| Konu: | İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, (2/80) esas numaralı 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/79) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 03.01.2017 |
GAYE USLUER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, biraz önce üçüncü OHAL dönemi Adalet ve Kalkınma Partisi oylarıyla kabul edildi. Altı aydan beri OHAL hâlindeyiz; tutuklamalar, ihraçlar, işten açığa alınmalar, gözaltılar... Altı aydan beri ülkede OHAL'de ne değişti de bir üç ay daha OHAL ilan ediyoruz? Ülkenin içi ve dışı, duvarların içi ve dışı açık hapishaneye döndü; konuşan, fikrini söyleyen, okuyan ve düşünen herkes ya gözaltında ya da tutuklu. Adalet sistemimiz kangren oldu, eğer bu kangreni hep birlikte tedavi etmezsek bilin ki bir gün bu kangren sizin de bacağınızın kesilmesine neden olacak.
Dün can yoldaşı olan arkadaşlarınız bugün eğer başınıza bomba yağdırdılarsa yarını daha iyi düşünmeniz gerekiyor. Her zamankinden daha fazla özgürlük, her zamankinden daha fazla laiklik vurgusuna ihtiyacımız var. Bakınız, Sayın Sezgin Tanrıkulu'nun vermiş olduğu kanun teklifi son derece önemli. OHAL adı altında altı aydan beri temel insan haklarının tamamı ayaklar altında. Otuz güne kadar gözaltı, aylardan beri tutuklu olup neyle suçlandıklarını bilmeyen insanlar, hâlâ yargı önüne çıkmayı bekleyen insanlar bizim vatandaşlarımız. Devlet bireylerin, yurttaşlarının can güvenliğini ve hürriyetlerini korumak ve gözetmekle yükümlüyken bugün devlet tüm yurttaşlarını potansiyel suçlu ilan etmiş durumda.
Değerli milletvekilleri, bu ne yaman çelişki, bu ne yaman karşıtlık, bu ne yaman paradoks. Cezaevlerinde daha ne kadar tutuklu kalacaklarını bilmeyen gazeteciler, akademisyenler, hâkimler ve askerler... "Size muhalif herkes düşman ve size muhalif herkes OHAL'de tutuklanmalı." mı diyorsunuz? İnsanların inançlarını sömürdünüz, meslek onurlarını çiğnediniz, yetmedi. Fikrini söyleyen bir gazeteciyi tutukluyorsunuz da yandaş kanallarda, yandaş gazetelerde nefretini kusan, linç operasyonları başlatan kendini bilmezleri neden alkışlıyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
Hırçınlığınızın giderek artmasının nedeni ayağınızın altındaki yerin sarsılması. Ayağınız kaydıkça hırçınlığınız da artıyor. Dün Ergenekon'dan içeri aldığınız insanlara "Pardon." dediniz. Peki, yarın ne olacak? Bugün tutuklu olanlardan ne zaman özür dileyeceksiniz? Bugün tutuklu olanlardan özür dilerken yeniden "Kandırıldık." demeye yüzünüz olacak mı?
Ahmet Şık FETÖ'nün ipliğini pazara çıkarırken, bugün Ahmet Şık'ı FETÖ propagandası yapmaktan içeri alan sizlersiniz. Ahmet'ten, Ahmet'in yazdıklarından ve tüm doğrulardan korkuyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Ahmet içeriden hepimize mesaj göndermiş, diyor ki: "Enseyi karartmayın." Ben de buradan Ahmet Şık'a ve onun gibi dokuz köyden kovulanlara selam gönderiyorum. İçeri hapsettiğiniz insanların aydınlık zihinlerini asla ve asla kirletemeyeceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Ve son olarak diyorum ki: "Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın." demiş Albert Camus. Ben de diyorum ki, bir iktidarı tanımak istiyorsanız o iktidarın hapishanelerde kimi tutsak ettiğine bakın.
Saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Usluer.