Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 51 |
Tarih: | 05.01.2017 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 446 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 16'ncı maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Maddeyle, bireysel emeklilik sistemi kapsamında erken ödenmesine sebebiyet verilen devlet katkısı tutarları için uygulanacak mali müeyyidenin belirlenmesi amacıyla düzenleme yapılmaktadır. Bireysel emeklilik sistemiyle ilgili olarak, geçen yıl iş yeri bazlı emeklilik planını içeren ve önemli tutarda devlet katkısı öngören yeni bir düzenleme yapılmıştır. Otomatik katılımlı bireysel emeklilik sistemi yeni yılla birlikte yürürlüğe girmiştir. Çalışan sayısı bin ve üzeri olan iş yerlerinde tahmini 2,2 milyon kişi 1 Ocak itibarıyla sisteme katılmıştır, 2019 yılına kadar çalışanlar kademeli olarak sisteme dâhil edilecektir. Çalışanların hâlen zorunlu ve kamusal bir sosyal güvenlik sistemi, ayrıca isteyenler için gönüllü ve devlet katkılı bireysel emeklilik sistemi bulunmasına rağmen, şimdi de 45 yaşın altında çalışanlara otomatik katılım öngörülmüştür. Çalışana iki ay süreli cayma hakkı verilmiştir. Çalışanlara gelecekte ek gelir sağlanması, hayat standartlarının korunması ve tasarruf ataletinin aşılması bakımından sisteme katılım önemlidir. Ancak, çalışanlar aldıkları aylık ve ücretlerle ay sonunu getiremiyorlar. Elde yok, avuçta yok. Dolayısıyla, bir de bireysel emeklilik sistemi için nasıl pay ayırabileceklerdir?
Tasarruf elbette iyidir, güzeldir ama zorla güzellik olmaz. Aylık ve ücret, bugün milyonlarca kişinin tek gelir kaynağıdır. Çalışanların büyük çoğunluğunun aldığı ücret zaten yetersiz durumdadır. Kamu çalışanları geçinemiyor, özel sektör çalışanları geçinemiyor, asgari ücretli geçinemiyor, taşeron işçileri geçinemiyor. Aldıkları parayla nasıl geçinsinler ki?
Sayın Maliye Bakanımıza soruyorum: Çalışanlara ne kadar maaş zammı verdiniz ki bireysel emeklilik sistemine zorla katıp aylığından kesinti yapacaksınız? Sadece 103 lira artırdığınız net asgari ücretin 53 lirasını nasıl kestireceksiniz? Çalışanlar şiddetli geçim sıkıntısı nedeniyle borç batağına girmiştir. Çalışanlar borçla, kredi kartlarıyla, tüketici kredileriyle geçimini anca sağlayabilmektedir.
Türkiye Bankalar Birliğinin son açıkladığı Eylül 2016 Tüketici Kredileri Raporu'na göre, ülkemizde kullanılan tüketici kredileri tutarının yüzde 64,1'ini, tüketici kredisi kullanan kişilerin de yüzde 66,7'sini ücretli çalışanlar kullanmaktadır. Geliri yetmediğinden borçlanan, bir bankadan bir bankaya koşup tüketici kredisi ve kredi kartı borcunu bir başka bankanın kartıyla ya da kredisiyle kapatmaya uğraşan çalışanları bu duruma düşürenlerin kendilerine pay çıkaracak sorumluluk duygusu olmalıdır.
AKP'nin on dört yıllık icraatı ülkemizde orta sınıfı bitirmiştir, orta direk göçmüştür. AKP iktidarı, dar ve sabit gelirli insanımızı, pazar artıkları arasında sağlam sebze meyve aramaya muhtaç duruma getirmiştir. Hükûmet, çalışanlardan zorla prim almadan, çalışanlara yeni yük getirmeden önce, çalışanların vergi yükünü azaltacak düzenlemeler yapmalıdır. Çalışanlar üzerinde adaletsiz ve ağır vergi yükü bulunmaktadır. Çalışanların aylıkları vergi tarifesinden dolayı aydan aya azalmaktadır. Asgari ücretlinin bile vergi oranı yükselmektedir. Öncelikle, çalışanların vergi yükü azaltılmalı ama ne gezer. Azaltmak şöyle dursun, Hükûmet, çalışanlardan, küçük esnaftan, dar gelirlilerden insafsızca daha fazla vergi almak için çeşitli yollara başvurmaktadır. Hükûmet, yeniden değerleme oranında artırması gereken gelir vergisi tarife dilimlerini daha düşük artırıp ya da hiç artırmayarak, acımasızca daha fazla vergi kesmektedir. Hükûmet, esnafın, çiftçinin, çalışanların gelirlerinden kesip, asgari ücretten bile gasbedip, patronlara para aktarmanın derdindedir. Nitekim, 2017 yılı için yeniden değerleme oranı yüzde 3,83'ken, gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi yüzde 3,17 oranında artırılmış, diğer gelir dilimleri aynı kalmıştır. Bu nedenle, çalışanlar da daha fazla vergi ödemek zorunda kalmaktadır. Bu uygulama düzeltmelidir.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kalaycı.