| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 04.01.2017 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
446 sıra sayılı Tasarı'nın 5'inci maddesi üzerinde söz aldım, bu konuyla ilgili verdiğimiz değişiklik önergesi üzerinde söz aldım ama ondan önce, bu saatlerde çalışmamızın çok doğru olmadığını, sıhhatli olmadığını, sağlıklı olmadığını, özellikle bu konunun sorumlusu olan grup başkan vekillerimizi hiç ayrım yapmadan kınadığımı söylemek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Ama, tabii, kınamada öncelik iktidar partisinin. Herhâlde Doğan Bey'in kabahati, grup başkan vekillerinin de değil ama bu saatte çalışmalarımızın organizatörü Doğan Bey herhâlde.
MUSA ÇAM (İzmir) - En büyük suç onun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Efendim, değişiklik önergemizin konusu Merkez Bankasının toplantılarının, Para Politikası Kurulu toplantılarının 12'den 8'e indirilmesiyle ilgili. Uluslararası literatürde de böyledir. FED'in toplantıları da yılda en az 8 kez yapılır. Bizim toplantılar yılda en az 12 kez yapıldığı zaman mecburen toplantılar yapılıyor, henüz FED toplantıları ya da diğer önemli merkez bankalarının, piyasa belirleyicisi merkez bankalarının toplantıları yapılmadığı için bizimkiler karar almada güçlük çekiyordu, boşuna toplantı yapılmış oluyor, sıkıntı oluyordu, anlamsız oluyordu; bu nedenle 8'e indirilmesi doğrudur. Ama Merkez Bankasıyla ilgili bu konu gündeme gelmişken şunu da söylemek istiyorum: "Merkez Bankasının -kanuna göre, 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu'na göre- esas görevi fiyat istikrarını sağlamaktır." der kanun. Fiyat istikrarıyla ilgili, enflasyonla ilgili son veriyi biliyorsunuz. 2016 yılı enflasyonu maalesef çok yüksek çıktı; 8,53 olarak açıklandı TÜFE. Tahminlerin çok ötesinde oldu. Biz diğer hedeflerin, iktidarın diğer hedeflerinin gerçekleşmediğini ama enflasyon hedefinin aşağı yukarı gerçekleşeceğini umarken bu da maalesef çok saptı. Enflasyonun olması, yüksek olması istikrarsızlık demektir. İstikrarsızlık da ekonomide büyük sıkıntı getirir. Maalesef, önümüzdeki yıl yani içinde bulunduğumuz yıl ve sonraki yıllarda bu istikrarsızlığı, sıkıntıyı, ekonomide denge sağlanamamasını, bunun sıkıntılarını çok fazla yaşayacağız, şimdiden bunu görüyoruz. Bununla ilgili önlem alınması lazım.
Ben demin soru-cevap bölümünde Sayın Maliye Bakanına bir soru yönelttim, dedim ki özellikle bu TÜİK'in açıkladığı yeni seri millî gelir rakamları sonrası gelirimiz yüzde 20 arttı kâğıt üzerinde ama bu, birçok konuyu da beraberinde değişiklik olarak getiriyor. En azından OVP'de bu değişiklikler yapıldı mı; buna uygun, buna paralel değişiklikler söz konusu oldu mu? Çünkü mesela millî gelirin gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'i kadar kanuna göre tarım desteği vermemiz gerekiyor köylüye, çiftçiye. Şimdi, millî gelirimiz arttığına göre köylüye yapılması gereken desteğin de artması lazım, şimdi yüzde yarımın altına da düşmüş vaziyette. Son durumu bilmiyorum tam olarak ama zaten yüzde 1'i sağlayamıyorduk, şimdi yüzde yarımın da altına düşmüş vaziyetteyiz.
Vergi yükü konusu; Erhan Bey de anlattı, vergi yükü azalmış oldu. Ee, o zaman, vergilerin artması lazım. Zaten gerçek anlamda doğrudan beyana dayanan gelir vergisini ve kurumlar vergisini alamıyoruz, tahsilat yapamıyoruz. Bu göstergelerden sonra her şey altüst oldu. Yani şu anda ekonomide, ekonomiyle ilgili kurumlarda, ekonomiyle ilgili kurumların koordine edilmesinde büyük bir karmaşa yaşanıyor, büyük bir sıkıntı yaşanıyor gerçek anlamda. Bunu siyaset olarak söylemiyorum, rahatsız olduğum için söylüyorum; bu konuyla ilgili hep beraber bir çözüm bulmamız gerektiği için söylüyorum çünkü siyaseti aşmış, bir kaosa doğru gitmekte ekonomi; bu vaziyette maalesef. Bununla ilgili hepimizin bir şeyler yapması lazım. Güvensiz bir ortam oluşuyor gittikçe ve son yıllarda bu rakam açıklanmıyor, tam olarak da tespit edilmiş değil ama iş adamlarımız Türkiye'den daha çok yurt dışına yatırım yapıyor, maalesef arkadaşlar böyle bir ortam var. Bu ortamda bu şekilde devam edemeyiz, güven ortamının yaratılması lazım bir an önce. Bununla ilgili tedbirlerin bir an önce alınması lazım. Bu şekilde, uydurma torba kanunlarla samimi bir iş yapamayız. Türkiye, bu şekilde yönetilmez, istikrar ve güven ortamı bu şekilde oluşmaz; dibe vurmuş vaziyette. Bunlarla ilgili, hep beraber, üzerimize bir sorumluluk düşüyor, bir şeyler yapalım...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - ...bu konuları tartışalım ama bu iş bu şekilde olmaz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)