| Konu: | Son günlerdeki gelişmeler ve iç güvenliğe ilişkin Hükûmet adına gündem dışı açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 03.01.2017 |
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; son günlerde yaşanan olaylar ve iç güvenlik tedbirleri konusunda İç Tüzük'ün 59'uncu maddesi hükmü gereğince Genel Kurulumuzu bilgilendirmek üzere söz almış bulunuyor, yüce heyetinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hangi ülkede meydana gelirse gelsin, terör, yerel veya bölgesel değil global, uluslararası bir sorundur; uluslararası ayaklara, bağlantılara ve desteklere sahiptir. En önemlisi, terör, hem şekil değiştirmiş hem de biçim değiştirmiştir; kaynakları, ilişkileri, kullandığı araçları itibarıyla da şekil değiştirmiştir. Birbirinden çok farklı gibi görünen terör örgütlerinin tek çizgide buluşabildiği, dönüşebildiği, eylem tarzlarını dönüştürebildiği bir terör yapılanması bugün dünyanın tamamını tehdit etmektedir.
Dünya 21'inci yüzyıla terör ve göç gibi sorunların gölgesinde adım atmıştır. Özellikle Orta Doğu küresel güçler tarafından terörün tecrit edilmiş oyun alanı gibi görülmüş, burada palazlanmasına bir şekilde ortam sağlanmıştır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarını "ekonomilerini düzeltici savaş" olarak değerlendiren dünya, Orta Doğu'yu da "ekonomilerini düzeltici bölge" olarak görmek gibi küresel bir yanlışın içindedir.
Küresel terörizmi koordine edenler, küresel planların doğrultusunda bölgemizdeki arzularını gerçekleştirmek istemekte ve adımlarını buna göre atmaktadırlar. Bunun neticesinde, 21'inci yüzyılın devlet sistemlerini tehdit eder hâle gelen, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü kabul etmeyen bu yapı sınır tanımadan dünyanın medeniyet seviyesine karşı ataklarına başlamıştır. Terörün, Halep'teki insani yardımdan Andrey Karlov suikastine kadar, Kayseri, Beşiktaş ve Ortaköy patlamalarıyla cevap vermesi bu karanlık arzuların yansımasıdır. Terör bu ataklarla Türkiye'de ekonomiye zarar vermek istiyor, yerli ve yabancı sermayeyi ürkütmeye çalışıyor, Türkiye'nin en önemli gücü olan kardeşliğine ve birliğine zarar vermek istiyor. Ancak Türkiye bu ataklara her seferinde kendi medeniyet kodlarıyla, Anadolu'nun medeniyet kodlarıyla cevap vermiştir. 7 Haziran sonrası başlayan terör hadiselerine Marmaray'la, Osmangazi Köprüsü'yle, 15 Temmuzda Yavuz Sultan Selim Köprüsü'yle, Avrasya Tüneli'yle cevap vermiştir. Terörün, bu noktada, Türkiye'yi 2023, 2053 ve 2071 hedeflerinden döndürmesinin mümkün olmayacağı verdiğimiz bu cevaplarla çok açık ve nettir. Türkiye, bu cevaplarının yanı sıra Emniyet güçleriyle, polisiyle, Jandarmasıyla, güvenlik korucularıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin mensuplarıyla terörü kaynağında yok etmek için yeni bir mücadele konsepti içinde, devlet sorumluluğu içerisinde, hukuk ve demokrasi içinde terörle mücadelesini sürdürmektedir. İçeride PKK, uzantıları ve FETÖ'yle ve aynı zamanda DEAŞ'la; dışarıda Fırat Kalkanı operasyonu vasıtasıyla DEAŞ'la etkin bir mücadele sürdürülmektedir. Terörün şekil değiştirmesine karşı ülkemiz de bu yeni mücadele konseptiyle tehlikeyi kendi sahasında değil oluştuğu noktada bertaraf etmeyi önceleyen, güvenlik politikaları ile ekonomiyi, gençlik politikalarını, sosyal politikaları entegre eden bir anlayış ortaya koymuştur.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; bugün Türkiye sadece terörle mücadele değil, terörü tasfiye etme noktasındadır. İzniniz olursa bu aşamada yapılanları şöyle bir gözden geçirmek ve yüce kurulunuza bir bilgi arz etmek isterim: PKK'yla mücadelede, bir, "girilemez" denilen sözde tüm üs ve barınma bölgelerine girildi. Sadece son üç ayda 5.826 operasyon gerçekleştirildi.
