| Konu: | Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın'ın, Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım ve arkadaşları tarafından verilen 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifi'nin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle geri çekilmesini isteyen önergelerini işleme almamasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 09.01.2017 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başkan aslında bu konuda 63'üncü maddeye uygun olmayan bir şey yaptı, müsamaha gösterdi; o da kendi takdirleridir.
Bakın, usul tartışması açabilmenin yolu, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 63'üncü maddesinde açık ve net bir şekilde düzenlenmiş. "Görüşmeye yer olup olmaması, Başkanı gündeme veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma usullerine uymaya davet, bir konuyu öne alma veya geriye bırakma gibi usule ait konular, diğer işlerden önce konuşulur." Bu yolda bir istemde bulunulursa, 4 milletvekiline onar dakikayı geçmemek üzere 2 lehte, 2 aleyhte söz talebi imkânı mevcut.
Şimdi, biraz önce HDP grup başkan vekili arkadaşımızın istediği konu, hiç alakası olmayan, şu anda burada bulunmayan, bulunma imkânı olmayan bir milletvekilinin oylama yapabilmesiyle ilgili bir durumun istemiyle alakalı bir durum. Bu, ne Anayasa'mızda düzenlenmiş ne de İç Tüzük'ümüzde düzenlenmiş. O açıdan, böyle bir istemin Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma usul ve esaslarıyla doğrudan doğruya bağlantılı bir iş olmadığı herkes tarafından malum.
Bildiğiniz gibi, mayıs ayında veya daha önceki süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa'ya geçici bir madde ilave ederek bütün milletvekillerinin o ana kadar ki dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili büyük bir çoğunlukla "evet" oyu vermişlerdir. O çerçevede yapılan bu oylama sonucunda dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekilleriyle ilgili yargının önündeki engel kaldırılmış, herkesin bir manada yargılanma hakkı kendilerine verilmiştir. Bu süreçte yapılan işleri "Türkiye Büyük Millet Meclisi darbesi" veya "cumhuriyet Hükûmeti darbesi" diye ifade etmek tamamen Türkiye Cumhuriyeti'ne yapılan yanlış ifade tarzından başka bir şey değildir. Siz burada Türkiye Büyük Millet Meclisine ve bu İç Tüzük'e, bu Anayasa'ya göre seçilmiş milletvekili olarak görevinizi icra edeceksiniz, yerine getireceksiniz, parlamenter sistemin bir unsuru olduğunu ifade edeceksiniz, Parlamentonun bir üyesi olduğunu söyleyeceksiniz, arkasından "Parlamento darbe yapmıştır." diye bir ifade kullanacaksınız.
Bakın, demokrasilerde her söz parlamentolarda söylenmelidir. Parlamento darbe yapma yeri değil, Parlamento darbecileri engelleme yeridir, bunu çok iyi bilmemiz gerekir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılan, kürsüde yapılan bütün sözler Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve İç Tüzük çerçevesinde koruma altına alınmıştır. O anlamda, burada Parlamentoyu "darbeci" şeklinde ifade etmek, tamamen büyük bir yanlıştır.
Yapılan usul tartışmasının yersiz ve gereksiz olduğunu, Sayın Başkanın tutumu lehinde bulunduğumu ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.