da şunu hatırlatmakta fayda var: Aynı madde çerçevesinde düzenlendiği gibi, ikinci dönem itibarıyla cumhurbaşkanının değil ama Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu yetkiyi kullanması hâlinde üçüncü bir defa daha seçime katılma imkânı var. Dolayısıyla, beşte 3 gibi bir çoğunluk da bu anlamda işin mahiyetini farklılaştıracak durumdadır. Sözün özü, biz bu çerçevede "Cumhurbaşkanına niye böyle bir yetki veriliyor?" şeklinde gerçekle bağdaşmayan bir yaklaşımla değil...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET PARSAK (Devamla) - ...zaten Cumhurbaşkanının bu çerçevede olan yetkisinin aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisine de tanındığını ve bu mahiyette milletimiz ne derse onun gerçekleşeceğini bilmek durumundayız. Bu çerçevede de maddenin diğer maddelerde olduğu gibi, yüce milletimizin takdirinde olduğunu yeniden ifade ediyor, sizleri saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Parsak.