İki, merkez ve taşradaki tüm birimlerimizle birlikte tam bir koordinasyon içerisinde terörle mücadeleyi yürütüyor, operasyonlarımızı yapıyoruz, Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Özel Harekâtımız, Polis Özel Harekâtımız, güvenlik korucularımız hep birlikte.
Ve yine Genel Kurulumuza şu bilgiyi ifade etmek istiyorum: Son on beş günde, yirmi günlük zaman zarfı içerisinde güneydoğuda yaklaşık 10 vilayetimizi dolaştım. Her birinde bir taraftan sivil toplum örgütleriyle, valilerimizle, kaymakamlarımızla, güvenlik korucularımızla, aşiretlerimizle ve hemen hemen herkesle sabahın saat sekizinde, dokuzunda başlayan ve gecenin saat birine, ikisine kadar giden "Acaba neyi, nasıl yapmalıyız?" ve "Türkiye'yi terörden nasıl arındırmalıyız? Neyi daha doğru anlatmalıyız?" şeklinde hakikaten tam bir saha çalışması neticesinde bir çalışmayı ortaya koyduk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Öğrendiklerimizin çok olduğunu ifade etmek istiyorum çünkü eğer terörü tasfiye etme konusunda bir irade sahibiysek, bunu, terörün özellikle karşı karşıya kaldığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde de insanlarımızla, orada çalışanlarımızla, güvenlik kuvvetlerimizle, evlatlarımızla hem bilgi açısından hem de moral ve motivasyon açısından iyi bir noktaya taşıyacağımız önemlidir.
Üç; kış aylarında -ocak, şubat, mart- kırsalda yine bu bilgilerimiz çerçevesinde güvenlik kuvvetlerimizle oturduk "Sadece bahar aylarında ve yaz aylarında değil, kış aylarında da terörü çaresiz bırakmak zorundayız." diye yaklaşık 125 üs bölgesinde operasyon planladık. İfade etmeliyim ki, Kasım 21'den itibaren bu üs bölgelerinde sürekli -1 metre de kar olsa, 1,5 metre de kar olsa, eksi 20 derece soğuk da olsa- orada evlatlarımız büyük bir mücadeleyi kararlılıkla ortaya koymaktadır.
Dört; yine şunu söylemeliyim ki: Şu ana kadar da 57 bölgede 85 operasyon yapıldı. 2016 yılında bu bölgede tespit edilen 485'i son üç ayda -bunun da altını çizmek istiyorum- 805 adet sığınak, barınak kullanılamaz hâle getirilmiştir. Bunun sebebi tektir, terör örgütüne, PKK'ya, KCK'ya, YPG'ye kış üslenmesi imkânı vermemek için güvenlik kuvvetlerimiz büyük bir stratejiyle çalışma ortaya koymuştur.
Beş; terör örgütünün köy ve şehir yapılanmalarında faaliyet gösteren, yardım ve yataklık yapan, lojistik ve eleman temin eden kişi, sivil toplum örgütleri ve diğer yapılanmaların tamamına karşı operasyonlar yapılarak idari ve adli mercilerle gerekli cezai yaptırımlar da aynen uygulanmaya devam etmektedir. Bu sabah dahi teröre müzahir olan ve milislik yapan, milislik yaptığını iddia edenlerin gözaltına alındığını, hangi kilometrede olursa olsun, ne noktada olursa olsun bu mücadelenin devam ettiğini ifade etmek isterim.
Bir taraftan hava unsurlarımızla birlikte bunu devam ettiriyoruz. Kalekol, kulekol, polis güvenlik noktası yapımı ve buraların gece görüş ve termal kameralarla donatılmasını ve merkeze entegre edilip izlenmesini sağlıyoruz. Yani teknolojiyi en üst seviyede kullanabilecek bir hâli de terörle mücadelede ortaya koyuyoruz.
