| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 20.12.2016 |
AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çok değerli milletvekilleri, hepinize saygılarımı sunuyorum.
"Terör" deyince tabii ki güneydoğu akla en başta gelen bölgelerimizden birisi.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Artık her yer geliyor Sayın Vekilim, artık her yerde terör var, sade güneydoğuda yok.
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Efendim, eğer gerçekten hepimiz demokrat olabilsek, demokrasi lafta kalmasa, insanları sevebilsek, Kürt'ü, Türk'ü, Arap'ı, Laz'ı, Çerkez'i, Müslüman'ı, gayrimüslümanı sevebilsek, bunları laf etmesek, oya çevirmek için bunları kullanmasak, inanın çok samimi olarak söylüyorum, burası bir cennet vatan. Bu vatan hepimize de yeterlidir; Kürt'üne de, Türk'üne de, Arap'ına da, Alevi'sine de, Sünni'sine de ama bir bakıyoruz, ne oluyor bize? Kimler ne yapıyorlar?
Yani, şimdi, burada Kürt menşeli etnik grubuna sahip olan arkadaşlarımız var. Kürtlere çok büyük saygı duyuyoruz. Onlar gerçekten yiğit insanlar, çok sevdiğimiz insanlar. Şanlıurfa'ya baktığınız zaman, Kürt'ü var burada, bakın arkadaşlarım, Kürt'ü var, Türk'ü var, Arap'ı var. Ya, bizim hiç sorunumuz yok arkadaşlar, vallahi billahi sorunumuz yok ya. Bu sorunu kimler çıkarıyor arkadaşlar? Bu sorunu kim yapıyor ya? Peki, maşa olarak kimleri kullanıyorlar? Ne yapıyorlar? Bu ülkeye neler vermek istiyorlar? Yani, ben, bu kardeşiniz, Şanlıurfa'da on yıl Belediye Başkanlığı yaptım. Hiçbir zaman bir Kürt'le, bir Arap'la, bir Türk'le hiçbir sorun olmadı, insanlar birbirini seviyor. Ya, benim torunum, Kürt ve Türk karışımı. Şimdi, benim bu torunuma ne diyeceksiniz siz?
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Bin tane şeyimize niye saldırıldı o zaman iki gündür?
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Ha, şimdi, şu var: O zaman, biz gerçek Türkiye'mizi sevmek zorundayız, gerçek Türkiye için canımızı vermek zorundayız, gerçek Türkiye'nin kıymetini bilmek zorundayız. Biz bunu yapamazsak ne yapabiliriz arkadaşlar? Türkiye Cumhuriyeti ve Hükûmetimiz, Kürtlere hiçbir zaman karşı olmamıştır, olmayacaktır da ama biz Kandil'e karşıyız çünkü Türkiye'yi gerçekten rahatsız etmek, güneydoğuyu ve ülkeyi bölmek istedikleri için karşıyız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yoksa, Kürt vatandaşları bizim canımız. Bizim hiçbir zaman...
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Dilleri serbest mi, eğitim hakkı var mı?
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Bakın, Sayın Vekilim, bizim, Kürtlerle, Araplarla, başka insanlarla hiçbir sorunumuz yok, olamaz. Onlar bizim kardeşimiz, onlar bizim canımız. Zaten Türkiye, sadece Türklerin yaşadığı bir ülke de olamaz, hem Kürtler yaşayacak hem Araplar yaşayacak hem Sünniler yaşayacak hem Şiiler. Amerika'da böyle değil mi arkadaşlar? 50 bin çeşit ırk var ya, bunlar kavga mı ediyorlar? 50 bin çeşit din var, bunlar kavga mı ediyorlar? Ama bizi ettiriyorlar.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Siyaset ettiriyor, siyaset, sizin siyasetiniz.
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Bakın, ha, maşalar ettiriyor, bakın, burada çok önemli. Burada, maşa olan insanlar, maşa olan örgütler bir defa bu Türkiye'yi karıştırmak istiyorlar. Arkadaşlar, demokrat olarak şunu yapmamız lazım: Terör kimden gelirse gelsin, hangi grup olursa olsun, bunun DAEŞ'i, bunun PYD'si, bunun PKK'sı yok; biz buna "terörist grup" diyeceğiz, teröriste "terörist" diyeceğiz. Eğer biz bunu diyemezsek vallahi bir yere gidemeyiz.
Tabii ki terörü önlemek Hükûmetin işidir, görevidir ama...
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - El Nusra'yı, Ahrar'uş Şam'ı da ekle.
BAŞKAN - Sayın Adıyaman...
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Bakın, burada 550 tane milletvekili var; bu, hepimizin de görevidir aynı zamanda. Terörü tek başına önleyen hiçbir hükûmet olmamıştır. Terör hep birlikte, ortaklaşa, kardeşçe, el ele verilerek, ülkenin menfaatleri düşünülerek önlenmiştir. Yoksa "Tek başına AK PARTİ Hükûmeti terörü önlesin..." Ya, tabii, önlemeye çalışalım ama 15 Temmuz ruhunda... Çok teşekkür ediyorum diğer partili arkadaşlarımıza, grup başkan vekillerine, hepsine yürekten teşekkür ediyorum. Terörü önlemek için, bir defa, 15 Temmuz ruhunu bizim kaybetmememiz lazım geldiğine inanıyorum.
Şanlıurfa'dan örnekle başladım, Şanlıurfa'da, samimi olarak, işsizlik var, doğru; enerji problemi de var, bu da doğru.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hiçbir şey çözmemiş bunlar.
