GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:21.12.2016

MHP GRUBU ADINA AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak desteklediğimiz Sinai Mülkiyet Kanunu Tasarısı'nın dördüncü bölümü üzerinde grubumuz adına söz aldım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, saygıdeğer vatandaşlar; sözlerime başlamadan önce terör örgütünün kahpe saldırılarında şehit olan, her biri fidan gibi, birbirinden kahraman Türk evlatlarını rahmetle ve şükranla anıyorum. Genç yaşında Türk evlatlarının hayallerini yıkan, onların karşısına geçecek yüreği bile olmayan kahpe terör örgütlerini Türk milleti olarak lanetliyoruz. Her şehadette biraz daha bileniyoruz, her şehadette bir ölüyor, bin doğuyoruz. Dost düşman, herkes şundan emin olsun: Millet olarak şehadete yolcu ettiğimiz her bir kardeşimiz Türk Bayrağı'nı bir kademe daha göklere yaklaştırıyor. Kırmızı rengini gönüllere düşen kahramanlardan alan bayrağımız daima dalgalanacaktır. Bayrağımızın gölgesinden bile ürken farelere Türk milleti şu dizelerle cevap verecektir: "Delinse yer, çökse gök/ Yansa, kül olsa dört yan/ Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan, ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz/ Bizler bir ölür bin diriliriz." diyen gururlu bir milletin fertleriyiz. Allah'ın izniyle, fırtınayla dolu bu deryadan çıkacak ve sakin limanlara varacağız. İşte, bu yolculukta, içinde bulunduğumuz gemide hepimiz biriz, hepimiz aynı hedefe kürek çeken bir milletin gururlu fertleriyiz. Bizim bu birlik ve beraberliğimize kastedenler kaybedecekler, bizim güvenliğimize kastedenler kendi silahlarıyla yok olacaklar. Bilinsin ki evlatlarımıza kastedenlerin soyları kuruyacak. Bugün dost gibi görünüp bizi sırtımızdan vuranlar kendi tuzaklarında can verecekler. Bir metre toprağımıza göz koyan alçaklar hezimete uğramaya mahkûmlardır. Bu alçakların peşine takılanlara seslenmek istiyorum: Ülkemizi bölmek ve bir karış dahi toprak almak isteyen varsa bunun bedelini ödemeye hazır olmalıdır.

Bu toprakların tek hâkimi Türk milletidir. Ey kirli ellerin taşeronluğunu yapan terör örgütü, yeryüzünün en gururlu milletine kafa tuttuğunuzu zannediyorsunuz ama yanıldığınızı göreceksiniz. Ey terör örgütü, 2000 yılında girdiğin fare deliğinden 2002'de çıktın ve o günden beri hainliğe devam ediyorsun. Hatırlatmak isterim, zaman sürekli akan bir nehir gibidir. Nitekim, Türk tarihi binlerce yıldır hiç durmadan akmaktadır. Geçmişte Türk'e silah doğrultanlar bu nehir yatağının dibini boyladılar. Sen de bu nehir yatağının dibini boylayacaksın ve kimse seni hatırlamayacak. Romantik sempatizanlarının gönlünde yer bulacağını zannediyorsan yanılıyorsun. Onların sempatileri de senin gövdenle birlikte o nehir yatağında çürüyecek. Çirkin hainliklerinle nehir yatağının pislik ve balçıkla dolu ve kimsenin hatırlamayacağı bir bölümünde unutulacaksın. Tarih hainleri değil, kahraman ve mert savaşçıları onurlandırır. Şeref yoksunu namertler ne tarihte ne coğrafyada yer bulamazlar.

Dün bize hainlik edenleri bugün komşu ülkelerde farklı adlar ve farklı üniformalarda görüyoruz. Başka bayrakları omuzlarına takınca kendilerini savaşçı zannedenlere şunu hatırlatmak lazım gelir: Savaşçının bir onuru vardır, savaşçı şerefiyle mücadele eder; savaşçının felsefesi vardır, ancak ülkesi ve vatanı için mücadele eden savaşçı saygıyı hak eder. Hain teröristlere ve radikal farelere baktığımızda gördüğümüz, lağımlarda gezen hastalık taşıyıcı kemirgenlerden başka bir şey değildir. İşte, siz bu nedenle kaybedeceksiniz, siz bu nedenle onursuz farelerden fazla değilsiniz. Sizi himaye eden ve besleyen yabancı ülkelerin habercilerine anlattığınız çatışma hikâyelerini biz, haşerelerle mücadele olarak anlatıyoruz.

