GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:05.01.2017

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Saygıdeğer milletvekilleri, doğrusu bütün yasama dönemi içerisinde ilgili ihtisas komisyonundan geçmemiş olan bir yasa tasarısının, yasama faaliyetine yönelik bir ciddiyetsizliğin ifadesi olduğuna dair benden önce gün boyunca bütün hatipler dile getirdiler. Müsaadenizle ben çok da bu hususa girmeyeceğim ama tasarının tümüne baktığımızda tasarı, âdeta topluma bir müjde olarak sunuluyor, topluma bir müjde olarak lanse ediliyor. Daha önce de ifade etmiştim, AKP Hükûmetinin çok önemli bir yeteneği var: Tozpembe bir tabloyu kapkara gösterme ya da kapkara bir tabloyu tozpembe gösterme konusunda hakikaten yetenekli, hakikaten mahir bir yeteneğe sahip. Bu yasa tasarısı ama özellikle de 21'inci ve 22'nci maddeler yandaşa birer müjde maddesidir. Bu itibarla da her şeyden önce, tasarının üzerinde ihtisas yapacağı alanın kendisi hazine arazileridir, özü itibarıyla beytülmaldir yani tüyü bitmemiş yetimin hakkıdır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yandaşa, yandaş vakfa peşkeş çekme yasa düzenlemesidir.

Şimdi, metnin içerisine baktığımızda ismi zikredilen kimi vakıflara veya kimi kuruluşlara zerre kadar bir itirazımız yoktur ancak ikinci paragrafta "Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan ve öğrencilere yönelik eğitim ve yurt temini faaliyeti bulunan vakıflardan..." diye bir ibare geçmektedir. Yukarıda ismi geçen bütün vakıflar veya kuruluşlar özü itibarıyla bu düzenlemede gizli vakıfların ismini gizlemek amacıyla kullanılmıştır. Bu itibarla da Sayın Bakana soruyorum: Bu potansiyele sahip olan kaç tane vakıf var? Yasa geçtikten sonra bundan istifade edecek olan kaç tane vakıf var ve bu vakıflar içerisinde örneğin TÜRGEV var mıdır? Bu vakıflar içerisinde, örneğin daha önce çocuk istismarıyla itham edilen veya isnat edilen veya ismi anılan vakıflar var mıdır? Daha önce çocukların hayatına mal olan, çocuklarımızın diri diri yanmasına vesile olan kurumlar, vakıflar var mıdır? Çok açık ve net söylüyorum Sayın Bakan: Şu an itibarıyla neredeyse -iki yıllık bir zaman dilimidir- toplum "SS" düzenlemesiyle dizayn edilmeye çalışılıyor. Bu madde de özü itibarıyla bir toplumsal mühendislik çalışması çabasıdır. Toplumsal mühendisliğin eleştirisini en çok yapan bir kesimin bugün topluma bu düzenlemelerle, bu yaklaşımlarla dizayn vermeye çalışmasının da yaratacağı çok başka sıkıntı alanları bulunmaktadır.

Şimdi, müsaadeniz olursa bir hususa daha değinmek istiyorum. Bu "SS düzenlemesi" dediğimiz mevzunun ana kökeninde "Ya satın al ya da sindir..." Bu düzenleme, satın alınanların ihya edileceği bir düzenlemedir. Peki, satın alınamayanlar yani biat edilemeyenler, sindirilemeyenler ne yapılıyor? Kanun hükmünde kararnamelerle kapısına kilit vuruluyor. 1990 yılının karanlığında kurulan İstanbul Kürt Enstitüsünün kapısına kilit vuruldu. Ya, Allah aşkına, bir dile düşmanlık bu şekilde tezahür edilebilir mi? Bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir zihniyettir?

Bir diğer husus Sayın Bakan, bugün, şimdi, bu saatte öğrendim, bu SS politikasının bir diğer yansıması da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine yansıdı; Türkiye'de Kürtçe tiyatro yapan tek bir kuruluş vardı, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu. Şehir Tiyatrosunun 30 kadrolu elemanının işine son verildi ve bu Şehir Tiyatrosu İzmir ile Diyarbakır arasında, Diyarbakır ile Trabzon arasında, Anadolu ile...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN BAYDEMİR (Devamla) - ...Mezopotamya arasında, Kürtler ile Türkler arasında birer köprü rolünü görüyordu. Doğrusu, faşizm hem barışın düşmanıdır hem sanatın düşmanıdır hem de kendisine biat etmeyen herkesin düşmanıdır.

Bu duygularla hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Baydemir.