GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:41
Tarih:15.12.2016

CHP GRUBU ADINA ŞAFAK PAVEY (İstanbul) - Sayın Başkan, yüce Parlamentonun değerli mensupları; boğazlarımız düğümlenmiş, teselli sözcükleri nafile. Yine vahşi bir katliamın yasındayız. Ne hazindir ki yapabildiğimiz tek şey bir daha yaşanmaması için dua etmek.

Bir ülkenin en ilkesiz, en vasıfsız insanlar tarafından yönetilmesine Antik Yunan dilinde "kakistokrasi" deniyor. Kakistokrasilerde yönetim köklü cehalet ve organize yalanla desteklenir çünkü yönetenin başa çıkamadığı birçok sorun yığılmıştır. Şiddet, yoksulluk, işsizlik, çökmüş bir eğitim, sınav çılgınlığı, çökmüş bir sağlık sistemi gibi hayatlarımızı etkileyen sorunları çözemedikleri için halkı umutsuzluğa ve kapanmaya sürükleyen algı operasyonlarına, siyasi çarpıtmaya ve bilgi kirliliğine başvururlar. Kakistokrasilerde toplum devlet eliyle yaygınlaştırılan yalanlar tarafından rehin alınır. Artık gerçekle, olgularla ilgilenilmez. Normal zamanlarda ahlaksızlık olarak görülen davranışlar olağanlaşır. Çelişkilerin, tutarsızlıkların, saçmalıkların önemi yoktur. Çoğunluk güçten yana görünmeyi hasarsız yaşamın koşulu olarak kabul eder. Oysa söylenenleri unutup sadece karşımızda duran gerçeğe bakmamız lazımdır bazen.

Ne yazık ki ülkemiz en tehlikeli ülkeler sıralamasında 163 ülke arasında 18'inci sıraya yükseldi. Tarihin en ihtiyaç duyulan zamanında Türk ordusu bir cemaatin eliyle paramparça edildi. "Fetullah'ın sefasını sürenler cefasını da sürmeliydi." dediler elbette ama Darbe Komisyonunda görüldüğü üzere ortaklığınızı belleklerinizden silmişsiniz. Bu yıl 846 çocuğumuzu kaybettik. Adana'da tarikat yurdunda yanan ceylanlarımızı bu sayıya dâhil edecek gücü kendimde bulamadım. Bir babanın ceylanı olmak sadece güçlü ailelere özgü değildir. Yoksul, zengin, her babanın kızı ceylandır. Her yer çakmak taşı gibi. Ülke, şiddet felaketi, ahlak çürümesi içinde savruluyor. Geçen yıl terör nedeniyle yüzlerce insanımızı kaybettik, hangi kesin hesaptan bahsediyoruz?

Hükûmet uzunca bir süredir sistematik bir biçimde Cumhuriyet Halk Partisini terörle yan yana getirmeye çalışıyor. Bu politika sadece ana muhalefet partisi mensuplarının siyasi cinayetlere kurban gitmesiyle sonuçlanmaz arkadaşlar, aynı zamanda kendisini kanunların üstünde görmeye alıştırılmış toplulukların kontrol edemeyeceğiniz katliamlarıyla sonuçlanır. Belçika/AKP örgütlenmesinde yer alan Yusuf Tezel ve kiraladıkları, şehit cenazesinde partimizin çiçeklerini parçalamış, devlet erkânının gözü önünde Genel Başkanımızın ayaklarına kurşun koyarak tehdit etmişti. Ardından, Hükûmet kontrolündeki medyada tehlikeli mesajları olan haberler dolaşıma sokulmuştu. Elbette, Tezel ve kiraladıklarına bir şey olmadı. Bir bakanınızın söylediği üzere, refah ve huzur içinde yaşayan 510 milyon Avrupalıdan biri olarak Brüksel sokaklarında dolaşıyor. Kayseri'de bir şehidimizin cenazesinde yine partimizin çelengi parçalandı ve yine il başkanımız can güvenliği nedeniyle uyarıldı. Hemen ardından, milletvekiliniz partimizi terör listesinde gösterdi.

Dünyanın normal yönetilen her ülkesinde terörün önlenmesinden hükûmetler sorumludur. Kaybettiğimiz gencecik polislerimizin, gencecik askerlerimizin, gencecik sivillerimizin sorumlusu olarak partimizi hedef göstermekten beklediğiniz sonuç nedir? Sadece çiçeklerimizi değil, bizi de mi parçalatmak istiyorsunuz? Sonrasında ne olacağını umuyorsunuz?

Bir toplum için en büyük kayıp gerçeğin kaybıdır. Dünyanın en kontrol edilemez katliamları, toplumların gerçeği çarpıtıldığında yaşanmıştır. Kontrolsüzlük öyle bir hâle gelir ki kederli bir çocuğun bakışı, yürüyüşe çıkan hamile bir kadın, bir şarkıcının bir mitinge katılması için daveti geri çevirmesi, bir gazeteyi okumak terör işareti olarak algılanır. Sonrasını kestiremezsiniz. Kini yaygınlaştırmanız değil, önlemeniz hayati önem taşıyor.

Bütçe konuşması yerine kırmızı alarm vermek istedim. Çünkü insanın yaşama hakkı bütçeden ve diğer her şeyden kutsaldır diye düşünüyorum. Umarım buna katılıyorsunuzdur. (CHP sıralarından alkışlar)

Size bir milletvekili olarak değil, çok endişeli bir vatandaş olarak sesleniyorum. Tıpkı, Suriye batağında debelenmenizden önce defalarca nafile seslendiğimiz gibi. Gözünüze küçük görünen bir ülkeyi, mesela Suriye'yi küçük düşürmek kolaydır ama koruyucusunu mesela Rusya'yı küçük düşürürseniz kendinizi defalarca o koruyucuya yalvarırken bulmanız işten bile değildir.

FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) - Günah, günah! Halep'te yaşananları kına.

ŞAFAK PAVEY (Devamla) - Bu arada, Ruslar ülkemizin içinde bulunduğu durumu ve Orta Doğu politikanızı, kendi vekilleriniz dâhil olmak üzere, bu Parlamento mensuplarından daha fazla biliyor. Bu nasıl olabilir?

Şanghay Beşlisine girebilecekmiş gibi herkese gözdağı vermeye çalışıyorsunuz. Nasıl gireceksiniz? Şanghay Beşlisinin güçlü ülkesi Çin, 1 Şubat 2016'dan itibaren, Uygur Türkleri ile IŞİD bağlantısındaki payınız nedeniyle Türk vatandaşlarına vize vermiyor. Ne cevap verdiğinizi bilmiyoruz.

Her seviyede sınav soruları çalarak, sahte tezler vererek hak edilmemiş statü ve imkânları sistematik olarak taraftarlarınıza dağıttınız. Benim çok merak ettiğim, halkımızdan esirgediğiniz ve temelini yıktığınız evrensel eğitimi niye kendi imtiyazlı çocuklarınıza hak görüyorsunuz? Tam da bu nedenle, oğullarınız ve kızlarınız master ya da doktora yapmaya, en güçlü ittifakınız Suudi Arabistan yerine -sizin teriminizle- gâvur memleketlerine gidiyor.

Sözlüğümüzden birçok kelimeyi çıkardınız, mesela "onur", mesela "sorumluluk"...

SAİT YÜCE (Isparta) - Başörtülü okuyamadıkları için Amerika'ya gittiler.

ŞAFAK PAVEY (Devamla) - Yerine "resmî arsızlık", "resmî yaygara" gibi devlet adabıyla asla yan yana gelmeyecek kelimeler girdi.

Devlet yönetimi ve diplomaside onurun değerli bir rolü vardır, itibarımızı belirler.

SALİH CORA (Trabzon) - Siz de beraber sağladınız, HDP'yle beraber sağladınız öyle mi?

ŞAFAK PAVEY (Devamla) - Uluslararası itibar, uluslararası güven, ihracat, turizm seküler toplumun kazancıdır. Hukuk, evrensel ahlak hükûmetlere çok şey ifade etmeli.

FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) - Halep'i kınayın, Halep'i; Halep'te yaşananları kınayın.

ŞAFAK PAVEY (Devamla) - Güçlü olan beğenmediğini yok edemez, aksi hâlde haydutlardan farkımız kalmaz. (CHP sıralarından alkışlar)

SALİH CORA (Trabzon) - "Onur" kelimesine önem veriyorsanız Halep'te olanları anlatın.

FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) - Halep'te yaşananları söyle, Halep'te yaşananları!

ŞAFAK PAVEY (Devamla) - Akılları tekrarlanan yalanlarla rehin alınanlar adaletsiz tutuklamalarla, hukuksuzlukla hiç ilgilenmiyor olabilirler...

FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) - Halep'e gel, Esed'i kına.

ŞAFAK PAVEY (Devamla) - ...ama tanıştıkları imkânları kaybettiklerinde hiç sormadıkları soruları sormaya başlayabilirler. Bunu bildiğiniz için eğitimi bir tür zehir gibi algılıyor ve önlemek için elinizden geleni yapıyorsunuz. On dört yılda eğitim politikasını 14 kere değiştirdiniz. Çaresiz ailelerin ve öğrencilerin yeterince kafasını karıştırdınız, öğrencilerimizin artık hayat bilgisi bile kalmadı. İlkokul çocukları idam ilmeğiyle resim çektiriyorlar; bu, sizin yarattığınız bir fotoğraf.

Rejimi değiştirmek arzusundan sıtmaya yakalanmış gibisiniz. Bu ülkenin insanlarını hem zihinsel hem fiziksel olarak yıldırdınız, ürküttünüz. En büyük rüyanız, toplumun DNA'sını değiştirmek. Sunduğunuz çare yarattığınız hastalıktan daha korkunç ama lütfen unutmayın, hastalık önce hastanın kendisini yok eder. Kapalı bir hayata saklanmak, kendini yıldırmanın akışına teslim etmek, adaletten umut kesmek aradığınız vatandaşlık özellikleri olabilir; oysa, 21'inci yüzyılda modern devletler, vatandaşlarına güven ve refahla birlikte ortak mutluluğu sunanlardır.

Cumhuriyetten rövanş almak isteyeceğinize tarihi doğru okuyun derim. Birinci Dünya Savaşı'nda sadece Osmanlı değil, savaş ihtiraslarıyla kendi ölüm fermanlarını imzalayan 4 hanedan çöktü, bazıları soylarındaki en küçük bebeğe kadar katledildiler. Kurulurken içinden geçilen çağa bakarsanız, cumhuriyet, 20'nci yüzyılın en şefkatli ülke kuruluşudur. Şu anda oturduğunuz makamı, bu koltukları o şefkate borçlusunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Millete borçluyuz, millete! Biz bunu millete borçluyuz.

ŞAFAK PAVEY (Devamla) - Umarım, değerini kaybettiğinizde değil, içindeyken hâlâ ve şimdi fark edersiniz.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Milletten uzaksınız.

SAİT YÜCE (Isparta) - Gerçek cumhuriyet başka, CHP'nin cumhuriyeti başka.

ŞAFAK PAVEY (Devamla) - Yüce Meclise kederli saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)