Yine sınır güvenliğini sağlayarak terör örgütlerinin ülkemize sızması ve özellikle kaçakçılık yolunda terörün finanse edilmesinin önüne geçiyoruz. 911 kilometre Suriye sınırı, 42 kilometre Ağrı-Van sınırı, 58 kilometre Iğdır-İran sınırı, 75 kilometre Çukurca-Dağlıca yolu ve 76 kilometre Şırnak-Van-Siirt hatlarına güvenlik yol yapımları konusunda da... Bilmenizi istiyorum ki özellikle Suriye hattındaki güvenlik duvarlarında son noktaya geldik. Daha üç gün önce, dört gün önce cuma günü Toplu Konut İdaresiyle birlikte Ağrı ile Iğdır hatlarımızın tamamına güvenlik duvarları yapılması konusundaki protokolümüzü icra ettik. İnşallah çok yakın bir zamanda da... Çünkü Iğdır sınırı kaçakçılıkla ilgili, Ağrı sınırı da özellikle Tendürek'te terör örgütünün yuvalanmasıyla ilgili önemli süreçlerden bir tanesidir.
Yine, şunu ifade etmek istiyorum ki Emniyet Genel Müdürlüğümüz 264.294, Jandarma Genel Komutanlığımız 138.580, Sahil Güvenlik Komutanlığımız 5.233... Ayrıca, 47.354 güvenlik korucusu, 18.355 gönüllü güvenlik korucusu olmak üzere toplam 65.889 güvenlik korucusu bulunmaktadır.
Yüce heyetinize ifade etmek istiyorum: Terör örgütünü adım adım izliyoruz ve terör örgütünü izlerken de -altını çizerek söylüyorum- hangi hareket kabiliyetlerini ve stratejilerini ortaya koymaya çalıştıklarını da bir şekilde öğrenip tedbirlerimizi, ona göre, terör örgütünün hamlelerinden önce yapmak üzere ortaya koymaya çalıştığımızı bir kere daha ifade etmek istiyorum. Bunu şunun için söyledim: 10 bin polis alımı yapıldı, artı 10 bin Özel Harekât alımı yapılıyor. Normalde bizim polislerimizin altı ay, yedi ay normal öğrenim zaman dilimleri vardır. Bir çalışma daha yaptık, cumartesi ve pazarı da öğrenim günleri içerisine koyduk. İnşallah, 20 Martta yeni polislerimiz sahada olabilecek şekilde -özellikle FETÖ'den ihraç edilenlerin yerine- polis gücümüzü bir şekilde takviye etmek suretiyle öğrenim dönemini, zaman dilimini biraz daha geriye çekip polis gücümüzü sahada biraz daha takviye eden bir anlayış ortaya koyduk.
Yine, 13.150 Jandarma, 790 Sahil Güvenlik, 733 bekçi ve güvenlik korucuları... Güvenlik korucularının statülerini değiştirdik. Yani, 45-50, 50-55 yaşları arasındaki güvenlik korucularımızdan 45-50 arasını ihtiyari olarak, 50'den sonrasını da mecburi olarak emekli ediyor, yerlerine onların yakınlarını almaya çalışıyoruz. Sebebi şu, çok net ve açık: Bugün korucularımızın yaş ortalaması yaklaşık 41. Hedefimiz, onu 32'ye düşürmek ve bu mücadeleyi onlarla beraber sahada daha güçlü bir şekilde yapabilmektir. Emekli ettiğimiz koruculardan da istifade edeceğimizi burada bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Yine, teröre yardım ve yataklık yapan lojistik ve finansal destek sağlayan belediyelere görevlendirme yapıldı. Bu konu da gensoru oylamasının konularından birisi olduğu için de bu konuda daha tafsilatlı ve geniş bilgiyi heyetinize ifade edeceğim.
Yine bunun yanı sıra, terör örgütünün haraç, bağış, kaçakçılık, müzahir şirket, belediyelerden elde edilen gelirlerine yönelik operasyonlar yapılmaktadır. 26 Aralıkta 5 ile yönelik 15 milyon dolarlık bir operasyonu gerek Jandarma gerek Emniyet istihbaratımız vasıtasıyla tamamlamış bulunmaktayız. Ama önümüzdeki günlerde özellikle terörü besleyen bu anlayışa yönelik operasyonlarımızı sıklaştıracağımızı da ifade etmek istiyorum. Terörün hangi bağlantısı varsa çok net bir şekilde burada bilmenizi isterim ki o bağlantılarını tek tek tespit edip hukuka, adli mercilere gönderen ve orada yargılanmalarını sağlayan bir anlayışın içerisinde olduğumuzu bir kez daha heyetinizin huzurunda belirtmek isterim.