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Evet ama yani bir Kürt "Yahu, arkadaş, beni okula almıyorlar", "Beni milletvekili yapmıyorlar.", "Yahu, acaba ben bakan olabilir miyim?"; hiç öyle bir problemimiz yok.
El ele verelim -Şanlıurfa'nın 12 tane milletvekili var- Şanlıurfa'nın problemleriyle uğraşalım, Şanlıurfa'nın daha iyi, nasıl insanca yaşanabilecek bir şehir olması için, onun gayreti içerisinde olalım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şu an millî gelirde sondan 2'nci sırada Şanlıurfa. Ne yaptınız ya on dört senedir?
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Ama dersek ki: "Yahu, Kürtler şöyle, Türkler böyle. Şu şöyle oluyor, bu böyle oluyor..."
Yani ben size soruyorum, İstanbul'da kim patlattı? Hadi bana cevap verin. Kimler öldü? 4 tane şehidimiz vardı, hepsi de Kürt kardeşlerimizdi, hep beraber gittik. Kim kime zarar veriyor? Niye veriliyor? Bunların sebeplerine derinlemesine inmeden bunu çözmemiz mümkün değil.
Bir hekim olarak, eğer bir çocuğun veya bir hastanın ateşi varsa Aspirin veremezsiniz, siz onun nedenlerine ineceksiniz. Bakın, samimi olarak söylüyorum, kardeşinizim: Bizim Şanlıurfa'mızdan, Şanlıurfa'dan bahsediyorum ben. Kürt'ün, Türk'ün, Arap'ın kardeşçe yaşadığı gerçekten bir barış şehridir. Ama bu barış şehrini bozmak isteyenler kimdir? Bu barış şehrini kim bozmak istiyor, hangi sebeple bozmak istiyor? Onun için, bunun sebeplerini mutlaka ve mutlaka araştırmamız ve bulmamız gerektiğine ben şahsen yürekten inanıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti ve partimiz, Kürtlere karşı değildir, Kandil'e karşıdır, bakın, Kandil'e karşıdır. Bizi, ülkemizi bölmek isteyen, bizi vurmak isteyen hangi ülke olursa olsun, bu nereden gelirse gelsin, Türkiye Cumhuriyeti tabii ki ona karşı olacaktır. Gideceksiniz, efendim, dağlarda oturacaksınız, zamanı bulduğunuz zaman, fırsatı bulduğunuz zaman gelip Türkiye sınırı içerisine gireceksiniz, insan öldürüp kaçıp gideceksiniz. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir demokrasi anlayışı olabilir mi? Ondan sonra çıkıyoruz, diyoruz ki: İşte demokrasi. Ya, demokrasi demek, bir defa insan hayatına saygı duymak demektir. Demokrat insan -çok özür dilerim- esasında yüksek sesle konuşmayan kişi demektir. Bağışlayın beni yani çünkü içim yanmış. Yani cennet bir ülke, güneydoğuyu özellikle gezmenizi istiyorum. Kürtlerin ne kadar güzel insanlar olduğunu, ne kadar misafirperver insanlar olduklarını, tabiatın, doğanın orada ne kadar mükemmel olduğunu, tarımın ne kadar gelişmiş olduğunu, Mezopotamya'nın gerçekten önem verildiğinde Kürtlerin ne kadar mutlu ve refah içerisinde yaşayacaklarını özellikle size anlatmak istiyorum arkadaşlar.
Onun için, bir defa samimi olmamız lazım, 550'miz de samimi olacağız. Samimi ve dürüst bir şekilde -Kürt halkı da Türk halkı da Arap'ı da Çerkez'i de- diyeceğiz ki: Bir ülkemiz var, bir bayrağımız var, bir vatanımız var. Ha ondan sonra, eksikliklerimiz nelerdir? Kürtlerin, Türklerin, Arapların bu konuda kültürel haklarında ne eksiklikler vardır? Hep beraber çözeceğiz. Biz demiyoruz ki: "AK PARTİ olarak gerçekten on dört yıldan beri çok güzel şeyler yaptık." Vallahi demokraside çok büyük ilerlemeler oldu. Ama eğer sıkıntılar varsa bu, AK PARTİ'den değildir, bu sıkıntılar, o maşaları kullanan o ülkelerdendir. Ülkelerin adlarını vermeme gerek var mı, yoksa herkes biliyor mu? Vallahi herkes biliyor.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ver, ver, ver ya bilelim. Ben bilmiyorum ya.
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Herkes biliyor. Bu ülkeler kimlerdir? Bu ülke halkının refah içerisinde, Kürtlerin refah içerisinde yaşamamasını isteyen hangi ülkeler vardır? Vallahi onu Kürtler de çok iyi biliyor. Ama maalesef birlik ve beraberlik içerisinde davranamıyoruz.
Benim sizlerden istirhamım, hepimiz, 550'miz bir ülkemiz var; 15 Temmuz ruhunu mutlaka ve mutlaka beraber götürmemiz lazım.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ya ruh mu kaldı, 15 Temmuzdan ruh mu kaldı ya? Herkesi içeri attınız ya.
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Tek başına bunu Hükûmete verdiğiniz takdirde... Tabii ki Hükûmetiz, yöneteceğiz ama terörizm farklı bir olaydır.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - O ruhu önce siz muhafaza edeceksiniz.
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Terörle bir hükûmetin tek başına başa çıktığı daha yeryüzünde görülmemiştir. Onun için, el ele vereceğiz, bir Türkiye'miz var, bir vatanımız var. Vallahi cennet bir vatanda yaşıyoruz, bunun kıymetini bilmemiz lazım.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Fakıbaba.