| Konu: | 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifi'nin görüşmelerinin yapılmasının Anayasa'ya aykırı olup olmadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 09.01.2017 |
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bugün görüşülecek olan 18 maddelik Anayasa değişikliği teklifi başından bu yana, komisyon aşamasından bu yana ısrarla söylediğimiz üzere Anayasa'ya aykırıdır, Anayasa'nın herhangi bir maddesine değil, Anayasa'nın ruhunu oluşturan, kurucu iradeyi temsil eden ilk 4 maddesine aykırıdır. Anayasa'nın 4'üncü maddesi gereği bu değişiklik görüşülemez, teklif dahi edilemez. Ne diyor Anayasa'nın ilk 4 maddesi? Çok açık, "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir." diyor, devlet şeklinin cumhuriyet olduğunu tarif etmiş 1'inci maddesi. İkinci maddesi...
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Aynen devam ediyor.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Öyle laf olsun diye cumhuriyet deyince cumhuriyet olmaz diye bilmeyenlerin kafasına sokarcasına diyor ki: Bu cumhuriyet başlangıçta tarif edilen ilkelere uygun olacak. Nedir o? Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ve kuvvetler ayrılığı prensibine uygun olacak. Başka ne diyor? Diyor ki: "Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir." Yani bu cumhuriyet, demokratik cumhuriyet olacak, hukuk devleti olacak. Başından beri diyoruz ki cumhuriyet bir egemenlik problemidir ve başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kuvayımilliye ruhuyla işgale karşı bu memlekette onurlarıyla direnen o büyük kurucu önderlerimiz cumhuriyeti kurarken egemenliği saraydan alıp millete verdiler. Bu cumhuriyet millet egemenliğini tarif eden bir cumhuriyet. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, egemenliğin millete ait olmasının iki koşulu vardır. Bunlardan birincisi seçim. Evet, seçim var, seçimlerle millet temsilcilerini seçecek ama ikinci önemli koşul, egemenliğin millette kalmasını sağlayacak anayasal kurumların var olması gerekir. Yani egemenliği bir kere millete seçimle verdikten sonra, yöneticilerini millet seçtikten sonra, o gücün kuvvetlerin bir elde toplanmasını önleyecek anayasal kurumlara ihtiyaç var. Eğer bunu yapmazsanız, millet adına egemenliği kullanıyorum diyen birileri yasama yetkisini, yürütme yetkisini, yargı yetkisini tek elde toplar ve milletin adına millete zulmetmeye başlar. 20'nci yüzyılı geride bıraktık, 20'nci yüzyıl tarihi seçimle gelen ve seçimle geldikten sonra milletin egemenliğini gasbeden diktatörlerle doludur. 21'inci yüzyılın Türkiyesi'nde milletimizi diktatörlere mahkûm etmeyelim, onun için millet egemenliğini kıskançlıkla savunalım diyoruz. Evet, biz de bu meseleyi bir kişi meselesi diye görmüyoruz, başından beri de bunu söyledik. Cumhurbaşkanlığı makamında kimin olduğunun bizim için hiç önemi yok; bugün Sayın Erdoğan olur, yarın bir başkası olur. Biz diyoruz ki bu teklif geçer ise ben de Cumhurbaşkanı olsam beni de diktatör yapar. Biraz aklımızı başımıza alalım. Kim olursa olsun bir diktatör yaratır, mesele budur. Anlatmaya çalıştığımız şey sarayda kimin oturduğu değildir, saraya ne tür yetkilerin verildiğidir. Yüz yıl önce saraydan alınıp millete verilen egemenliğin bugün bu teklifle milletten alınıp tekrar saraya verilmesinin planlandığını görüyoruz. İşte bunun için yasama yetkisini, yargı yetkisini, yürütme yetkisini bir elde toplayan bu teklif bir rejim değişikliği teklifidir, basit bir hükûmet sistemi değişikliği teklifi değildir. Onun için bu teklif Türkiye'de bir seçilmiş kral yaratma teklifidir, buna karşı çıkıyoruz. O yüzden biraz önce de söyledim, Gazi Meclisi tasfiye etme teklifidir. Bir kişiyi hem hükûmet, hem Meclis, kanun yapıcı hem de hâkim yapma teklifidir. Mahkemeyi, Meclisi, hükûmeti bir kişiye teslim etme teklifidir yani Gazi Meclisin bağrına canlı bomba koyma teklifidir, Gazi Meclisi tahrip etme teklifidir. Onun için, Anayasa'nın 4'üncü maddesi gereği değiştirilmesi teklif dahi edilemez ve görüşülemez.
Teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tezcan.