Yine terörün en önemli paydaşlarından ve ortaklarından bir tanesi olan narko terörle mücadele yani PKK, KCK terör örgütünün uyuşturucudan sadece yılda 1,5 milyar dolar gelir elde ettiği değerlendirilmektedir. Sadece Lice'de 4 milyar lira değerinde uyuşturucu ele geçirildi. Yine geçen gün Lice'de 4.630 kilogram toz esrar ele geçirildi.
Yani yapılan bütün operasyonlar da bilmenizi isterim ki hedefe yönelik operasyonlardır. İllerimizin uyuşturucu bölge haritasını çıkardık. Nerelere operasyon yapacağımızı ortaya koyduk. Tek tek bu operasyonları, nasıl terörün üs bölgelerinin operasyonlarını yapmış ve ortaya koymuş ve devam ettiriyorsak aynısını uyuşturucu konusunda da değerlendirdiğimizi yine bilgi olarak arz ederim.
Yine narko terör konusunda narko timler önemli organizasyonlardır, Emniyet organizasyonları. İllerin sayısını 29'dan 50'ye çıkardık. Bu da Türkiye'nin yüzde 92'sinde narko terörle mücadele edebilecek eleman sayımızın oluştuğunu çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Derneklerle ilgili konuya da akşam yine fırsatımız olursa, yine gensorunun bir konusu olduğu için cevap vereceğim. Türkiye'de yaklaşık 110 bin dernek var. Bu derneklerden 1.108'i FETÖ bağlantılı, 189'u PKK, KCK; 20'si DHKP-C, 8'i de DEAŞ olmak üzere, toplam 1.325 dernek kapatılmıştır.
Yine, özellikle patlayıcı maddeleri engellemek, patlayıcı maddeleri taşıyanların engellenmesini sağlayabilmek için şehir güvenliği ve yol güvenliği bizim en önemli unsurlarımızdan bir tanesidir.
Yol güvenliği: Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumak, terör örgütlerinin hareket alanını daraltmak amacıyla Jandarma, Emniyet ve koruculardan oluşan karma timlerle yirmi dört saat esasına göre 2.650 kontrol noktasında 24.500 personelin katılımıyla sürekli yol güvenliği uygulaması yapılmaktadır. Tüm kent güvenliği yönetim sistemleri, PTS, EDS, belediye, UKOME, akaryakıt istasyonları, AVM otoparklarındaki PTS'ler, PolNet entegresi yapılıyor. Bilmenizi istiyorum ki bu entegreyi yaklaşık üç aydır, dört aydır... Yani bir taraftan OGS'yle kara yollarından gidenin entegresi yine Emniyetin sistemine, akaryakıt istasyonunda benzin alanın entegresi Emniyet sistemine, AVM'nin otoparkına girecek eğer yanlış bir araçsa Emniyet sistemine ve yine ifade etmek istiyorum ki bütün bunların tamamını koordine eden özellikle belediyelerin UKOME'lerin sistemi de Emniyet sistemine düşecek. Yani, terörle ilgili bu adımı atarken de tedbirlerimizi en güzel şekilde alıyoruz.
Yine, bu da sevindirici bir haber: Doğu illerimizin 22'sinde 1 Mart 2017 tarihinde Plaka Tanıma Sistemi'nin tamamını ASELSAN'la yapmış olduğumuz bir sözleme sonucunda bitireceğimizi de burada ifade etmek isterim. Yine, özellikle çalıntı araç ve sahte plakalarla ilgili kanun hükmünde kararnamelerde düzenlemeler yaptık. Bu çok önemliydi yani cezaları çok düşüktü ve bu konuda trafikten men gibi, ceza gibi çok düşüklükler söz konusuydu. Burada ciddi şekilde yani Emniyetin kendi tarif ettiği plaka modelinin dışında bir plaka yazılmasının, onun Plaka Tanıma Sistemi tarafından veya teknik sistemler tarafından okunmasını engelleyen bütün sistemleri yani plaka yazımlarını ortadan tamamen kaldırdık. Bu düzenlemelerle alarm üreten araç sayısı 1 milyon 43 binden 489 bine indirilmiştir. Sebebi şu: Nokta araç, nokta hedefi, nokta tayini ortaya koyabilmek, daha fazla ve silinmemiş araç üzerinden, hedef olmayan araç üzerinden güvenlik kuvvetlerimizin zamanını engellememek için bu tedbirlerin tamamını ortaya koyduk. Özellikle halkın yoğun olduğu yerlerde; metro, tramvaylar, otobüsler, otobüs mola yerleri ve terminaller, tren garı, havalimanı, liman iskeleleri gibi halkın yoğun olduğu yerlerde güvenlik tedbirleri artırılmaktadır. Bu konuda çok netiz. Geçen gün yine bir Güneydoğu Anadolu vilayetindeydim. Bir AVM yetkilisi güvenlik tedbirlerini artırmayacağını, norm güvenlik tedbirlerine uymayacağını söyleyince kendisiyle görüştüm ve kendisinden rica ettim: "Ya artırırsınız ya da biz bu AVM'yi kapatmak zorunda kalırız." Yine, aynısı, Ankara'da uluslararası bir şirketle karşı karşıya geldik. Yani, bir uluslararası şirket "Biz güvenlik tedbirlerimizi sizin normlarınızda artırmayız." dediğinde, Ankara Valimize sadece "O ülkenin içişleri bakanını arıyorum ve bu şirketin kendi ülkelerinde aynı güvenlik tedbirleri istendiğinde böyle bir cevap verip veremeyeceği kabiliyeti olup olmadığını kendisine söyleyeceğim." Dediğimde, ilgili şirket çağırıldı -çok büyük bir şirket- ve tüm güvenlik tedbirlerini alma konusundaki iradeyi ortaya koydu.
