GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:57
Tarih:13.01.2017

MEVLÜT DUDU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz teklifin 9'uncu maddesi, Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu üzerine kurulmuş ama olmayan, sözüm ona bir cezai sorumluluk. Burada teklif sahipleri diyorlar ki: "Şu anda mevcut Anayasa'mızda Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu yoktur, Cumhurbaşkanı sorumsuzdur, biz onu sorumlu hâle getiriyoruz." Ama dikkat edilmesi gereken şudur: Burada Cumhurbaşkanının, düzenlemeden sonraki Cumhurbaşkanının bugünkü Başbakanla ve Bakanlar Kuruluyla, onların sorumluluğuyla mukayese edilmesi gerekir. Bu mukayeseyi, bu karşılaştırmayı yaptığımız zaman da görüyoruz ki mevcut düzenlemede Başbakanın ve Bakanlar Kurulunun Yüce Divana sevk edilebilmeleri için, cezai sorumluluklarına gidilebilmesi için 276 salt çoğunluk yeterli ancak bu düzenlemeyle getirilmek istenen 400 milletvekili yani çok daha fazla, çok daha zor ve bunu kim yapacak? Büyük bir ihtimalle o cumhurbaşkanının çoğunluğunu belirlediği Parlamento yapacak. Peki, Yüce Divan kim? Anayasa Mahkemesinin 12 üyesini yine cumhurbaşkanı belirliyor, o cumhurbaşkanının belirlediği yargıçlar cumhurbaşkanını yargılayacak.

Değerli arkadaşlarım, teklifin bütününü değerlendirdiğimizde dikkat çeken şu: Bu teklif, bu yeni anayasa tamamıyla denetimsizlik, hesap vermeme ve hesap sorulamaz olma üzerine inşa edilmiş. Bu çok dikkat çekici. Güvenoyu yok, gensoru yok. Sayın Kuzu burada, dün bu kürsüde dedi ki: "Şu kadar yılda, şu kadar sayıda gensoru verildi. Bunlardan sadece 2'si kabul edildi, geriye kalanlar reddedildi. Dolayısıyla, gensoru müessesesinin hiçbir anlamı yoktur. O nedenle biz bu anayasaya koymadık." Pes diyorum değerli milletvekilleri, pes diyorum. Aynen böyle söylendi. Yani, bu, şu demektir: Bu Mecliste bugüne kadar hiç yangın çıkmadı, o zaman yangınla ilgili bütün önlemleri kaldıralım ve diyorum ki Sayın Kuzu fakültede iyi ki hocam olmamış.

Değerli arkadaşlarım, bugün bir AKP milletvekili "İki yüz yılın, son iki yüz yılın hesabını soracağız." demiş. Çok güzel olayı açıklamış aslında, olayın iç yüzünü, gerçek niyeti çok güzel ortaya koymuş çünkü bunu, şu yüzden söylüyorum: Türkiye'de Batılılaşma, çağdaşlaşma, demokratikleşme hareketleri tam iki yüz yıl önce başlamıştır. Sened-i İttifak, Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, Kanun-i Esasi, İkinci Meşrutiyet, elbette cumhuriyet çok büyük kazanımlar getirdi. Cumhuriyet egemenliği saraydan aldı ve halka verdi, millete verdi. Burada bu açıklamayı getirdikleri için, gerçek niyetlerini ortaya koydukları için, yani "Biz demokrasi tramvayından artık inecek zamana geldik." şeklinde gerçek niyetlerini açık ettikleri için de kendilerine teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, burada bir elbise dikiyorsunuz, yeni bir anayasa yapmaya çalışıyorsunuz, bunu, bir kişiye özel dikiyorsunuz bu elbiseyi ama unutmayın ki kandırılma konusunda bir zafiyetiniz var; PKK kandırdı sizi, FETÖ kandırdı, dikkat edin şimdi de birileri kandırıyor olmasın ve ben burada açıkça söylüyorum: Bu elbiseyi o diktiğiniz şahıs giyemeyecek değerli arkadaşlarım.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Tehdit mi ediyorsunuz?

MEVLÜT DUDU (Devamla) - İki gündür bir erken seçim tartışması var; dün grup başkan vekilimiz gereğini söyledi, bugün Sayın Cumhurbaşkanı da bu kervana katıldı. Zaten niyetiniz belli, iki seçimi bir arada yapmaya çok meraklısınız. Bu da benim fikrim olsun, ben de diyorum ki: Hem Cumhurbaşkanlığı seçimini hem milletvekilliği seçimini birlikte yapalım.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.