GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:50
Tarih:04.01.2017

HASAN SERT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Cumhuriyet Halk Partisinin son günlerde yaşanan elektrik kesintileriyle ilgili vermiş olduğu önerisi aleyhinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım ve yüce Genel Kurulu sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Ayrıca, yılbaşında Ortaköy'de meydana gelen elim olayı da kınadığımı ifade etmek istiyorum.

Benden önce konuşma yapan, Cumhuriyet Halk Partisinden değerli kardeşim Ahmet Bey'e ve Milliyetçi Hareket Partisinden Emin Ayhan Bey'e de değerli açıklamalarından dolayı teşekkür ediyorum.

Biliyorsunuz, ülkemizde enerji sektöründe son on yılda önemli gelişmeler olmuştur. Özellikle elektrik üretimi açısından, kurulu güç açısından, üretim ve tüketimdeki önemli artışlardan dolayı bir hayli başarılı çalışmalar yapılmıştır. Bunun neticesinde, büyük projeler ve büyük projelerin getirmiş olduğu bir rahatlamayı da hep birlikte görmekteyiz.

Türkiye'nin elektrik sektöründe geldiği noktayı rakamlarla inceleyecek olursak elektrik üretiminde dünyada 20'nci sırada olduğumuzu, elektrik üretimimizin 2002 yılında 29 milyar kilovatsaat iken 2014 yılında 239 milyar kilovatsaate ulaştığını görmekteyiz. 2002 yılında 12 bin megavat hidroelektrik kurulu gücümüz varken 2014 yılında 22 bin megavata geldiğini de yine görmekteyiz. Ayrıca, 2002 yılında 300 tane elektrik üretim santralimiz varken 2014 yılında bunun 900'ü geçtiğine şahit olmaktayız.

Bütün bunları bir ön bilgi olarak vermek istiyorum ama esas itibarıyla önergeye zemin teşkil eden elektrik kesintileriyle ilgili birtakım teknik bilgileri açıklayıp gerek milletvekili arkadaşlarımızı gerek kamuoyunu bilgilendirmek istiyorum.

Biliyorsunuz, elektrik kesintileri daha çok İstanbul bölgesinde ve Trakya bölgesinde olmuştur. İstanbul elektrik açısından nasıl besleniyor, buna bakacak olursak, Anadolu'daki üretilen elektriğin İstanbul'a nakli sırasında 11 tane ana hattın olduğunu görmekteyiz. 11 hattan 4 tanesi İstanbul'a varana kadar Anadolu'nun diğer kesimlerini beslemekte, diğer 7 hat da Türkiye'nin sanayi merkezi, endüstri merkezi, üretim merkezi olan İstanbul'u beslemektedir. Bu 7 hatta önemli arızalar meydana gelmiştir ama İstanbul sadece bu 7 hattan beslenmiyor. Yine, ayrıca Çanakkale Boğazı'nın altından geçen 2 ana hat var, oradan besleniyor; ayrıca Bulgaristan ve Yunanistan'da bulunan ve orada üretilen elektrik zaman zaman bizim onlardan aldığımız, zaman zaman da onların bizden aldığı 3 ayrı hattan besleniyor. Dolayısıyla, 7 hat Anadolu'dan giden, 2 hat Çanakkale Boğazı'nın altında giden, 3 de Avrupa'dan gelen hatla birlikte İstanbul'un enerji ihtiyacı karşılanmaya çalışılmaktadır.

Tabii, 29/12/2016 tarihinde yani yılbaşından iki gün önce meydana gelen olaylarda, coğrafi şartlarda, ağır kış koşullarında İstanbul-Adapazarı bölgesinde tüm iletim hatlarımızda buzlanma ve şiddetli rüzgâr nedeniyle bugüne kadar yapılan tespitlerle yüzlerce direk ve 200'den fazla da toprak kulesi kaymıştır. Aslında bu kaymaların neticesinde oluşmuş olan bu enerji kesintisi, gerçekten İstanbul bölgesinde olan üretime olumsuz yönde etki etmiştir ama burada Enerji Bakanlığını suçlayacak olan neden şu olmalıdır... Biz müdahale yapmamış olsaydık, Enerji Bakanlığı müdahale yapmamış olsaydı, önlemleri almakta gecikmiş olsaydı haklı bir önerge verilmiş olabilirdi ama anında üretilen çözüm aşamalarından sonra yapılmak istenen hedefe varılmak için sarf edilen gayret, bu önergeyi anlamsız kılmıştır. Dolayısıyla, olağanüstü kış şartlarının devam ettiği bölgede olağanüstü bir çalışma performansıyla, orada özellikle de çoğu insan gücüyle, kar makineleriyle, kar araçlarıyla, büyük yol araçlarıyla düzeltilecek olan sistemlerle derhâl operasyonlara başlanmıştır.