En önemli mesele, günübirlik kiralık evler terör konusunda bizim temel problemlerimizden bir tanesiydi. Bu konuda da onların Emniyete bildirilmesi hususunu kanun hükmünde kararnamede çıkardık.
Yine, akaryakıt istasyonlarıyla ilgili Enerji Piyasası Düzenleme Kurumumuzla bir protokol imzaladık.
Yine, çocuklarımızın gittiği okullarla ilgili, yaklaşık ifade etmek istiyorum ki 17 bin civarında okul tespit ettik ama bunların içerisinde en öncelikli 762 okulla ilgili Millî Eğitim Bakanlığımızla bir protokol gerçekleştirdik. Üç ay içerisinde 762 güvenlik öncelikli okulun tüm kamera sistemlerini oluşturuyoruz.
Yine, sosyal medyada son altı ayda örgüt propagandası yapan, milletimizin temel hassasiyetlerine dokunan, karşılıklı nefreti ortaya koymaya çalışan her kim varsa bunları savcılıklarımızla beraber takip ediyoruz. Bu konuda 3.847 kişi hakkında işlem yapılmış ve 1.729'u da tutuklanmıştır. Yani, sosyal medyada herkesin ülkemizin birliğine, beraberliğine, bütünlüğüne, huzuruna, sükûnuna ve bizim kardeşliğimizi ortadan kaldırabilecek birtakım nefret üretici söylemlere karşı adımlarımızı da atmış durumdayız.
Yine, bununla ilgili sonuçlara gelmek istiyorum. 2016 yılında 339 önemli olay engellenmiştir. 313'ü PKK, 22'si DEAŞ, 4'ü radikal sol örgüt; 247 patlayıcı, 61 bombalı araç, 23 canlı bomba şüphelisi, eylem yapacak 42 örgüt mensubu yakalanmıştır. Son üç ayda ise 80 önemli olay engellenmiştir.
Örgüte katılım durumu, 2015 yılında 3.572 teröristken 2016 yılında 559 terörist olmuştur. Son iki aydaki rakamı size vermek istiyorum, sadece 5; son iki ayda örgüte katılım bütün izlemelerimiz ve takiplerimiz sonucu sadece 5 olmuştur. Teslim olma, son on yedi yılın en yüksek seviyesine çıkmış, 2016 yılında 457 kişi terör örgütünden kaçarak adli makamlara teslim olmuştur. 2016 yılında 110 sözde üst düzey terörist -80'i arananlar listesinde- etkisiz hâle getirilmiş, son üç ayda arananlar listesindeki 44 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.