Aynı Batılı habercilere seslenmek istiyorum: Kahraman gibi göstermeye çalıştığınız teröristlerin hepsinin gözümüzde haşerelerden bir farkı yoktur. Hayatın anlamını arayan, yolunu kaybetmiş Avrupai ruhlarınızla terörü kollamanızı lanetliyoruz. Bakın, cebinde akrep taşıyan akrep tarafından sokulur. Türk milletine hainlik eden teröristlere şu kadarcık sempati besleyen Avrupalılar, günün birinde o akrep tarafından sokulduklarında bizi anlayacaklardır.

Ey kendisini satranç oyuncusu zanneden küçük diktatörler, birkaç bin kişilik kabile ağaları; en modern silahlara bile sahip olsanız Türk milletinin azmine ve direncine karşı duramazsınız. Babanıza ve dedenize sorun, temiz içme suyunun dahi ne olduğunu Türkler sayesinde öğrendiniz, sonra emperyal bir fistanlının krallık vaadine inanarak sizlere barış getiren necip Türk milletine ihanet ettiniz. Bizim hakkımızda sahte fetvalar uyduranların evleri o günden beri yanıyor, bize "kâfir" diyenler yüz yıldır cehennem ateşiyle yanıyor. Şair boş yere söylememiş: "Türk'e kefen biçenin ölümü korkunç olur." Bunu zor yoldan öğrenmek isteyen her bir teröristi terbiye edecek kadar yiğidimiz var. Kimse merak etmesin, bizde er tükenmez, ezan dinmez, bayrak inmez, vatan asla bölünmez. Allah, kahraman evlatlarımıza güç versin; Allah, hainleri girdikleri inlerde helak etmeyi bize nasip etsin; Rabb'im, Metehan'ın torunlarına dirayet versin; Rabb'im, Alp Arslan'ın, Fatih'in kılıcıyla Türk polisine, Türk askerine yol göstersin; Rabb'im, Türk milletine, Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle Akdeniz'e yürüyen dedelerimizin zaferlerini unutturmasın; Allah, birlik ve beraberliğimizi daim, Türk düşmanlarını helak etsin; Allah Türk'ü korusun ve yüceltsin.

İnşallah, bu kanunla sınai haklarımız daha kolay tescil edilecek, araştırma ve geliştirme projelerinde emekler rahatça korunacaktır. Devlet, fertlerinin fikrî ve sınai haklarını koruyabildiği kadar gelişir.

Bu kanunla, sağlık alanında yapılacak çalışmaların da hakları korunacaktır. Yıllardır yurt dışında özellik tıp, biyoteknoloji ve farmakoloji alanında çalışan Türk bilim adamlarının çalışmalarını ülkemize taşıyabilmelerinin önü de açılacaktır.

Araştırmacılarımızın emekleri, Türk makamları tarafından tescillenerek ülkemizin AR-GE kapasitesi gelişecektir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bilimi, üretimi ve sanayiyi destekleyen, fikrî gelişimlerin önünü açan kanunları büyük bir sevinçle karşılıyoruz. İnşallah, bunun gibi daha fazla kanunu Mecliste istişare etme şansı buluruz.

Esasen, Türk milletinin bizden beklediği de tam olarak budur. Vatandaşlarımız girişimciliği teşvik eden, araştırmacılarımızı baş tacı eden çalışmalara hasret durumdadır. Bundan sonra Türk milleti olarak, beton ve inşaattan ziyade bilgi üretimini esas alan bir toplum olmak istiyoruz. Biz bunu hep birlikte istişare ederek, birbirimize sevgi ve saygı çerçevesinde hareket ederek birleştirirsek bu kanunları Türk milletine yakışır tarzda geçiririz ve bu birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz müddetçe de, biraz önce de ifade ettiğimiz gibi, dünya, cihan üzerimize gelse bizi kesinlikle yıkamayacaktır, birlik ve beraberliğimizi asla bozamayacaktır.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)