Bu noktada, iller bazında yapılan kesintilere bakacak olursak: Mesela İstanbul Avrupa Yakası, Anadolu Tekirdağ, Kocaeli bölgeleri yoğun olarak elektrik kesintisinin olduğu bölgelerdir. Bu bölgelerde, perşembe günü kısmen elektrik kesintileri olmuştur. Cuma günü yani 30/12/2016'da bunların bir kısmı onarılmaya çalışılmış olsa da yine enerji kısıntıları devam etmiştir. 31/12/2016 tarihinde yani Cumartesi günü İstanbul Avrupa yakasında sadece 200 megavat enerji kısıntısına gidilmiştir. Aslında tamamına enerji yüklenmeye çalışılmıştır.

İstanbul Anadolu yakasında hiçbir noktada enerji kesintisi olmamıştır 31/12/2016 itibarıyla; Tekirdağ'da, Kocaeli'de enerji kısıntısı olmamıştır. 1 Ocak 2017 ve 2 Ocak 2017 tarihinde de hâlen enerji kesintileri kaldırılmıştır, bir iki nokta hariç. Bunlar hangi noktalar? Trakya bölgesinde demir çelik bölgeleri, Trakya bölgesinde OSB bölgesi ayın 1'ine kadar kesintilerin olduğu bölge, Adapazarı'ndaki demir çelik bölgesi ve Adapazarı'ndaki OSB bölgelerinde pazar akşamına kadar kısmen kesintiler olmuş, pazartesi, salı yani dün ve önceki gün normale dönmüş, bugün de sadece Trakya bölgesindeki demir çelik sahasında küçük oranda kesintiler yapılmaktadır.

Aslında biraz önce söylemeye çalıştığım, bu bölgelerde kesintilerin olması kısmen normal diyebiliriz, müdahale etmemiz gecikmiş olsaydı haklı olan nedenler çoğalmış olacaktı. Benim Amerika'da kaldığım dönemlerde de, uzun süren elektrik kesintileri -tabii afetler neticesinde- birçok defa rastladığımız olaylardır. Bu, Hükûmetin başarısızlığını da ispat etmez; bu, Enerji Bakanlığının başarısızlığını da ortaya koymaz.

Şimdi bir başka açıdan bakacak olursak, arıza nedeniyle "off" olan enerji hatlarında yine dakika dakika ve saat saat, Kocaeli'de, Adapazarı'nda, Ada 2 Doğal Gaz Çevrim Santralinde, Osmanca'da, Beykoz'da, Makine OSB'de, "Yeni Doğal Gaz" dediğimiz Dilovası mevkisinde ve Tepeören'de birçok noktalarda acil olarak düzeltilme çalışmaları yapılmıştır, halkımızın ve özellikle üretim yapan kesimlerin, fabrikaların enerji ihtiyaçları tolere edilmeye çalışılmıştır.

Bunları yaparken çok acil çalışmalar arasında, arızadan hemen sonra yakın bölgelerden intikal eden 11 ekiple bu çalışmalar tolere edilmeye çalışılmış, 164 personel, 5 adet kar aracı, iş makineleri AFAD'ın ve diğer kurumların tüm imkânları bölgeye sevk edilip halkımızın mağduriyeti giderilmeye çalışılmıştır.

Değerli arkadaşlarım, ayrıca, son on yıl incelendiğinde, 2005 yılında elektrik tüketimimiz 160 milyar kilovatsaat iken 2015'te bu rakamın 264 milyar kilovatsaate çıkması Türkiye'nin hangi noktadan hangi noktaya geldiğini göstermektedir.

Burada özellikle üzerinde durduğum bazı konuları da ilave etmek istiyorum, siyasi olarak birkaç konuya da dokunmak istiyorum. Türkiye'de kamu düzeni mutlaka sağlanmalıdır, devlet bu konuda kararlılığını azami seviyede göstermelidir. PKK operasyonları azaltılmadan sürdürülmelidir. Silahlı örgütler, her kim olursa olsun, tüm partiler tarafından kınanmalıdır. Silahlar mutlaka gömülmelidir. DAEŞ ve PKK'nın hak arayan bir örgüt olmadığı açıklanmalıdır. Kürtler ve özgürlükler desteklenmeli; PKK, DEAŞ, DHKP-C, YPG sorgulanmalı ve lanetlenmelidir. Ayrıca, olağanüstü hâlin üç ay daha uzatılması için Meclisteki arkadaşlarımızın dün vermiş olduğu desteği de önemsiyorum, kıymetli buluyorum ve teşekkür ediyorum.

Yine, daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde kullanılan, bazı milletvekili arkadaşlarımızın kullanmış olduğu... "Devlet katlediyor, katliam yapıyor.", "Hainsiniz.", "Münafıksınız.", "Satılmışsınız.", "Alçaksınız.", "Kanda boğulacaksınız.", "Mutlaka yargılanacaksınız.", "Beyninizi satmışsınız.", "Kürtler katlediliyor." gibi sözcükleri kullanan arkadaşlarımı özellikle kınıyorum. Ayrıca, şimdi bu kadar olumsuz söylemleri üretip sonra da gruplarda karanfil dağıtmayı çok şık ve anlamlı bulmuyorum.

Yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)