DEAŞ'a yönelik yapılan operasyonlarda 2016 yılında 3.506 DEAŞ mensubu gözaltına alınmış, 1.531'i yabancıdır. Bunlardan 694'ü yabancı olmak üzere 1.338'i tutuklanmıştır. Şunu yüce heyetinize söylemek istiyorum: Tam iki aydan beri DEAŞ'la ilgili çok ciddi çalışmalarımızı, uzun zamandan beri sürdürdüğümüz çalışmaları en yüksek seviyesine getirerek devam ettirmekteyiz. Bütün Emniyet mensuplarımız, Jandarma mensuplarımız bu konuda çok önemli ve çok ciddi çalışmalar ortaya koymuş; Gaziantep'ten İstanbul'a kadar, Konya'ya kadar, Muğla'ya kadar birçok yerde ülkemizin huzurunu bozmaya çalışan, bunun için planlar yapan DEAŞ örgütü mensuplarına operasyonlarımızı devam ettiriyoruz. Yine, yabancı terörist savaşçılarla ilgili yani 145 ülkeden 52.072 kişiye giriş yasağı konulmuştur. 98 ülkeden de 4.019 kişi sınır dışı edilmiştir.
Sadece DEAŞ ve PKK değil, ülkemizin bir diğer baş belası da FETÖ terör örgütüdür. 92.538 kişi gözaltına alınmış, 41.749 kişi tutuklanmış, hâlâ 779 kişinin gözaltı işlemleri devam etmektedir. 2016'da 921 kişi yakalanmış, 421 kişi de tutuklanmıştır.
Bir iki dakikamız daha olabilir mi?
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bakan, devam ediniz.
İki dakika ek süre veriyorum.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Sağ olun.
Değerli milletvekilleri, terör tek bir yere mesaj göndermemektedir; dünyaya, Türkiye'ye, millî iradeye mesaj göndermektedir. Fransa'da 2015'te yılbaşı gecesinde 602 araç yakılmıştır. 2016 yılbaşı gecesinde ise yani bu yılbaşı gecesinde ise 650 araç kundaklanmıştır. Terör tek bir şey istemektedir: Hâkimiyetin demokraside, insanlıkta, insanların özgür iradesinde değil, kendisinde olduğunu anlatmak, zorla kabul ettirmek istemektedir. İşte bu noktada sadece Türkiye değil, bütün insanlık topyekûn bir duruş sergilemek zorundadır. Türkiye terörü bitirir, bitirecektir de; DEAŞ'ı, PKK'sı, FETÖ'sü, KCK'sı, YPG'si vesairesi ama önemli olan terörizmi bitirmektir. Bunu yapabilmek için de bütün dünyanın kararlı bir irade göstermesi gerekir. Dünyanın NATO, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası birlikleri kurduğu gibi, belki de bugün uluslararası terörle mücadele noktasında sadece sözle değil, lafızla değil, tamamen kararlı bu anlayışı ortaya koyabilecek bir yapılanmayı da hepimiz bekliyoruz ve bu, bir veya birkaç ülkenin iradesiyle değil, küresel bir iradeyle çözülmelidir.
Terör, bizi korkutmaya çalışıyor, korkmayacağımızı söylemeyelim. Terör, bizi tedirgin etmeye çalışıyor, tedirgin olmayacağımızı söylemeliyiz. Terör, endişeyle yaşamamızı istemektedir, elbette ki bunun olmayacağını tekrar ifade etmek zorundayız. Buna teslim olmamız mümkün değildir. Tüm kapasitemizi, tüm imkânlarımızı, tüm gücümüzü ortaya koyacak ve elbette terörü, Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi kaynağında yok edeceğiz. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın.
Bilmenizi istiyorum, birçok ataklar yiyoruz. Elbette ki sorumluluk bize aittir. İnanın ki gecenin saat üçüne kadar ne ben ne Jandarma Genel Komutanım ne Emniyet Genel Müdürüm ne Müsteşarım ne de alt tarafta çalışan, bu işin sorumluluğunu yaşayan hiç kimse uyumamaktadır. Bir taraftan terörün "biçim değiştir" anlayışına karşı yoğun bir mücadele ortaya koyuyor, diğer taraftan da bu mücadeleyi ortaya koyan ve gerçekleştiren, terörle mücadele eden güvenlik kuvvetlerimize hem teknik kabiliyet sağlıyor hem de onların morallerinin en üst seviyede olması konusundaki irademizi sergiliyoruz. Hiç endişeniz olmasın, terörle mücadelede hem terörü tamamen ortadan kaldırabilmek, milletimizin huzurunu gerçekleştirebilmek, şu milletin ve şu Millet Meclisinin gündeminden terörü kaldırabilmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Terör sizin sözünüzedir, terör demokrasiyedir, terör bizim sözümüzedir, birliğimizedir ve kardeşliğimizedir.
Bu vesileyle, şehit olan bütün vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet, yaralananlara şifalar diliyorum; hepinizi sevgiyle, saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.