GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:57
Tarih:13.01.2017

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Teşekkürler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında, burada, bu maddeyle ilgili olarak Sayın Başbakan konuşurken, beşte 3 mü büyüktür yoksa 2/3 mü büyüktür diye bir kavram kargaşasına kendisi de uğramıştı. Gerçekten, halka anlatılması çok zor bir şey. Aslında, başka bir şey konuşacaktım ama biraz önce konuşan her 2 hatibe bir yanıt vermem gerekiyor.

Kural olarak, Cumhurbaşkanı seçilen kişi Türkiye Cumhuriyeti'nde sembolik bir makamı işgal eder ve onun herhangi bir suç işlemeyeceği varsayılır sadece vatana ihanet dışında. Dolayısıyla da, mevcut düzenleme buna göre yapılmıştır. Aslında, bu teklifin bir rejim değişikliği olduğunun göstergesi bu maddedir çünkü Cumhurbaşkanının sembolik yapısı doğrudan etkin bir konuma getirilmektedir. Kaldı ki buna bir ilave daha yapılmaktadır, Cumhurbaşkanıyla beraber onun yardımcılarının ve bakanların yargılanmalarına yönelik nisap da zorlaştırılmaktadır. Bir örnek verelim: Şimdiki hâlde Cumhurbaşkanı bir adam öldürse görevinin bitiminde yargılanır ama bu yasa teklifi eğer yasal hâle gelir Anayasa'mız değişirse, bu takdirde, Cumhurbaşkanı adam öldürdüğünde 400 milletvekilinin oyu olmadan yargılanamaz.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Ömür boyu.

ÖMER SÜHA ALDAN (Devamla) - Bu çok önemli bir farktır, bunu gözden kaçırmayalım lütfen. Cumhurbaşkanı istediği takdirde istediği suçu işleyebilir, suç işleme serbestisidir. 105'inci maddenin başlığı aslında "Cumhurbaşkanının cezai sorumsuzluğu" olmalıydı. Diyelim ki Cumhurbaşkanını yargılayacak 400 dolayında milletvekili sayısına da erişildi, ertesi gün oylama yapılacak, Cumhurbaşkanı bu 400 milletvekilinden 20 tanesini bakan yapar, bakan yaptıkları anda milletvekillikleri düşer, dolayısıyla o 400 sayısına yine ulaşılmaz.

Şimdi, lütfen, halkla alay etmeyelim, buna bir özen gösterelim. (CHP sıralarından alkışlar) Bu, doğrudan doğruya, gerçekten de Cumhurbaşkanını, Cumhurbaşkanı yardımcılarını ve bakanları yargılayamayacak bir konuma Türkiye'yi getirmektedir. Örneğin 4 bakan soruşturması hep gündeme geldi Türkiye'de, 276 oy olmuş olsaydı bu kişilerin yargılanmaları mümkün olacaktı. Şimdi, bu teklif kabul edildiği takdirde, lehe olan uygulanacağı için artık 4 bakanın yargılanması olasılığı da ortadan kalkmış bulunmaktadır. Burada bir hileişeriye vardır. Bunu da gözden ırak tutmayalım. Bu yasa teklifiyle, aslında, bundan sonraki bakanların, Cumhurbaşkanının, Cumhurbaşkanı yardımcılarının yargılanmasının önüne geçilmemektedir, o 4 bakanın yargılanmasının da önüne geçilmektedir.

Bir de şuna da özenle dikkat etmek lazım: Cumhurbaşkanını halk seçti. İşte, Parlamentoyu da halk seçiyor. Bir kavram kargaşası var. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yetki uyuşmazlığı doğuyor, bir geminin 2 kaptanı olmaz. Hayır.

Değerli arkadaşlarım, bu, aslında bir uçak. Bir uçak bu. Bir uçağın 2 kaptanı olur. Business class'ta oturanlar hâllerinden memnun olabilirler, uçağın arkasındakiler mutsuzdur, umutsuzdur. (CHP sıralarından alkışlar)

"Peki, bu noktaya nasıl geldik?" derseniz: Aslında, yıl 2007, 367 konusu oldu. Kişisel düşüncemi belirteyim ama zamanım yok. Erkan Mumcu'ya değişik kanallardan baskı yapılıyor; bir, eski partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisinden, bir, devlete egemen olan başka bir anlayış tarafından ve Meclise o 367 sayısını bulmak için girmesi isteniyor. Erkan Mumcu da iki arada bir derede kaldı Anavatan Partisi Genel Başkanı olarak, bir koşul öne sürdü, dedi ki: "Cumhurbaşkanını halk seçsin, ben Meclise gireceğim." dedi. Adalet ve Kalkınma Partisi "Acaba Meclise girer mi?" diye apar topar bu Cumhurbaşkanını halkın seçmesine yönelik yasa teklifini hazırladı. Hatırlarsanız, bunun çalışmaları sırasında yani referandum sırasında hemen hemen hiçbir miting dahi yapılmadı, kendiliğinden bir sonuç ortaya doğdu. Son sözüm şu olsun: Halkımız özgürlükleri kısıtlayan referandumlarda hep "Hayır." demiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın isterseniz.

ÖMER SÜHA ALDAN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bu millet, özgürlükleri kısıtlayan Anayasa değişikliklerine hep "Hayır." demiştir. Bu tip referandumlardan hep "hayır" çıkmıştır, bunu da özellikle dikkatinize almanızı isterim.

Gerçekten bu referandum bir sorundu, 2010'daki seçim de, Anayasa değişikliği de yargıya ilişkin bir sorundu ama şunu unutmayın, 2010'daki avantajda "yetmez ama evet"çiler, "Kenan Evren yargılanacak." diyen aymaz solcular, "Mezardakileri bile çıkarıp oy kullandırmak lazım." diyen Fetullahçılar şimdi yoktur.

Durumu bilgilerinize sunar, saygılarımla arz ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Aldan.